English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Neyse

Neyse traduction Français

38,965 traduction parallèle
Her neyse, öğretmenim hayır yapamazsınız, dedi.
Ma prof ne voulait pas.
- Neyse ne. - Van.
Je sais ce que je vaux.
Neyse ben kursa geçiyorum.
Je vais aller en cours.
Her neyse, bu pek keyifliydi.
En tout cas, je me suis éclaté.
Her neyse, hepimiz otomobil gazetecisiyiz.
- Oui! Bref, nous sommes tous des journalistes automobiles.
Her neyse.
- Peu importe.
Neyse ki bu arabada daha basit bir yaklaşım var.
Cette voiture, heureusement, a une approche qui revient aux bases.
Her neyse, Ebola pistinde test ettiğimiz bütün araçların tur zamanları olacak.
Bref, toutes les voitures que nous testerons à l'Eboladrome Seront chronométrées.
Her neyse.
Peu importe...
Her neyse, uygun olduğunu söylerim.
Je vais dire que tu seras là.
Her neyse işte, öyle oldu.
- Je sais pas, c'est le problème.
- Evet, her neyse baba.
Oui, si tu le dis.
Neyse gitmem gerek.
Faut que j'y aille.
Her neyse, sorun değil. Oldurabilirim.
D'accord, je me débrouillerai.
Her neyse, yorgunsun sanırım.
Cela dit, tu dois être crevé.
Her neyse, bugün el doktoruma uğradım.
À part ça, pour info, je suis allée voir le médecin pour mes mains.
- Neyse anne. Seninle hiç eğlenemiyoruz.
On peut jamais s'amuser.
Neyse artık anne. Umursadığın için teşekkürler!
En tout cas, merci pour ton aide.
- Neyse atma.
- Le jette pas.
Her neyse o kendi acısıyla başa çıkmıştır.
De toute façon... il a dû dompter sa douleur.
Her neyse.
Peu importe.
Her neyse şimdi uyuyor.
Elle s'est endormie de toute façon.
Ve her neyse Pakistan'da erkek yok.
Et de toute façon, il n'y a pas de garçons au Pakistan.
Neyse daha sonra konuşuruz, vaktin olduğunda.
Je te parlerai plus tard, dès que t'auras un peu de temps.
Her neyse, geç oldu ben artık gideyim.
En tout cas, je pense qu'il est assez tard, nous devrions y aller.
Her neyse, eğer ters bir şeyler olursa beni çıkarmak için istasyonun dışında bekliyor olacaksın zaten.
De toute façon, tu seras aux portes de la station attendant pour me sortir de là si quelque chose va mal.
Her neyse. Mürettebatının en az ünlü üyesisin.
En tout cas, tu es la moins célèbre des membres de ton équipage.
Neyse hocam içeri girdi, vazifesini gerçekleştirdi ertesi gün de kadın uyandı.
Donc, il y va, il fait ce qu'il a à faire, mais le jour d'après, elle se réveille.
- Neyse ne.
- Oui.
Neyse dostum.
Oui, c'est ça. Ce mec, là?
Neyse, en azından tamamen boşa geçmedi.
Mais au moins c'était pas si mal.
Her neyse önce onu bulmalıyız, olabildiğince çabuk.
Peu importe, on le trouve d'abord, le plus vite possible.
Her neyse.
Qu'importe.
Neyse ki yanındaydık.
Je suis content que nous ayons été là.
Dolabı düşüren her neyse odadaki diğer her şeyden daha soğuk.
Ce qui a fait tomber ça est plus froid que tout ce qu'il y a dans la pièce.
- Neyse nasılsın?
- Alors, comment ça va? - Bien.
İnşallah halletmesi gereken neyse üstesinden gelebilir.
Heureusement, elle a réussi à affronter ce qu'elle avait à affronter.
Neyse ki zeki bir mucittin ve zaman makineni limitsiz enerji cihazına çevirmenin bir yolunu buldun.
Heureusement, vous êtes un inventeur brillant. Vous avez trouvé comment changer votre machine en une machine à énergie illimitée.
Onu nasıl açacağım ya da her neyse?
Et si je l'allumais ou autre?
Sana söylediği yalan her neyse önemli olan bu kısmı değil mi?
Peu importe ses mensonges, ce n'est pas ça le plus important?
Kim ya da neyse Dirk Gently'yi bulana kadar. Sonra piranayım.
Jusqu'à ce que je trouve Dirk Gently, puis je serai un piranha.
Anahtarı, kolu ya da her neyse onu bize bırakan Patrick'ti.
C'est Patrick qui nous a laissé la clé ou la manivelle ou le truc.
Neyse ki.
Dieu merci.
Neyse, birden oraya gitmek delice olmaz, değil mi?
C'est pas fou d'aller là bas, si?
İspanyollar için zeytin neyse, Hintliler için de yoğurt odur.
L'olive, pour un espagnol, est très équivalent à ce qu'est le yaourt pour les indiens.
Evet, neyse.
Oui, c'est ça.
Neyse, bir düşünün.
Pensez-y.
Bence seni rahatsız eden her neyse onunla baş etmene yardım etmem için buradasın ve bu kimlik kriziyse varsın öyle olsun...
Je pense que tu es ici pour que je t'aide à gérer ce qui te trouble, et si c'est une crise d'identité...
Her neyse, cümlenizi tamamlayın.
De toutes manières, finissez cette phrase.
Neyse ne.
C'est ce qui se passe.
Beyonce'yi tercih ederdim, ama neyse...
Beyoncé comme alias, mais...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]