Neyse ne traduction Français
4,511 traduction parallèle
Olay benim kokainde. 15 kilo ham kokain. Neyse ne.
D'abord il y a ma coke, 15 kg de cocaïne pure.
Neyse ne, ucube.
Peu importe. Taré...
Evet neyse ne ödünç alıcam.
Ouais, c'est bon, on va juste les emprunter.
Neyse ne kuralları ben koymuyorum. Kimin umurunda?
C'est pas moi qui fais les règles.
Neyse ne.
- En 1803. Peu importe.
- Neyse ne!
- Peu importe!
Neyse ne, kendine dikkat et.
Soyez quand même sur vos gardes.
- Neyse ne.
- M'en fiche.
- Neyse ne bu bir ördek.
- On s'en fout, c'est un canard.
Neyse ne sağlıklı ve keyifli görünüyor.
Il a l'air content et en bonne santé.
Her neyse, bu yaygaranın nedenini bilmiyorum.
Je ne vois pas l'intérêt de tout ce raffut.
Her neyse, seni ilgilendirmez.
De toute façon, ça ne te concerne pas.
Neyse şu bisikleti park etmem lazım.
Mon vélo ne va pas se garer tout seul.
- Evet, neyse ki.
- c'est qu'on ne passeras pas la soirée ensemble. - Oh oui.
Neyse, o felaketten sonra, onu bir daha görmeyeceğim düşünmüştüm.
Bref, après cet incident, je pensais que jamais je ne le reverrai de ma vie.
Her neyse, canım, bu da ne?
Enfin. Qu'est-ce que c'est?
Aman neyse.
Eh bien, ne vous inquiétez pas.
Neyse, yani, o bir adamla tanışmış, adı Alan ve ortak bir dillerinin olmaması gibi bir sorunları var.
Bref, de toute façon, elle a rencontré un homme, Alan, et le problème c'est qu'ils ne parlent pas la même langue, du coup je me demandais si vous pouviez traduire.
Ne yapıyorsun? Neyse, içeri gir ve kapıyı kapat.
Retourne à ton ordi, j'ai pas terminé mon show.
Her neyse sonra konuşmaya başladık ve bilmiyorum... başka şeyler yaptık.
Je ne sais pas... on a fait d'autres trucs.
Neyse, ben burada daha fazla yorum yapmak istemiyorum.
Bon, je ne veux pas spéculer.
Her neyse, o akşam, henüz güneş bile batmamışken beni akşam yemeğine davet etmek için iyi bir zaman olduğuna karar verdi.
Bref, ce soir là, avant que la nuit ne tombe, il décide que c'est le bon moment pour m'inviter à dîner, mais ça me pose un problème, car je pense à la femme de Marty
Neyse, çok kaptırmayalım kendimizi.
Ne nous égarons pas.
Her neyse.
Mais je ne le ferai pas.
Her neyse, dans edecek durumda olmadığını biliyorum ama lütfen içecekleri için ve kendinizi evinizde hissedin.
En tout cas, je pense que vous ne serez pas d'humeur à danser, mais je vous en prie, prenez un verre, et faites comme chez vous.
Rust her neyse, neydiyse ya da neye dönüştüyse beni bir daha aramayın.
Peu importe qui est Rust ou ce qu'il est devenu... ne m'appelez plus jamais.
- Neyse, Benjamin daha sonra da...
- Pourquoi vous ne le baptisez pas? Peut-être que...
Neyse, sen ne yapmaya çalışıyorsun?
Qu'est-ce qui te prend?
Ve neyse ki yıllardır yaptığım sorgulamalardan sonra değiştiremeyeceğim bazı şeyleri olduğu gibi kabul etme huzuruna erdim.
Par chance, après toute ces années, j'ai acquis la sérénité d'accepter les choses que je ne peux pas changer.
Her neyse, neden şikayet ettiğini anlamadım.
Je ne comprends pas pourquoi vous vous plaignez.
Anlamadım, neyse.
Je ne vois pas ce que tu veux dire.
Neyse ne işte?
C'est sans précédent, on n'en a jamais entendu parler, comme vaudou-zombie mystérieux. Je ne sais pas.
Bu ne ya? Bilmiyorum, her neyse temizle işte.
Je sais pas, peu importe, nettoie-le.
Neyse, ama bak ne buldum.
Regarde ce que j'ai trouvé.
Neyse ki olaya tanıklık eden adam benim ekibimden biri değilmiş.
Heureusement pour toi, celui qui a assisté à la fusillade ne fait pas partie de ma bande.
Yakında anlarız Sayın Başkan ama hareket planları her neyse, hiç vakit harcamıyorlar.
Il est trop tôt pour le dire, M. le Président, mais quel que soit leur plan d'action, ils ne perdent pas de temps.
- Neyse ne.
Peu importe.
Neyse, üzgünüm, senin için yapabileceğim bir şey yok.
Eh bien, désolé, Je ne peux rien faire.
Adı her neyse, onun bu şansı olmayacak, değil mi?
Et "quel est son putain de nom" ne va pas lui donner cette chance, hein?
Neyse, daha ne var ne yok?
Compris. Il y a du nouveau, à part ça?
Bulman gereken kanıt her neyse aradığını polis duymadan almanı istiyorum çünkü duyarlarsa, işverenimiz tehlikeli bir şekilde açığa çıkmış olur.
Quelles que soient les preuves à trouver, faites-le avant que la police ne s'en rende compte, sinon notre employeur risque d'être compromis.
Her neyse, dersler hakkında fikrimi değiştirdim.
De toute façon, je ne veux plus passer mon permis. Désolée.
Her neyse yap işte.
Je ne sais pas comment tu fais, mais fais-le.
Neyse, zaten gelemem.
Bref, je ne peux pas.
Neyse ilgini çeker mi bilmiyorum.
De toute façon... je ne suis pas sûre que ce soit quelque chose qui t'intéresse.
Her neyse, hiçbir manaya gelmiyordu bile.
Peu importe. Ça ne veut rien dire.
Neyse, aynı günde hem sana hem de George'a hoşça kal diyemezdim.
De toute façon, je ne crois pas que j'aurais été capable de faire mes adieux à George et vous le même jour.
Neyse Tedarik Komitesi'yle ilgilenmiyorum.
Et je ne suis pas intéressé par le comité d'approvisionnement.
Sanırım ben neyse bu fırsatı değerlendireceğim.
Non, je ne crois pas l'avoir fait, alors, euh... je me devais de saisir cette opportunité.
Her neyse, birliğimizin adını bilmesi üye olduğu anlamına gelmez.
Et alors, qu'il connaisse notre devise ne veut pas dire qu'il y est inscrit.
Bu her neyse böldüğüm için üzgünüm.
Pardon d'interrompre je ne sais pas trop quoi.
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
nero 36
new york 2524
nemo 30
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320
newman 169
nellie 86
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320