English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ O ] / Onun da

Onun da traduction Français

13,401 traduction parallèle
Van Zant payını istedi ama Sid öldü, onun da tek seçeneği senin peşine düşmekti.
Donc van Zant voulait sa part, mais avec la mort de Sid, sa seule option était de courir après votre part.
Onun da seni sevdiğine eminim
Et je suis sûre... Qu'elle t'aimait.
Bana saygısızlık yaparsan onun da haberi olur.
Quelle que soit l'irrévérence que tu me montreras, il le saura.
Bebeğini teslim ettik, fakat onun da başarıp başaramayacağını bilmiyoruz.
Nous l'avons accouchée, mais on ignore si le bébé va s'en sortir.
Onun da sırası gelecek. Sadece mekânı görmeni istedim.
Je voulais juste que tu vois cet endroit.
Bence Charles onun hakkında ben bir şeyler öğrenirken onun da benimle ilgili detaylar bulacağını görmemi istemiş.
Je crois que Charles veut que je saches que peu importe ce que je découvres sur son identité, il peut découvrir autant sur la mienne.
Benim ona ihtiyacım olduğu kadar onun da bana var.
Elle a besoin de moi autant que moi d'elle.
Sana mesaj atan her kimse, onun da kankasıyım.
Et je suis l'ami de tous ceux qui t'envoient des messages.
Her küçük kız gibi onun da prenses olma hayalleri vardı.
C'est ce dont chaque petites futures princesses rêvent.
Onun da bunu bildiğini varsaymalıyız.
On doit partir du principe qu'il sait qu'on l'a.
Ama onun da beni sevdiğini kim söyledi?
Mais qui a dit qu'il m'aimait?
New York'ta onun da içinde olduğu birim S.S tarafından vurulurken bu nasıl olduysa koduğumun kamyonuna bindi.
Sa cellule à New York a été attaqué par les S.S., au moment où il a eu son foutu camion.
Yeterince iyi olsaydım olurdum ama onun da olmasını istiyordun.
Si j'étais assez douée, j'aurai suffi, mais tu la voulais aussi.
Onun da kendine ait özel labirenti varmış.
Elle a son labyrinthe privé aussi.
Şimdi onun da peşine düşecekler.
Et maintenant ils vont venir pour lui.
Tek bildiğimiz, filmleri ona verdiğimiz, onun da karşılığında Piyadelere karşı kullanabileceğimiz istihbarat verdiği.
Tout ce que nous savons c'est que nous les lui amenons et qu'il en retire des renseignements Que nous pouvons utiliser contre les Japs.
- O çirkin hayvanın biraz göze battığının ben de farkındayım. Hatta kötü de kokuyor. Ama en az senin kadar onun da burada olmaya hakkı var.
- Juste vous dire que, je suis d'accord que ce chien galeux est répugnant... il ne sent pas très bon en plus... mais il a autant le droit d'être là que vous.
Evet, burada birkaç aydır sadece Dalton'u tanırım fakat şu kiyamet kopana kadar onun da o köpeği pek sevmediğine iddiaya girerim.
Je ne connais Dalton, le barman, que depuis quelques mois, mais je suis prêt à parier qu'il aimera ce chien jusqu'à ce que l'enfer se déchaine.
Onun da hayatını tehlikeye atamam.
Parce que je ne veux pas la mettre en danger aussi.
Onun nerede olduğunu ya da onu ülkeden nasıl çıkaracaklarını bildiğimi nereden çıkarıyorsun?
Qu'est ce qui te fait penser que je sais où elle est ou comment ils vont la faire sortir du pays?
Sid'in ölümü ne kadar üzücü olsa da kanal yarınki programı onun anısına yapmamızı istiyor.
Aussi tragique est la mort de Sid, la chaîne nous a demandé de continuer le show de demain soir... comme un hommage.
Maskeli adam almış olmalı, bu da Sid çantayı onun için bıraktı demek.
le gars masqué a dû le prendre, ce qui veut dire que Sid doit être celui qui l'y a déposé.
Onun için olmasaydı, ödünü bokuna karıştıracak böylesi bir kitapçıda suç işler miydin?
Seriez-vous en train de commettre un crime dans une librairie flippante s'il n'avait pas été là?
Richard da aynı onun gibi.
Et Richard est pareil.
Ben konuştuğumda da onun sesiyle konuşurum.
Et quand je parle c'est avec sa voix.
- Öyleyse ne yaptığını da biliyorsun. Bunu kabul etmene ihtiyacım var ki onun lanet oylamasını engelleyeyim.
Et j'ai besoin que tu l'admettes, pour que je puisse bloquer leur connerie de vote.
Aşağıda onun için 6 tane var.
Il en aura six autres.
O zaman onun bir fantezi dünyada yaşadığını, radyoya çıktığını ve Bir Fırsatını Kollayın diye seslendiğini de biliyorsun. Çünkü gerçek dünya da...
Il vit dans un monde imaginaire où il lance un avertissement.
Rhys'i bir görsen, Aria emin ol onun Charles olma olasılığı da yüksek.
Et quand tu verra Rhys... Aria, je te le dis. Il y a de fortes chances qu'i soit Charles.
Büyüdüğümde kayıp kişileri onun tarifine uyan biri var mı ya da o maske veya sembol suça karışmış mı diye FBI'ın sisteminde bile araştırdım ama hiçbir şey çıkmadı.
Plus âgé, j'ai vérifié les personnes disparues, avec les fichiers du F.B.I., une personne correspondant à sa description ou n'importe quel crime impliquant des symboles ou ce masque, mais il n'y avait rien.
O da onun arabasını alıp Emma'da kalmak için yola çıkmıştı.
Alors elle a pris sa voiture et prévoyait de rester chez Emma.
- Onlar da onun iyi bir evlât olduğunu düşünmüşler.
Donc ils en ont conclu que c'était un bon fils.
- Onun için çalıştım da.
J'ai travaillé pour lui.
- Onun yerine Dev, en büyük probleminin dairesindeki Wi-Fi'ın berbat olması olduğu Amerika'da yaşıyor.
Mais Dev vit en Amérique. Son seul problème, c'est sa connexion wi-fi pourrie.
Ari'nin deli götünden bir şey öğrendiysem o da eğer onun kötü bir şey yapmasını istemiyorsan kötü şeyi önce sen yapsan iyi olur.
S'il y a quelque chose que j'ai appris sur ce taré d'Ari, c'est que si tu veux pas qu'il fasse un truc horrible, fais-le avant lui.
Bu yüzden güzel Prenses Rachel'ı da uyutmazmış. Prenses de delirip, onun yumrularına vururmuş.
Il empêchait la ravissante princesse Rachel de s'endormir, du coup, elle péta un câble et lui frappa le popotin.
Onun Avrupa'da bir organize suç örgütüyle bağlantılı olduğunu düşünüyorlar gibi.
Il tremperait dans le crime organisé en Europe.
Onun kelâmlarını takip etmeye hazır düzinelerce insan var dışarıda.
Nous sommes des dizaines dehors prêts à suivre ses paroles.
Söyleyemeyeceğinizi biliyorum ama B. Willis Tırmanma Merdiveni'ni Bruce Willis yaptırmış, değil mi? Onun oğlu da burada mı?
Pendant ce temps, je fais tourner une affaire supplémentaire en louant à court-terme notre appartement du haut.
Onun yardımına da ihtiyacım var.
J'ai aussi besoin de son aide.
Ne olursa olsun bu iş sana ne yaparsa yapsın onun gibi olma ya da benim gibi.
Peu importe ce qui se passe, peu importe ce que ce job te fait, ne finis pas comme lui... ou moi.
İyi bir projeyi ve sağlayabileceği faydayı mahvetmeyle karşılaştığında ülkeni başa, egonu onun ardına koyarsın ya da bir sır olarak tutar ve sicilinden şartlı tahliyenin silinmesini sağlarsın.
Tu places ton pays en premier, et ton ego après, et quand on fait face en ruinant un bon projet et tout le bon que ça peut faire ou garder un secret et qu'on a ta probation retirée de ton dossier...
- Örgülü bakır teli düşünüyorum da neden onun yerine patlatma teli kullanmıyorlar, GCD'deki gibi?
Je ne peux pas m'empêcher de penser à ce fil de cuivre tressé. Pourquoi ont-ils utilisés ça au lieu d'un fil de dynamite, comme a GET?
Orada bir kadınla tanışmış, sonrası bir kızları olmuş ve daha sonra da onun için annemi terk etti.
Il a rencontré une femme là-bas, puis ils ont eu une fille, et puis il l'a quittée pour ma mère.
Onun da...
- Elle devrait...
Isaac Newton'da seksi en az onun kadar düşünmüştür.
Vous pouvez aussi le considérer comme l'Isaac Newton du sexe.
Ben artık onun ayık kalma koçu değilim eğer ayık kalmak istiyorsa kendi yapmalı, o da biliyor zaten
Je ne suis plus sa marraine. S'il veut décrocher, il doit le faire lui-même, il le sait.
ya da onun kolanyasının kokusunu aldın mı
Ou vous êtes-vous mise à porter son parfum?
Onun 2010 da restorana geldiğini söyledi Bir kaç tane resimini göstermiş yakışıklı uzun bir Latin adamın
Elle est venue au restaurant en 2010 lui montrer des photos d'un latino, la trentaine, très grand,
Onun kayboluşunun ardındaki gizem perdesi son 20 yılın en büyük olayıydı ya da popüler medya bize böyle gösterdi.
Le mystère de sa disparition est l'un des plus grands du siècle, ou en tout cas, c'est ce qui se dit.
O kanı buraya getirir ve insanlarım onun tarafına geçerse yukarıda ki batakhane, Cielo Drive'a dönüşecektir.
S'il rallie les miens à ses côtés, le resto là-haut va devenir Cielo Drive.
david 2467
davıd 24
darling 44
daddy 17
danny 1357
daniel 570
dana 196
dante 84
dash 20
data 848
daphne 369
dale 159
daria 27
daisy 193
dave 763
dane 24
dani 91
danke 21
dallas 215
daniele 26

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]