English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ P ] / Progress

Progress traduction Français

24 traduction parallèle
John Bunyan'ın'Pilgrim's Progress'.
Le Progrès du Pèlerin, de J. Bunyan.
Babam hacının günlüğünden pasajlar okurken beyaz işlemeli gömleğimi giyerek sallanan koltukta oturmak zorundaydım.
Je devais m'asseoir sur une grande chaise, je portais un col en dentelle blanche et mon père lisait des extraits du Pilgrim Progress.
Eyes Wide Shut bir "rake's progress" öyküsüne benzer.
Eyes Wide Shut, c'est un jeu dangereux.
Birlikte çalışmamızda, ümit ederim hepiniz yeni zirvelere çıkmayı sürdürmeye gayret edersiniz.
J'espere que dans votre travail a l'avenir, Ne cessez pas de faire des progress
Dortha Shaefer halen yerel gazetede köşe yazarlığı yapıyor.
Dortha Schaefer continue à écrire sa colonne pour le journal Paulding Progress.
O geri adım atmadı, sen onunla yarışıyorsun.
Il n'a pas rompu Rhea. Tu as progress � de l'avant.
WOA Belgeleri. Ginger Swensen Röportajı.
Transcriptions WPA. ( Work Progress Administration ) Interviewée, Ginger Swensen.
Bu işte daha iyi olmak için, sanırım.
But we do progress.
Tory, seni iyi bir yerli müteahhitle tanıştırayım. Aynı zamanda Kuzey Carolina, Progress'in yeni seçilmiş belediye başkanı olur.
Tory, je voudrais te présenter un entrepreneur qui se trouve être le tout nouveau maire de Progress en Caroline du Nord,
Progress'in gece hayatında pek ilerleme olmadığını göreceksin.
La vie nocturne ne s'est pas améliorée à Progress, tu verras.
Progress'in Prensi, tepeden tırnağa kadar.
Le Prince de Progress jusqu'au bout des ongles.
Bunca yıldan sonra Progress nasıl görünüyor?
Comment trouves-tu Progress, après tout ce temps?
Progress'e hoş geldin Tory.
Bienvenue à Progress, Tory.
Progress gibi bir kasabada böyle bir şey nasıl olabilir?
Comment une telle chose peut-elle arriver à Progress?
Çok geçmeden büyük bir ateş ve duman kıvılcımlar saçıp, iğrenç sesler çıkararak gelmiş ve Hıristiyan'ı kılıcını çekmeye zorlamıştı. Ayrıca başka bir silaha, dualara sarılmıştı.
"De temps à autre, les flammes et la fumée sortaient en telle abondance accompagnées d'étincelles et de bruits horribles qu'il fut contraint de rengaîner et recourir à une autre arme appelée Prière-Incessante." ( "The pilgrim s progress" de J.Bunyan )
Sonra arka arkaya "Jake in Progress" dizisinin bölümlerini seyrettim. Bu diziye yanlış isim vermişler. Çünkü Jake her zaman aynı hataları yapıyor.
Puis des épisodes de Jake in Progress, qui a un mauvais titre, Jake fait toujours les mêmes erreurs.
It's a work in progress.
C'est un travail en cours.
* Ele aldım bilim ve ilerleme gibi *
Science and progress
Anlatılana göre, Steve Heymann, MIT danışmanına bardağı taşıran son damlanın Demand Progress adlı oluşumun basın açıklaması olduğunu söylemişti. Aaron bu oluşumun kurucularındandı.
Le procureur Stephen Heymann aurait par la suite déclaré à l'avocat extérieur du MIT que la goutte d'eau qui a fait déborder le vase avait été une déclaration de presse faite par une organisation fondée par Swartz et appelée "Demand Progress" ( Exigeons Mieux ).
Demand Progress bir online aktivizm topluluğudur.
Demand Progress est une organisation activiste en ligne
Swartz ve Demand Progress, devasa bir destek oluşturmuştu bile. Geleneksel toplumsal öfke ve VoIP'yi ( Internet Üzerinden Ses Protokolü ) kullanmışlardı.
Swartz et Demand Progress ont été capables de mobiliser un soutien énorme à l'aide de méthodes traditionnelles combinées à un usage de la voix sur IP pour rendre très facile aux gens le fait d'appeler le Congrès.
"Progress" ilerlemek, "digress" ise uzaklaşmak.
Comme progresser, avancer, bifurquer, reculer.
Gidip Demand Progress'i ( İlerleme Talep et ) kurdu.
C'est là qu'il a lancé "Demand Progress".
Progress Müzesinde.
Dans le Musée du Progrès.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]