Sen kal traduction Français
4,407 traduction parallèle
- Sen kalıyor musun?
Quoi, tu restes?
Sen kalmak istiyorsan kal.
Tu peux rester si tu veux.
Hayır, sen kal.
Non, tu restes.
Tamam, tamam, sen kal.
D'accord, tu restes.
Sen kalıyorsan, ben de kalıyorum.
Si tu restes, je reste.
Sen kal.
Tu reste.
Hayır, sen kal.
Non, non.
Sen kalıntılara bakmaya devam et. *
Alors contente-toi de fouiner autour des restes, hein?
Sen burada kal.
Reste là.
Hey, hey, sen burada kal.
Hey, Hey, restez là!
Ben burada kalıp kağıtları imzalasam sen de Hope'u alsan, sonra yeni arabamızla evimizde buluşsak?
Je reste signer les papiers. Tu récupères Hope et je te retrouve à la maison.
Sen Riley ile burada kalırsın.
Tu pourrais rester ici avec Riley...
Tatlım, sen Mindy teyzenle kal, tamam mı?
Tu sais où il est. Tu restes avec Tatie Mindy, ok?
O hallediyor. Sen içeride kal.
Il s'en occupe, et donc, tu peux rester à l'intérieur.
- Tamam. Sen hatta kal.
Okay, je vais juste te garder en ligne,
Sen burada kal ve telefon etmemi bekle.
Reste là et attends mon coup de fil.
Eğer kalırsan sen de biraz yiyebilirsin.
Si tu restes, tu pourras en avoir.
- Sen burada kal. Bir şey değildir.
- Reste là, je suis sûre que ce n'était rien.
Sen, Mellie, Verna, adamın Cyrus ve biricik Fitz'in de o batan gemide kalırsınız.
Mellie, Verna, ton cher Cyrus, et ton précieux Fitz allez être ceux bloqués sur ce navire en perdition de l'Etat.
Sen burada kal ve kapıyı kilitle.
Tu reste juste ici et tu verrouilles cette porte.
Eğer çantan ile birlikte bir köprünün altında uyumak istiyorsan sen bilirsin ama çocuklarım kalıyor.
Si tu veux, prends tes valises et va dormir sous un pont mais mes enfants restent ici.
Sen burada kal ve FBI'ı gözle.
Tu restes ici et tu gardes un œil sur le FBI.
- Sen onunla kal.
Reste avec lui.
Ben bu gece yemek için harika köftemden yapayım. Sen de kalıp ye.
Je fais mon super pain de viande pour dîner ce soir, tu restes manger?
Sen burada kalıyorsun!
Tu restes ici!
Sen burada kal.
Tu restes ici.
Yatakta kal sen!
Non, tu restes aulit!
Sen çalardın, birlikte yerdik sonra suçu üzerime kalırdı.
Tu le piquais, on le mangeait et c'est moi qui prenais.
Sen Tommy'yle kal tamam mı?
Tu restes là avec Tommy, d'accord?
Sen onunla kal, ben bakarım.
Reste avec elle, je m'occupe de lui.
Sen yaptığın her şeye en az 15 dakika geç kalırsın. - 5 dakika.
Tu l'es toujours de 15 minutes au moins.
Ben kalıyorum diye, sen de kalmak zorunda değilsin.
Tu sais, ce n'est pas parce que je reste que tu es obligée de rester.
Bir arkadaşın trafik kazasında ölür, sen hayatta kalırsın.
Un ami meurt dans un accident de voiture, tu survis.
Jun, sen arabada kal ve 30 dk. içinde dönmezsek polisi ara.
reste-là 669 ) } et appelle la police si on n'est pas revenu d'ici 30 minutes.
Sen çocuklardan, evde bir kadınla kalıp başka bir kadınla yatmaktan bahsediyorsun.
Non, c'est avoir des gosses et une maison avec une femme, mais coucher avec une autre.
Sen de mesaiye kalıp yeni oyuncaklarınla oynayacak mısın?
Oh, est ce que tu vas rester tard et jouer avec ton nouveau jouet?
Sen orada kal.
Reste là.
- Sen nerede kalıyorsun?
Où est-ce que tu es?
Bu arada, Drew, sen de gözden uzakta kal.
Pendant ce temps, Drew, tu dois absolument rester hors de vue.
Eğer kalırlarsa, sen ve Nikita ve burası, herkesi öldürteceksiniz.
S'ils restent, toi et Nikita et cet endroit, vous allez tous être tués.
Sen ve ellerin olduğunuz yerde kalın.
Toi et tes mains, restez là.
Sen Haiti'ye gidersin, ben burada kalırım.
Donc tu pars pour Haïti et je resterai ici.
Sen, burada kal bir şey aramaya devam bize Smith bulmanıza yardımcı olacak.
Restez là, continuez de chercher un indice pour retrouver Smith.
Belki sadece ben fark etmişimdir ama bazı şeyler gerçekten biz kadınlar için ilerliyor sanki. Amelia Earhart Atlantik Okyanusunu uçakla geçiyor sen basın odasında suç hakkında yazılar yazıyorsun ve bana da dışarıda suç işlemek kalıyor.
( rires nerveux ) Peut-être lui est juste moi, mais paraît comme choses avance vraiment pour notre genre, cela qui avec cet Amelia Earhart fixin'voler à travers l'Atlantique, et vous dans le newsroom, écrire au sujet d'infraction...
Sen hain bir kal...
Tu ressembles à une traitresse, péta...
Sen ısmarladığın sürece, burada kalıyormuşum gibi ortalıkta dolanmak bana uyar.
Tant, que tu achètes, je peux me promener. prétendant être un invité ici.
Yeminim olsun ki, sen, bu kalın et dilimi kadar ölüsün!
Je jure devant Dieu, que tu... que tu as le cerveau aussi mort que ce morceau de viande!
Sen burada kalıp araştırmaya başla.
Tu reste ici et commence les recherches.
Sen git. Ben Bonnie ile kalırım.
Je reste avec Bonnie.
Sen burada kal, dinlenirsin.
Restez ici.
Sen burada kal.
Vous restez ici.
kaldırın 181
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalıyorsun 17
kalmam 16
kalıp 21
kalabalık 41
kalmamış 19
kalbimi kırdın 25
kaldır beni 31
kalkıyorum 26
kalktım 52
kalıyorsun 17
kalmam 16