English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Senin hakkında

Senin hakkında traduction Français

5,721 traduction parallèle
En azından senin hakkında yanılmamışım.
Au final, j'avais raison sur toi.
Senin hakkında söylediği şeylerden dolayı mı?
À cause de ce qu'elle a dit sur vous?
Senin hakkında söylediği onca şeyden sonra mı?
Après ce qu'elle a dit sur vous?
İlk karşılaştığımızdan beri, senin hakkında bilgi toplamaya çalışıyorum ama hiç yok.
Depuis que nos chemins se sont croisés j'ai essayé de trouver des infos sur vous, mais il n'y en a pas.
Senin hakkında bildiğim çok fazla şey var.
Il y a beaucoup de choses que je sais sur toi.
Biliyorum, kulağa çılgınca geliyor ama arabayla uzaklaştığında senin hakkında düşünmeden yapamadım, bu yüzden...
Je sais que ça semble fou, mais je ne pouvais pas m'arrêter de penser à vous quand je fuyais, donc...
Senin hakkında bazı şeyler biliyorum, Tom.
Voilà ce que je sais à propos de vous, Tom.
Evet, senin hakkında çok şey duydum. Tanrım, Max.
J'ai entendu parler de toi.
Baphiste... -... senin hakkında ileri geri konuşuyordu.
Écoute, Baptiste... il disait beaucoup de merdes sur toi.
O da senin hakkında buna benzer bir şey söyledi.
Elle dit la même chose de vous.
Wendy teyzem senin hakkında haklıymış.
Tante Wendy avait raison à ton sujet.
Ve senin hakkında haklıydı.
Et elle avait raison à propos de toi.
Herkes senin hakkında haklıydı.
Tout le monde avait raison à propos de toi.
Senin hakkında bir sürü şey duydum.
J'ai tellement entendu parler de toi.
Beni senin hakkında uyardı.
Projet LEDA? Elle m'a avertie à propos de toi.
Senin hakkında her şeyi biliyorum.
Je sais tout de toi.
Bilmem, polisler sürekli karşıma çıkıp senin hakkında üstü kapalı konuşuyorlar.
Je sais pas. Des flics qui se ramènent à mon bureau, faisant allusion à toi?
Senin hakkında konuşmak için benimle buluşmak istedi.
Il a demandé à ce qu'on se voit. A propos de toi.
Senin hakkında hiçbirşey bilmiyorum, bu hariç ana ekrandaki Biggie ve aşk alıcı selfilerin.
Je ne sais rien de toi, à part le fait que ton écran d'accueil est une photo de Biggie et que tu adores prendre des selfies.
Ve senin hakkında başka bir hikaye yazmam için beni bekleme.
Et n'attend pas sur moi pour écrire une autre histoire sur toi.
Görünüşe göre senin hakkında söyleyecek çok iyi şeyleri varmış.
Apparemment, il dit beaucoup de bien de vous.
Bu da sürekli senin hakkında kötü düşünecekleri korkusunu yaratacaktır.
Et cette chose dont vous avez toujours eu peur... Que quelqu'un pense du mal de vous...
Aptalca bir hareket. Tabii senin hakkında bir şey bilmiyorsa. Mühürlü ıslahevi raporu.
Un geste stupide... à moins qu'il sache quelque chose sur vous... quelque chose comme un casier juvénile scellé qu'il pourrait utiliser comme moyen de pression pour vous faire faire ce qu'il demande.
Senin hakkında, daha önce hiç düşünmediğim bir şey düşünüyorum. Sanırım bu, güven. Oradaki insanlar hastalıklı ve nefretle dolu kişiler.
J'ai de nouveaux sentiments pour toi, je crois que c'est la confiance.
Senin hakkında iftiralar atan birinin olması çok küçük düşürücü.
C'est insultant que quelqu'un raconte des mensonges.
Belki Chapel senin hakkında yanılmıyordur.
Peut être que Chapel avait raison a ton sujet.
Zaten benim olanı verince senin hakkında olumlu konuşacağımı mı sanıyorsun?
Je glisse un mot pour vous, et vous me rendez mes biens?
Joe senin hakkında doğru söylemiş, çok asil.
Joe avait raison à ton sujet.... si noble.
Hayatım hakkında, senin hakkında, çocuklar hakkında her şey hakkında işte.
De ma vie, de toi, des enfants, à peu près tout.
Auggie Anderson senin hakkında iyi şeyler söyledi.
Auggie Anderson a fait des éloges de vous.
Havadayken senin hakkında biraz araştırma yaptım.
J'ai fait quelques recherches sur vous pendant mon vol.
Aslına bakarsan, senin hakkında çok fazla konuşuyor.
Il parle de vous tout le temps.
İşte, düşünüyorum da bir kaç haftadır bunu yapıyoruz ve ben senin hakkında çok fazla şey bilmiyorum.
Tu sais, je pensais... on fait ça depuis quelques semaines, et j'en sais pas beaucoup sur toi.
O taraftan gidersen senin hakkında endişelenmeme gerek kalmaz.
Si tu vas par là, j'ai plus à m'en faire à ton sujet.
Paranı bu şekilde harcarsan, senin hakkında endişelenmeme gerek kalmayacak.
À dépenser ainsi, tu ne seras plus un souci.
Tüm bu internet dedikoduları arasında senin hakkında gerçek anlamda pek bir şey bilinmiyor.
Avec tout ce qu'on lit sur Internet et dans les journaux, on connaît peu de choses sur votre personnalité.
Lee Anne, sen iyi bir polissin ve başvuracağın bir departman için seve seve senin hakkında çok güzel tavsiyelerde bulunabilirim.
Tu n'as pas énormément de preuves. Seulement 51 % Je dois tout repasser en revue et trouver l'aiguille dans la botte de foin,
Senin hakkında bir şeyler okumuştum.
J'ai lu sur vous. Ha ha!
Senin hakkında yanılmışım.
J'avais faux à propos de toi.
Evet, senin hakkında yanılmışım.
Je me suis trompée sur toi.
Aslında, senin ne yapacağın hakkında daha çok endişeliyim.
Je m'inquiète plus de ce que toi tu vas faire.
Hayır, hayır, ben senin eski eşi hakkında söz etmiyorum.
Non, je ne parle pas de votre ex-femme.
Ama başlangıç olarak... Malcolm hakkında senin ve Oliver'ın bilmesi gereken bir şey var.
Pour commencer, il y a quelque chose à propos de Malcolm que vous devez savoir.
Ve birilerine maskem hakkında bir şey söylersen ben de senin maskeni söylerim.
Et si tu parles de mon masque à quelqu'un, Je leur parlerai du tien.
Elimde North Shore'da olan Danno var, Elimde adam azaldı, böylece durum hakkında düşündüm ve takip boyunca senin, yeterince işinin ehli olduğunun farkına vardım.
Danno est sur la côte nord, je manque de main d'œuvre... alors j'y ai réfléchi et je me suis dis que tu étais assez compétent pour faire équipe avec moi.
Senin kalp krizi geçiren hastan hakkında.
Ton patient à la crise cardiaque.
Ragnar Lothbrok hakkında senin bilmediğin şeyleri biliyorum.
Je sais des choses que vous ignorez sur Ragnar Lothbrok.
Seninle ayrılmamızın tek sebebi, halkımla ilgilenirken senin güvenliğin hakkında endişelenmemekti.
L'unique raison de notre rupture était que je puisse gérer mon peuple et les Trags seul, sans avoir à m'inquiéter de ta sécurité.
Mesela, Barbara sekreterlik hakkında bir şey biliyormuş gibi görünmüyor, ama senin için gerekli.
Par exemple, Barbara ne connais absolument rien au travail de secrétaire, et pourtant, apparemment, elle est essentielle... selon toi.
Senin vücudun hakkında mı?
Sur votre corps?
Durumun hakkında konuşabileceğimiz şeyler var ancak korkarım ki koşullarda senin çalışmaya katılımınla ilgili bu tip bozukluklarda...
Nous pouvons discuter de certaines choses à propos de votre état, mais j'ai peur que votre participation à l'étude, avec ce genre de dysfonctionnement...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]