English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ S ] / Senin için

Senin için traduction Français

70,175 traduction parallèle
Senin için harika olur.
Ce serait parfait pour toi.
Dur da durumu senin için açıklığa kavuşturayım, tamam mı?
Alors, laisse-moi mettre cartes sur table, d'accord?
Ben senin için endişeleniyorum.
Je m'inquiète pour vous.
Senin için endişeleniyorum.
Je m'inquiètes pour toi.
Abu Dabi'de senin için yaptıkları gösteri de buna dahil.
Incluant le petit spectacle qu'ils ont organisé pour vous à Abu Dhabi.
Senin için hâlâ değerliyim, istihbaratım var.
J'ai encore de la valeur. Je peux vous renseigner.
İyi haber şu ki senin için hâlâ uygunsa plânladığımız gibi, görüşmeyi gerçekleştirebiliriz.
De toute manière, la bonne nouvelle c'est que nous pouvons garder notre rendez-vous comme programmé si cela vous convient encore.
Senin için hiçbir sorun yok, onun yanına kâr kalacak.
Pour vous, c'est réglé. Il a tous les droits...
Bu ne zaman senin için önemli oldu ki?
Est ce que ça a déjà fait une seule putain de différence pour toi?
Senin için endişeleniyorum.
Je m'inquiète pour toi.
Senin için yapabileceğim bir şey var mı?
Dis-moi, si je peux faire quelque chose pour toi?
Evet, ben de aynısını senin için söyleyebilirim.
J'imagine que je pourrais dire la même chose pour vous.
Bu senin için.
C'est pour toi.
Senin için yapabilirdim.
J'aurais pu le faire.
Lily'i senin için terk etmedim, Nora.
Je t'ai pas confié Lily, Nora.
Senin için makul mu?
Ça vous va?
Senin için!
Pour Toi!
Senin için bir şey verdi ama.
Il avait un truc pour vous.
Eğleniyormuş gibi göründüğünü biliyorum ama senin için iyi olmayan birini yeniden hayatına soktun.
Tu as l'impression que c'est bien, mais en fait, cette personne n'a pas une bonne influence sur toi.
- Senin için birini görevlendiririm.
- Je vais mettre quelqu'un sur le coup.
Senin için yaptım.
Je l'ai fait pour toi.
Senin için bile.
Même pour toi. Tu m'as suivi?
Ne yapar eder, senin için orada olur.
Quoiqu'il doive faire, il serait là pour toi.
Senin için bir işim var.
J'ai un travail pour vous.
Bunun senin için çok zor olduğunu hayal bile edemiyorum Kızımın ölümünü emrediyorum.
J'imagine qu'il n'a pas été trop difficile pour vous d'ordonner la mort de ma fille.
Geçici bir yükleme yapıyorsun, ismini yazıyorsun... ve senin için işlemi yapıyor mu?
- Tu télécharges un modèle, tu rentres le nom du défunt et boum, ça l'écrit pour toi.
Bak çok fazla konuşmadığımızı biliyorum,... ama senin için burada olduğumu bilmeni isterim.
Écoute, je sais qu'on ne parle pas beaucoup tous les deux, mais je veux que tu saches que tu peux compter sur moi.
Senin için ne önemi var?
Pourquoi ça t'intéresse?
Sana danışıl, senin için çalışıyor...
Il t'assistait. Il travaillait pour toi.
Kapıları senin için açtım.
Je vous ai ouvert la porte.
Senin için geleceğini söylemiştin.
Tu as dit qu'il viendrait te chercher.
Ama ben en çok senin için endişelendim.
Mais je m'inquiétais surtout pour toi.
Senin için hazırladığım akşam yemeği hâlâ masada.
Le dîner que je t'avais préparé est toujours là.
Bu dünyada ne yaptıysam, senin için yaptım.
Tout ce que j'ai construit, je l'ai fait pour toi.
Senin için iki dakikam yok.
J'ai pas deux minutes pour toi.
Ne zaman maçına gelsem, senin için korkuyorum.
Je m'inquiète toujours pour toi quand j'assiste à ces combats.
Açıkçası, senin için mücadele ettim.
Je t'ai même défendu.
Ve senin için canını feda etmeye hazır bir dostun var.
Tu as une amie prête à sacrifier sa vie pour toi.
Senin için endişeli.
Il s'inquiète pour toi.
Sadece senin için gelir.
Il vient te chercher.
Karşı istihabarat benden bilgi almak için sorun çıkaran tiplerden birini senin onayın olmadan göndermez.
Le contre-espionnage ne m'aurait pas envoyé un de leurs fouteurs de merde pour me débriefer... sans ta bénédiction.
Senin dünyanda ödüllendirilmek için bu dünyadan ayrıIdı.
Il a disparu de notre monde pour être récompensé dans le Tien.
Ancak bu kamoyu için bir anlam ifade etmiyor, çünkü hala bu benim sorumluluğumda hala benim hatam ve bunun cezasını senin çekmene izin veremem.
Mais ce n'est pas important pour le publique, mais c'est toujours ma responsabilité, c'est toujours mon erreur, et je ne peux pas te laisser porter le chapeau.
Ben de tam kampanya menajerleri hakkında konuşmak için babanla senin yanına geliyordum.
Je venais juste vous parler à ton père et toi à propos des managers de la campagne.
Senin için.
J'ai suivi Jadalla, et vous et vos hommes les ont perdus.
Isaac. Senin için endişelendim.
J'étais inquiet pour toi.
Ona ne dememi istiyorsun ki? Üç tane adamımı kaybettim ve senin götünü kurtarmak için vurulduğumu söyleceğim gibi.
Genre, je viens de perdre trois de mes hommes et me suis pris une balle pour sauver ton cul.
Ve senin için buradayım.
C'est ce que papa aurait voulu. - Toi aussi, tu peux compter sur moi.
Büyükannemin hayatını düşünüyorum da, senin hayatın onun için detay sayılmazdı.
Quand je pense à la vie de ma grand-mère, ce n'est pas "un petit détail".
Senin neden Fuchs için çalıştığını anlamaya çalışıyorum.
Je ne comprends pas pourquoi tu travailles pour Fuchs.
Belki senin zekânda bir adam bu soruyu benim için cevaplayabilir.
Un homme de votre intelligence pourrait peut-être y répondre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]