Sigara traduction Français
12,031 traduction parallèle
Harv neden gidip sigara almıyorsun?
Harv, va donc te prendre une cigarette.
İbadethanede elektronik sigara içme tamamdır.
Et fumer une cigarette électronique dans le sanctuaire, ouais, check.
Burada sigara içemezsin.
Tu ne peux pas fumer ici
- Sigara içebilirsin.
Tu peux fumer.
Kardeşim çok eğleniyordu. İçki ve sigara içebileceği ve muhtelemen sürtük olabileceği harika bir yaşamı vardı.
Ma sœur s'éclatait totalement et avait une vie géniale où elle pouvait boire
Sigara içmeyi bıraktım.
J'arrête de fumer.
Hanımefendi, burada sigara içemezsiniz.
Madame, vous ne pouvez pas fumer ici.
Hayatımın çoğunu sigara, şeker ve ev yapımı Avustralya pizzaları ile geçirmekteydim.
Je suis à peu près vis sur les cigarettes, sucre et mes pizzas australiennes maison.
Bu durum sanki sigara içtiğim zamanlarda hissettiğim duygu gibi bir şey.
Comme, je suppose, je l'habitude de fumer, il est un sentiment similaire.
Eğer tütün endüstrisinin sigara içmeyi azaltabilecek kamu sağlığı eylemlerini püskürtmek veya geciktirmek için yaptığı şeylerin bir listesini yaparsanız, yiyecek şirketlerinin de aynı şeyleri yapıyor olduğunu görürsünüz.
Si vous créez une liste des choses que l'industrie du tabac a fait de bloquer ou à combattre actions de santé publique qui restreindre le tabagisme, les entreprises alimentaires font chacun.
- Çocukların yanında sigara içmemelisiniz.
Tu ne devrais pas fumer près des garçons.
Pardon hanimefendi. Burada sigara içemezsiniz.
Excusez-moi, madame, vous ne pouvez pas fumer ici.
Evet, ama sigara içemezsiniz.
Oui, mais vous ne pouvez pas fumer.
Sigara molasi alacagim.
Je vais faire une pause clope.
Sigara iç ve uyu hayatım.
Fume et dors, mon chou.
"Benim sigara alın."
"Apporte moi mes cigarettes."
Sigara içilmez!
Tout le monde s'en fout!
Bundan bir tane daha, bir paket de sigara ver.
Sers-moi un autre verre et donne-moi un paquet de cigarettes.
- Cüzdanım hâlâ sigara kokuyor.
Mon sac sent encore le tabac.
Eh, eroin sigara silah.
L'héroïne est une preuve irréfutable.
Henry, ben size bunu söylemekten nefret ediyorum ama çoğu cinayet vakaları değildir bir sigara silahla çözüldü.
Henry, désolée de vous décevoir, mais la plupart des meurtres ne sont pas résolus avec des preuves irréfutables.
Hayır, sigara yıllar önce vazgeçtim.
Non, j'ai arrêté de fumer il y a des années.
Evet, amfizemi var ama hâlâ sigara içmeye devam ediyor.
Il fait de l'emphysème. Et il fume.
Sigara içmeye çıkmış gibi görünüyordu.
J'ai cru qu'il sortait fumer sa clope.
Hemşire Brittany'nin numarasına karşılık sigara.
Le numéro de l'infirmière Brittany en échange d'un joint.
Ayrıca, kendinize söylediğiniz yalanlar da oluyor "hasta değilim", "küçük bir sigara beni öldürmez" gibi.
Ensuite, il y a les mensonges qu'on se raconte à soi-même, genre "Je ne suis pas si malade", "Une taffe ne va pas me tuer."
Sigara yasağını hala kalın kafasına sokamadı.
Il n'arrive pas à s'habituer à l'interdiction de fumer.
Arkada sigara içen bir nöbetçi var.
Il y a un garde derrière en train de fumer.
- Sigara ister misin?
Tu veux une cigarette?
Uyuşturucu, sigara.
Drogues, cigarettes...
Bu yazdan beri sigara içmedim.
J'avais plus fumé depuis cet été.
Sigara içmiyorum.
Je suis non fumeur.
Aslında, sigara parası kalsın diye spor salonu üyeliğini yeni iptal etti.
En fait, elle vient d'annuler son abonnement de gym pour avoir
Sigara mı içiyorsun?
- de l'argent pour ses cigarettes.
Televizyonda beyazlar sigara istiyor.
À la télévision, on voit les cigares White Owl,
İçki içmem, sigara kullanmam.
Je pense vivre au moins jusqu'à...
12 yaşındaydı ve parkta gizlice sigara içiyordu.
Elle avait 12 ans et fumait dans le parc
İçki, sigara, havyar... eğlenmek için bunları kullanırsın.
La liqueur, les cigares et le caviar sont des distractions.
Muhtemelen yüzündeki kırışıklıklar sigara kullandığı için yani kalp bu kızın olamayacak kadar sağlıklı.
Les lignes sur son visage sont dues à la cigarette, je suppose. Le coeur était trop sain pour que ce soit le sien.
Yemek veya sigara ikram edecek misiniz, yoksa sadece konuşacak mıyız?
Est-ce qu'on a le droit à un dernier repas, ou on parle juste?
Ama ortalıkta gezinebilirsin.. sigara iç ya da çalılara falan işe, çekinme...
Mais n'hésitez pas à rester autour, fumée, peut-être déféquer derrière un buisson.
- Sigara içmezdi!
- Elle ne fumais pas!
- Bu, deneyimsiz bir göze çöplük gibi görünebilir ama bana göre her küflü yiyecek kabı ve her ıslak sigara izmariti, büyük bir mozaiğin içini dolduruyor.
Cela peut ressembler à des détritus pour un œil inexpérimenté, mais pour moi chaque emballage moisi et chaque mégot humide Cela remplit une vaste mosaïque.
Evet ve beklerken birisi sigara içmek için araçtan aşağı inmiş.
Exact, et pendant l'attente, l'un d'eux est sorti fumer une clope.
Binlerce yıldır votka ve sigara içsen, sen de öyle olursun.
Des années de vodka et cigarettes font la même chose.
O kadar para koydum oraya. Bir sigara keyfimiz olmasın mı?
Avec tout l'argent que j'ai mis ici, je peux au moins fumer?
Tamam, yani günde bir pakete yakın sigara içen yaşlı bir adamımız var.
Donc c'est un vieux qui fume un paquet par jour.
Siz? Mesajında sigara izmaritleri topladığını yazmıştın.
Vous êtes sorties ramasser des mégots?
İşte bu yüzden Şükran Günü'nde önce sigara böreği yenmiyor.
Je sais pourquoi ils n'ont pas eu de petits tacos au premier Thanksgiving.
Sigara.
Non.
Çok sigara içiyor olmalı.
Beaucoup.