Sigaralar traduction Français
765 traduction parallèle
Kalın filtreli sigaralarım gitti işte.
Mes cigarettes ont fichu le camp. Où sont-elles?
İçin puroları, sigaraları, çiğneyin tütünleri.
Prenez vos cigares, cigarettes et tabac à mâcher.
Hadi al sigaralarını.
Prenez vos cigarettes.
Sigaralarınız hoşuma gitti.
J'aime vos cigarettes.
- Sigaralarınız hala hoşuma gidiyor.
J'aime tes cigarettes.
Sana çok düşkün olduğun o Amerikan sigaralarından getirdim.
Je vous ai amené les américaines que vous aimez tant.
Keyifli sigaralar.
Fumez bien.
- Bunlar ucuz sigaralar.
- Ces cigarettes ne valent rien.
İyi geceler. Burayı eviniz bilin çocuklar. Sigaralar şu sehpanın üstünde.
Servez-vous, il y a des cigarettes...
Şu sizin Amerikan sigaralarınızdan birini otlanabilir miyim?
Puis-je vous voler une cigarette américaine?
- Ben içtim o sigaraları.
C'est moi qui ai fumé.
Eğer bir şey bulursak sigaralarımızı yüz dolarlık banknotlarla yakarız.
Si on trouve le filon, on allume nos cigares avec des billets de 1 00.
Eğer o gün Union tren istasyonunda dolaşmasaydım büfedeki satıcının sigaralarının bitip yenisini almak için eğilmeseydi...
Si j'avais pas traîné près de la gare Union ce jour-là... si le vendeur dejournaux avait pas choisi ce moment... pour manquer de cigarettes et se pencher pour prendre un paquet...
- Elbette istiyorum. - İçki ile sigaraları aldın mı?
Tu as l'alcool et les cigarettes?
Nazionali sigaraları bitti.
Il n'y avait plus de Nazionali.
- Ama senin için... - Ve ucuz sigaralar içerek? ..
Et des cigarettes Nazionali?
Türk sigaralarından bir paket, Abdulla.
Donnez-moi un paquet de ces cigarettes turques...
- Sigaralarım nerede?
- Où sont mes cigarettes?
Sandviçler battaniyenin içinde. Sigaralar da.
Les sandwichs sont dans la couverture, ainsi que les cigares.
Leo'nun sigaralarını getirdin mi?
Tu lui as acheté des cigares?
Tatlım, hani şu sigaralarımızdan içmenin tam zamanı değil mi?
Ma puce, tu te souviens de ces cigares que j'ai rangés? J'en fumerais bien un.
Sigaralar.
Passe-m'en d'autres!
Dün akşam bizden topladığın sigaralar mı yoksa?
Celles que tu nous as raflées hier?
- Kardeşim tüm sigaralarınızı aldı mı?
- Mon frère a pris vos cigarettes?
Sigaralarınızı söndürün. Ayağa kalkın.
Eteignez vos cigarettes, levez-vous.
Augusto, sigaralar! Kıpırda hadi.
Les cigarettes, vite!
- Bu sigaralar kaçak! - Bir dünya paraya bedel.
Contrebande de cigarettes...!
Tamam, sigaraları buldunuz.
Des cigarettes, c'est tout.
Harry, o sigaraları sipariş ettiğimi hiç hatırlamıyorum.
Je ne me souviens pas avoir demandé des cigarettes.
Hayır, sağ ol. Bu sigaralar zaten yeterince kötü.
Non merci, ces cigares suffisent amplement.
Şimdi de, Shelton Sigaraları, Can Dostu Köpek Mamaları ve Vitajex sizlere taşra halkının görüşlerini sunar :
Les cigarettes Shelton et Vitajex vous apportent la voix de la sagesse.
Bir hafta boyunca kimsenin bunlardan haberi olmazsa sigaralar sizindir.
Si personne ne sait dans une semaine, vous aurez les cigarettes.
Sigaralar. Seni azgın.
Sacré Hunk.
O sigaraları söndürün hemen!
Vous osez fumer?
Hep yiyecekler, sigaralar ve Fransız parfümleri getirirsiniz.
De la nourriture, des cigarettes, du parfum français.
Atın sigaraları, sigara yasak!
On n'fum'pas! Et maintenant, On part dans deux jours.
Bu andan itibaren tam sessizlik, tüm lambaları ve sigaraları söndürün. Bataryaya haber vermek için iki adam al. - İşi yaramaz adamlardan seç.
Maintenant je veux le silence complet Faites éteindre les lumières, même les cigarettes, il faut m'envoyer 2 hommes pour porter un message à la batterie des Pagliaie, choisissez les moins...
Ama güzelliğiniz için değil. Hayır, şu sigaralar için.
Non pas pour vos beaux yeux... mais pour ces cigarettes.
De ki, biraz daha gıcık verirse o sigaraların hepsini yakıp boğazına tıkarız.
Si elle continue à nous tenter... l'un de nous lui fera bouffer ses cigarettes.
Herşeyi unutmaya hazırım : Sigaraları, kaçakçılığı ama eğer kızı biryere götürdüyseniz, bunu söylemeniz şartıyla.
Je ferme les yeux sur tout, les cigarettes, la contrebande... si tu me dis où vous avez conduit cette demoiselle.
Televizyonları, sigaraları var ama kafalarının içi boş.
Oui, la télé et des cigarettes, mais ils ont rien dans la tête.
Sigaralarınızı söndürün!
Éteignez ces cigares!
Hanımefendi, sigaralar.
Les cigarettes, madame! Bonjour, madame.
Sigaralarım.
- J'ai oublié les cigarettes.
Kim arakladı sigaralarımı?
Qui m'a piqué mes cigarettes?
Kantinde yemekler, ucuz sigaralar. Sevgilinle sokakta öpüşmeler hava o kadar soğuktur ki ellerin donar, bluzun düğmelerini açamazsın.
Les repas de cantine, le tabac bon marché, les flirts sous les portes cochères.
- Sigaralar?
- Et mon paquet?
Doc, ona sigaralarından birini ver.
Servez-vous.
Bu sigaraları bilirim.
Je les connais, celles-là.
Sigaralar!
J'écris même les lettres d'amour.
Sigaraları koltuğunun yanına masadaki kutuya koymam gerekirdi.
Sers-toi.