Silahı traduction Français
61,236 traduction parallèle
Silahını at!
Lâche ton arme!
Bir savaşçının en ölümcül silahı aklıdır.
L'arme la plus dangereuse d'un guerrier... est son esprit.
Silahını göster.
Fais-moi voir ton arme.
Silahın fazlasını sakladıkları çocukla birlikte hem de.
Ainsi que le jeune qui a recelé les autres armes.
Silahı var!
- Attention, il est armé!
At silahını.
Lâche ce fusil.
- Silahın var mı diye sormam hiç garip kaçmaz.
Je suis sérieux quand je vous demande si vous êtes armé.
- Silahım var.
Je suis armé.
Silahı bana verin lütfen.
S'il vous plait, passez moi ce revolver.
O silahın camdan ateşlendiğini gördüm.
J'ai vu ce revolver tirer par la fenêtre.
Kaldır şu silahı.
Lève ton arme.
- Ver şu silahını bana!
- File ton arme!
Silahına mı uzanıyor?
Il va sortir un flingue?
Silahın kimde olduğunu hatırlatmama gerek var mı?
Tu as oublié qui détient les armes?
Gary, çek şu silahı.
Baisse ton arme.
Sonra silahını almak isterdin, çünkü sıkıntıdan kafana sıkmak isterdin.
Après, tu aurais besoin de ton pistolet pour te tirer une balle dans la tête.
Silahını yere koy.
Pose ton flingue par terre.
Hector silahını almıştı.
Hector a ton arme.
Silahını bir suçluya kaptırdı.
Il a donné son arme à un détenu.
Silahı var!
Il a une arme!
Küçük bir orduya yetecek kadar silah var burada.
Il y a assez d'armes ici pour équiper une petite armée. Hein?
Rhodes'da silah var, bu yüzden önce onu indireceksin, seni tanıyorum.
Rhodes a l'arme, alors tu vas l'a sortir d'abord, je te connais.
Muhbirimizden aldığımız bilgiye göre, Canavar, şu Güney Meksikalı ile 48 saat içinde bir silah anlaşması yapacak.
Selon notre informateur, la Bête s'apprête à vendre des armes à des Mexicains d'ici 48 heures.
Silah işine nasıl girdin?
Et comment t'as déniché ces armes? Pure chance.
Tamamen şansa. Savunma bakanlığı ağzına kadar silah dolu bir uçağı Afgan güvenlik güçlerine taşırken kaybetti.
Le département de la Défense envoyait des avions bourrés d'armes aux forces de sécurité afghanes, mais des milliers disparaissaient.
Salton Denizi'nin yakınlarında silah alışerişinden falan bahsedilmiş.
Quelque chose à propos d'une livraison d'armes près de Salton Sea.
Az önce bana Afganistan'dan bir gemi dolusu ağır silah kaçıran genç birinden söz etti.
Il m'a informé au sujet d'un gros chargement d'armes de contrebande provenant de l'Afghanistan.
Sorun ne Money? Shotgun'a toplamda kaç silah olduğunu söylemiştin?
Combien de fusils as-tu dit à Shotgun que tu avais en tout?
Silahını at!
Jetez vos armes!
Sonra çok geçmeden mutfak zemininde çırılçıplak, ağzınıza silah dayalı ve aklınızda tek bir soruyla bulursunuz.
Et peu après, vous êtes par terre dans la cuisine, à poil, un flingue dans la bouche, avec une question en tête :
Sizin kimin yolladığını söylemediğiniz takdirde silah kullanarak buradan gitmenizi rica edeceğim.
À moins de me dire qui vous envoie, je vais vous forcer à décamper.
Tüm Hristiyan milletler birleşse ellerinde şirketten daha çok silah ve gemi olmaz.
Ils ont plus d'armes et de vaisseaux que toutes les nations chrétiennes réunies.
Ayrıca her iki silah tarafından ikinci atış yapılmayacak.
Et il n'y aura pas de deuxième coup de feu.
Sadece silah arkadaşı olduğumuzu sanıyordum.
Et moi qui pensais que nous étions frères d'armes.
Bobby, yanında silah vardı.
Bobby, elle a un revolver.
Ralph'ın elinde silah var Russ!
Il a un revolver,
- Silah olduğunu ne bileyim ben!
- Je ne savais pas que c'était un révolver!
Silah olduğunu bilseydim Ralph'ın yanına arka koltuğa koyar mıydım sence?
Tu crois que je l'aurais mis à l'arrière avec Ralph, si j'avais su que c'était un flingue?
Silah sesi duydum.
Et tu sais quoi? J'ai entendu des coups de feu.
Belli ki bu çocuk bu aracın arkasında silah bulup Double R'ın camına ateş etmiş.
Ce gosse à trouvé un revolver à l'arrière de ce van et il a tiré à travers la vitre du Double R.
Kimse bir şey duymamış. Silah sesi duyulmamış.
Personne n'a rien entendu, pas de coup de feu.
Silah zoruyla bir ülkeyi inşa edemezsiniz.
On ne bâtit pas une nation sous la menace.
Silah görmediğim sürece savaşçı değildir.
Pour être un combattant, il doit avoir une arme.
Silah görüyor musun?
Tu vois des armes?
Silah görmemiz gerekiyor.
Il faut qu'on voie des armes.
Evini arayın. Silah bulamazsınız.
Fouillez la maison, il n'y a pas d'armes.
Bana bir silah getir.
Trouve-moi un flingue.
Silah sende.
C'est toi qui as le flingue.
Biliyorum ama sanırım birlikte alışverişe çıkıp halk içinde el ele tutuştuğumuzu hayal ettim. Daima elimizin altında bir silah ve kaçış planı tutmak değil.
Je sais mais... je nous aie imaginés faire les courses, se tenir la main en public, ne pas avoir de pistolet et un... échappatoire de prévu à chaque instant.
Peki ya silah kasası?
Et pas de coffre-fort?
Nasıl bir polisin silah kasası olmaz?
Quel flic n'en a pas pour son arme?
silahım 35
silahın 28
silahı al 54
silahım yok 37
silahı var 147
silahım var 52
silahı ver 44
silahın var 16
silahın var mı 64
silahını bana ver 22
silahın 28
silahı al 54
silahım yok 37
silahı var 147
silahım var 52
silahı ver 44
silahın var 16
silahın var mı 64
silahını bana ver 22
silahını indir 64
silahı at 27
silahın nerede 29
silahını yere bırak 20
silahı bana ver 89
silahını al 35
silahı indir 30
silahını bırak 63
silahını at 65
silahını ver 39
silahı at 27
silahın nerede 29
silahını yere bırak 20
silahı bana ver 89
silahını al 35
silahı indir 30
silahını bırak 63
silahını at 65
silahını ver 39
silahım nerede 23
silahınız var mı 18
silahı bırak 65
silahı vardı 16
silahı yere bırak 21
silah 252
silahlar 165
silahlı 32
silahları 22
silah yok 83
silahınız var mı 18
silahı bırak 65
silahı vardı 16
silahı yere bırak 21
silah 252
silahlar 165
silahlı 32
silahları 22
silah yok 83
silahsız 29
silahlılar 19
silah sesleri 29
silahlı soygun 46
silahsızım 41
silahları var 27
silah mı 60
silahlar hazır 16
silahlarınızı alın 20
silahlılar 19
silah sesleri 29
silahlı soygun 46
silahsızım 41
silahları var 27
silah mı 60
silahlar hazır 16
silahlarınızı alın 20