Tavuk traduction Français
6,776 traduction parallèle
Yarım tavuk göğsü ve biraz haşlanmış brokoli yiyeceğim.
Je peux manger un demi blanc de poulet et des brocolis vapeurs.
O sana rosto ve kızarmış tavuk yapardı.
Elle t'aurait fait du roti ( chapati ) et du poulet au beurre!
Evet, ben kızartılmış tavuk bifteği istiyorum...
Oui, le steak de poulet frit et Molly...
- Hayır. Tikka soslu tavuk için tandır fırını.
C'est un four tandoor pour le poulet tikka.
Tikka soslu tavuk...
Du poulet tikka...
Tavuk mu?
Du poulet?
Bakan için tavuk mu?
Du poulet pour le ministre?
Bakan için tavuk.
Du poulet pour le ministre.
Senden akşam yemeği için yatağa tavuk getirmeni isterler.
Elles veulent te mettre dans leur lit comme un poulet
Hmm. Akşam yemeğinde tavuk için teşekkürler.
Merci pour ce poulet servi au lit.
Dünyadaki pek çok yer gibi burada da yemeye değecek tek şey tavuk kızartma.
Comme à peu près partout sur terre, les bâtonnets de poulet sont les seuls qui vaillent la peine d'être mangés. Difficile de les rater.
Tavuk piccata bugün çok güzel. Her zamankinden daha iyi.
Le poulet Piccata est vraiment bon aujourd'hui... meilleur que d'habitude.
Tavuk kızartma almalıydım.
Tu aurais dû choisir les bâtonnets de poulet.
Tavuk vermezler herhalde.
M'étonnerait que ce soit du poulet.
- Bir tavuk mu?
Un poulet?
- Öyle bir tavuk değil.
Et bien, maintenant, ce n'est pas un simple poulet.
Tavuk gibi doğrarım ulan seni!
Je vais t'étriper comme un poulet!
Peki şarap kaldı mı yoksa hepsini tavuk mu içti?
Il reste du vin ou le poulet a bu tout le reste?
İyi ya, ye işte. Tavuk daha pişmemişti.
Profitez-en, le poulet est encore cru.
Gerekirse Joffrey'i tavuk kemiğiyle bile öldürürdüm.
Je aurais tué Joffrey avec un os de poulet si je devais le faire.
- Ne yedin sen? - Tavuk.
Le meilleur moyen de voler.
Ben de balığı deneyecektim ama tavuk iyi görünüyordu.
Le poulet.
Uçakta daima tavuk.
Le poulet? J'ai failli essayer le poisson, mais le poulet avait l'air bien.
Gördüğüm en kötü tavuk dövüşüydü.
Le pire combat de coq de tous les temps.
Regi müziğe bayılır, grup yemeğine baharatlı tavuk getirir ilgi odağı olmak için Harry Potter'ı her yıl bir kere tekrar okur.
Elle aime le reggae, ramène du poulet à la jamaïcaine au repas, et relit Harry Potter une fois par an pour garder son équilibre.
Canlı bir tavuk.
Un poulet vivant.
Derse katılım gösterdiğin sürece, derste canlı bir tavuk bile yiyebilirsin.
Tant que vous participez, vous pouvez manger un poulet vivant en classe.
Tavuk aromalı Ramenler geldi mi, yoksa sadece karidesli mi var?
As-tu des nouilles instantanées au poulet en stock ou seulement celles aux crevettes?
Tavuk kremalı var.
On a de la crème de poulet.
Çünkü bugün Cuma Ve kafetaryada bugün parmesanlı tavuk olacak, her kendine saygısı olan Amerikalı gibi, bende düzinelerce yiyeceğim.
On est vendredi et la cafétéria va vendre des chips au parmesan, que j'achèterai par douzaine.
Tavuk budu?
- Mm-hmm. Pilon de blanc de poulet?
Bu soytarıya şeker taneli kızarmış tavuk vereceksin.
Tu vas donner à ce plaisantin des cuisses de poulet PbJ.
Arabada oturup... kızarmış tavuk yedik.
Nous nous sommes assis dans la voiture et nous avons mangé du poulet frit.
Yolunmuş tavuk gibi ayrıldı yanımdan.
Il a décollé de la comme un paon plumé.
- Bir tavuk.
Un poulet.
- Kafasını bir tavuk gibi hareket ettiriyor.
Il bouge sa tête comme une poulet.
- Tavuk, etlerin kraliçesidir.
- La reine des viandes.
- Peri Peri soslu tavuk... - Ben biliyorum. - Bilen başkası var mı?
- Je sais, moi, mais les autres?
- Peri peri soslu tavuk.
Poulet... au pili-pili.
Kızarmış tavuk söyleyebilir miyiz? Lütfen, lütfen.
Est-ce qu'on peut prendre du poulet frit?
Kızarmış tavuk söyleyelim.
S'il te plait, du poulet frit?
Hiç Peri-Peri'li Tavuk diye bir şey duydunuz mu?
Vous connaissez le poulet au pili-pili?
Tavuk kuruydu.
Le poulet était sec.
Tavuk almamış olan güzel.
C'est une bonne chose que tu n'es pas pris le poulet.
- Tavuk da öyleydi.
- Et le poulet aussi.
Son sipariş. 2 yarım köri soslu tavuk! Ve... tom yup çorbası... ikiye bölünmüş.
Dernière commande... 2 demi poulets au curry!
Sikilmiş tavuk gibi geliyor sesi.
On dirait du pipi de poule!
Annem patates tavuk yapmış.
Maman m'a envoyé du poulet! Sa spécialité!
Tavuk ayağı siparişi verir gibi söyledin!
Tout comme la patte de poulet l'avait prédit!
Tüm çekici yemekleri : pizza, pişmiş yumurta, tavuk kanadı... ve büyük ençilada, yani ençilada değil sosisli sandviç olanı.
Toutes les nourritures glamour : pizza, oeuf brouillés, ailes de poulet et la grosse enchilada, qui n'est pas une enchilada mais un hot-dog.
Tavuk mu?
Vous avez pris quel plat?