Tavşan traduction Français
4,670 traduction parallèle
Belki makineden pelüş tavşan yakalarız.
Allez, y aura peut-être un lapin en peluche à la machine à pinces.
Tavşan alamadım.
Je n'ai pas pu avoir de lapin.
Tavşan kemikleri.
- Des os de lièvre?
Tavşanı o çalmış.
- On! - Saya!
Far görmüş tavşan gibi bir hâli var.
On dirait un cerf ébloui.
- Ve tavşan, değil mi?
- Lapin Et, oui?
Genelde tavşan kostümü filan giyer.
Il s'habille normalement avec un costume de lapin.
Tavşanı en az 12 parçaya ayırın!
Coupez au moins douze morceaux de lapin.
Ve bir saat sonra Liguria usulü tavşanınız hazırdır!
Au bout d'une heure, vous avez votre lapin à la ligurienne!
- Tavşan.
- Du lapin.
- Tavşan?
- C'est du lapin?
Daha bu sabah severek besleyip okşadığımız tavşanı mı yiyoruz şu an?
C'est le lapin qu'on a nourri et câliné ce matin?
Her öğünde tavşan yeriz biz.
On en mange à tous les repas.
Tavşan giren eve doktor girmez.
Un lapin par jour, bonheur pour toujours.
Açlıktan da ölüyorum ayrıca. Çünkü evinizde evcil tavşanınızdan başka yiyecek bir şey yoktu.
Et j'ai faim parce que chez toi, on bouffe que du lapin!
Evet, lisedeymiş gibi davranıp tavşan gibi hemen fışkırtacaksın tamam mı?
Tu vas faire semblant d'être au lycée et tu vas vite te comporter comme un lapin
Tavşan. Büyük bir tavşan.
Un très gros lapin.
Tavşan olmadığı sürece avladığın her şeyi yerim.
Je mangerai ce que vous chassez, à moins que ce soit un lapin.
Tavşan evcil hayvandır.
Les lapins sont des animaux de compagnie.
Tavşan olmasın yemekte.
Et pas de putain de lapin.
Tavşan soğuyor.
Le lapin va refroidir.
Tavşanı çok sevdiğin için Dom sana gerçek bir ziyafet hazırladım.
Parce que tu as adoré le lapin, Dom, J'ai une vraie friandise pour toi.
Paskalya tavşanı gibi sağa sola zıplayıp mutluluk saçıyorsun.
Tu ne serais pas le lapin de Pâques, sautillant aux alentours Propageant la joie partout ou tu vas?
Testislerine kısa bir tavşan vuruşu yaparak zayıflat.
Scrotum plutôt bas. Affaiblir la victime avec un coup mortel en lui foutant un coup de poing dans le sac testiculaire.
Ben bir tavşan kıyafeti giyip herkese çikolatalı yumurtalar vererek okulda dolaşabilirim.
Je pourrais me déguiser en lapin et sauter partout en distribuant des oeufs.
Bu beni tavşan yapmaz.
- Ça fait pas de moi un lapin.
Bir tane beşiğin üzerine bir tane de şuradaki tavşanın kıçına.
On en a une directement au-dessus du lit d'enfant, puis une dans le cul du lapin.
Şu insanların tavşan kostümü giyip seviştikleri fantezi neydi?
Qu'est ce que c'est ce fétichisme où des gens s'habillent en peluche et ont des rapport sexuels entre eux?
Bundan birkaç yıl sonra o kız birilerinin kazanında tavşan haşlıyor olacak.
dans quelques années, cette fille sera un lapin en ébullition sur la cuisinière d'un mec.
Tavşan kardeş.
Lapin Foo-Foo.
Tavşan kardeş demek.
Lapin Foo-Foo, hein?
Tavşanımı almalarına izin verme! Şaka yapıyor tatlım.
Ne le laisse pas prendre mon lapin! Il plaisante, ma chérie.
Tavşan kafeslerini temizleme görevi gelmiş.
Tu as le clapier à lapin à nettoyer.
Oradaki en berbat iş. TAVŞAN KAFESİ TEMİZLEME
Oui, le pire boulot à faire.
Sırada tavşan var. Daha aşağı bak.
il y a un lapin regarde plus bas
- Tavşan kostümlü biri 31 çekiyordu.
J'ai vu un homme vêtu de lapin entrain de se masturber.
Ayrıca eğer ağlarsa Caroline'e pembe tavşanı versin. Rachel'ın sevdiği yeşil olanı değil.
Oh, et fais en sorte qu'elle donne à Caroline le lapin rose si elle pleure, et pas le vert que Rachel aime.
Reagan'la daha bu tavşan deliklerine inmemiştin, değil mi?
Uh-Uh Tu n'as jamais exploré ces terriers de lapin avec Reagan, n'est-ce pas?
Çünkü sende bir deniz tavşanının ahlakı var?
Parce que tu as la morale d'une limace de mer?
Tavşan gibi hızlı mı?
Vite fait bien fait, comme un lapin?
Tavşan deliğinin ne kadar derin olduğunu size bildiririm.
je te tiens au courant de la longueur du terrier du lapin.
Ama iyi bir şey yaptın. Tavşanını ona verdin.
mais tu as bien agi tu lui as donné ton lapin
Tavşan kıyafeti giyer misin?
Tu te déguises en lapin?
Belki küçük pamuk kuyruklu tavşan?
Peut-être une petite queue en coton?
Bir tanecik tavşan mı yiyeceğiz?
Un putain de lièvre entre nous?
Bir tavşan kadar hızlı ol, Connie.
Rapide comme un lapin, Connie.
- Tavşan!
Regarde, un lièvre!
Lego Tavşan, hadi!
Lapin Légo, vas-y!
Biz de tam kocaman, yumuşak kulaklı şüpheli bir tavşanı arıyorduk.
Bien, tu sais quoi,
Görünüşe göre, Bay Tavşan Kardeş bu tarife tam olarak uyuyor.
Nous avons un avis de recherche pour un lapin suspect avec de grandes oreilles qui retombent, et M. Foo-Foo correspond à la description.
Tavşan derisi kürkün nerde?
Où est ta veste en peau de lapin?