Tavşancık traduction Français
251 traduction parallèle
Tavşancık. " Tavşancık domuzun teki, doğru değil mi?
C'est un porc!
O'zavallı tavşancık'der.
Il a dit "le pauvre lapin".
Zavallı tavşancık.Ölmüş.
Quatre pattes de lapin et il s'est fait tuer.
Zavallı tavşancık.
Pauvres petits...
- Nasılmış tavşancık?
- Comment va la lapine?
- Tavşancık neşeli!
- Lapine coquine!
Tavşancık neşeli. Aferin tavşancığa.
Lapine coquine!
Tatlı neşeli tavşancık.
- Arrête! - Copine lapine coquine!
Sadece zararsız bir tavşancık, öyle mi?
Un petit lapin inoffensif, hein?
Siz aptal tavşancık!
Idiots de lapins!
Çimenlikte iki tavşancık geziniyor. Yeşil yeşil çimenleri kemiriyor.
Il y avait deux lièvres qui mangeaient l'herbe verte, verte...
Sadece artık Tavşancık Perileri olmadığımızı söylemek istiyoruz.
On veut vous dire qu'on n'est plus les "petits lapins ardents".
Ne olur benimle konuş tavşancık.
S'il te plaît, parle-moi, mon lapin.
Mavi renk düğmeden gözleriyle bana dik dik bakan bu iki pofuduk tavşancık yüzünden ayaklarım terlemeye başlamıştı.
Déjà, mes pieds transpiraient et ces deux petits lapins me regardaient bêtement de leurs boutons bleus.
Bay Tavşancık da resimde çıkmalı.
M. Lapin doit être sur la photo.
- Üzerinde tavşancık olanlar.
- Avec des pompons.
Bir grup tüylü tavşancık çetesiyle karşılaştı.
Il tomba bientôt sur la bande des malins lapins pelucheux. Peut-être pourraient-ils l'aider.
İlk tavşancık, "Aşk böylesi çirkin bir adamın semtine uğramaz" dedi.
"L'amour ne s'intéresserait pas " à un être à l'air aussi stupide ", dit le premier malin lapin pelucheux.
Toz tavşancıkları normalde görünmez. Ama arada aydınlık bir yerden karanlık bir yere girince görünebilirler.
Tu peux les voir car tes yeux se sont habitués à la lumière.
Toz tavşancıkları dışarı çıkın!
Sortez les noiraudes, allez... Sortez.
- Dışarı çıkın toz tavşancıkları. - Dışarı çıkın toz tavşancıkları.
Noiraudes, sortez de là, venez par ici.
Küçük tavşancık mı?
Jeannot lapin?
Bir zamanlar bir küçük tavşancık varmış. Çok yalnızmış.
Il était une fois Jeannot, un lapin qui était tout seul.
Bir süre sonra çitin arkasındaki bir sürü küçük tavşancık " Ben de seninle oynayabilir miyim?
Des lapins se sont approchés de la barrière et lui ont demandé, "Je peux jouer, moi aussi?"
- Evet, küçük tavşancık gibi. - Tavşancık mı?
- Comme Jeannot lapin.
- Tavşancık.
- Mon lapin!
- Teşekkürler tavşancık.
Merci, mon lapin.
Bu kıvırcık tüylü tavşancık.
Voici le Lapin crépu.
Gel tavşancık, gel tavşancık.
Viens là, mon lapin. Attends.
Oh, zavallı tavşancık.
Pauvre lapin!
Evet, dostum ama bu bir tavşancık.
Ok, mais c'est un lapin. Exact.
Tavşancık zıpladı. Tavşancık hopladı.
" De-ci, de-lâ, le lapin fait des bonds,
"Tavşancık ormanda çiçek topladı."
"jusque dans le parc où il grimpe sur un mont."
Tavşancık Sendromu.
Le syndrome du lapin.
Bu gerçek mi, tavşancık sendromu?
Ça existe vraiment, ce syndrome?
Buraya kadar çocukları sakinleştirip onları "Susun yoksa tavşancık ölür" tekniğiyle susturmuş olmalısınız.
Calmer les enfants avec la technique de : "Silence ou je tue le petit lapin".
Tavşancık?
Petit lapin!
Burada... tavşancık, tavşancık, tavşancık, tavşancık, tavşancık, tavşancık, tavşancık?
Petit, petit, petit!
O - küçük tavşancık - senin kafanı parçalayabilirdi.
Le petit lapin t'aurait décapité.
tavşancık, tavşancık, tavşancık!
Lapin, lapin, lapin!
Ben de var, ben de var. Ben, bu küçük tavşancık çorapları yapmaya başladım.
Je me suis mise à faire des lapinous-chaussettes.
Artık senin küçük tavşancık arkadaşın.
Dis bonjour au lapinou!
Bu bir tavşancık çorap.
Un lapinou-chaussette!
Evet, evet. Seni nasıl da "tavşancık" diye çağırdığımı hatırladın mı?
Tu sais, je t'appelle mon lapinou.
Biliyor musun, Phoebe tavşancık çoraplar yapıyor.
Phoebe en fait des comme ça
- Selam, tavşancık.
Salut, chéri. Comment ça va?
Bir tavşancık da sana.
Et pour toi, un lapin.
Hey. Tavşancık.
Pétasse.
Hepiniz susun yoksa küçük, şirin tavşancık ölür!
Tenez-vous tranquilles ou je tue le petit lapin.
Sizin gibi küçük, kırılgan bir tavşancığın böyle bir gecede dışarıda işi ne?
Que fait une jolie femme comme vous, seule sur cette route?
Buraya gel, tavşancık.
Viens, petit lapin.