Ve ben traduction Français
98,114 traduction parallèle
Biliyorum Nate ve ben Rip'i hiç gerçekten tanıyamadık. Ama sizin için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.
Nate et moi n'avons pas connu Rip, mais nous savons combien il comptait pour vous.
Her şey dijital bir gölge bırakır ve ben de dark webi tarayıp bulmaya çalışıyorum.
Tout laisse une ombre digitale, et j'ai parcouru le dark web, en essayant de la trouver.
Sen ve ben, evlat eski zamanlardaki gibi.
Toi et moi, gamin, comme au bon vieux temps.
Felicity ve ben, senden iyi değiliz.
Felicity et moi, nous sommes pas meilleurs que toi.
İnternette kimliğiyle alakalı neredeyse tüm izleri ortadan kaldırmış ve ben...
Il a virtuellement effacé toute trace de son identité sur internet, et je suis...
Oğlum her ne yapıyorsa, bunu canı yandığı ve korktuğu için yapıyor ve ben onun hayatını mahvetmenize izin vermeyeceğim.
Quoi que mon fils soit en train de faire, c'est parce qu'il est blessé et qu'il a peur, et je ne vous aiderai pas à détruire sa vie.
Belediye meclisinin bir kurbana ihtiyacı var ve ben bunun için gönüllü oluyorum.
Le conseil a besoin d'un bouc émissaire, et je me porte volontaire.
Babamla anlaşmazlığa düştük ve ben de kendi yolumu çizdim.
Mon père et moi sommes arrivés à être opposés, j'ai donc forgé ma propre voie...
Bizi buraya kilitledi çünkü kendisi yukarıda başka bir şeyin peşinde ve ben engellemek için hiçbir şey yapamıyorum.
Il nous a enfermés ici parce qu'il trame quelque chose là-haut, et je ne peux rien y faire.
O zaman sen elektriği nasıl çekeceğini bul ve ben de asansör boşluğuna tırmanayım.
Donc trouve un moyen pour avoir de l'énergie, et je vais remonter la cage d'ascenseur.
Ve ben özgür bir adamım.
Et je suis un homme libre.
Ama gün gelecek annen ve ben aranızdan ayrılacağız.
Mais un jour viendra où ta mère et moi ne serons plus là.
Monroe ve ben bunu Kara Orman'da bulduk.
Monroe et moi avons trouvé ça dans la Forêt Noire.
Sen ve ben birbirimize çok benziyoruz.
Toi et moi, on se ressemble beaucoup.
Ve ben o seçimi yaptığım için 25 kişiyi kaybettik.
Et on a perdu 25 personnes parce que j'ai fait ce choix.
Kibar davranıyoruz Mösyö Mao ama müsteşar yardımcısı ve ben savaşı durdurmaya çalışıyoruz.
C'est par politesse, Monsieur Mao, mais le Secrétaire Adjoint et moi essayons d'arrêter une guerre.
- Evet ve ben senin bu özelliklerini seviyorum.
- Oui, et c'est - ce que j'aime chez toi.
Ancak yuvamız tehdit altında ve ben gidersem bana zaten saygı duymazsın.
Mais notre foyer est menacé, et si je pars... Tu ne me respecterais plus.
Ve ben önceden çok sefil bir hâldeydim.
Avant... j'étais malheureuse.
Beni aldattı ve ben...
Il m'a trompée et...
Şimdiyse kız kayboldu ve ben...
Et maintenant... elle a disparu.
Emin olun, Big Head ve ben bu konu üzerinde konuşuyoruz.
Mais Grosse Tête et moi, on suit l'affaire.
Hey, Pakistanlı çocuk ve ben işimizi bitirdik. Sen kodunu yayınladın mı?
Karachi Kid et moi, on a fini.
Bu yüzden Gilfoyle ve ben 48 saattir sunucu yükünü hafifletmek için ayakta duruyoruz.
Si Gilfoyle et moi, on a trimé pendant 48 h consécutives, c'était pour réduire la charge du serveur.
Beyler, bu daha iyi bir ürün ve ben de CEO'nuz olarak yapmamız gerekenin bu olduğunu söylüyorum.
Ce produit est meilleur. Je suis le PDG, c'est donc ce qu'on va faire.
Ve ben daha fazlasını istiyorum.
Je veux plus.
Gölge beş güne geliyor ve ben onun yanında olacağım.
Quand Ombre reviendra, je serai là.
Karanlığa gideceksin ve ben de seninle tanıştığımı dahi unutacağım.
Vous irez dans les ténèbres et j'oublierai vous avoir jamais rencontrée.
Sen ve ben olabilir.
Toi et moi... Ça pourrait marcher.
Ve ben Charlie Brown'ın noel ağacı tarafından bıçaklandım.
Puis un arbre me poignarde.
Ben asla acı ve karanlığın beni belirlemesine izin vermem.
Je ne laisserai jamais la souffrance, les ténèbres, déterminer qui je suis.
Çünkü ben de o yoldan geçtim ve yolunu yeniden bulmana yardım edebilirim.
Parce que je suis passé par là, et je peux t'aider à retrouver ton chemin.
Bana, dünyayı daha iyi bir yer yapmak için ilham verdin ve şimdi de ben sana eskiden olduğun hacktivist olman için ilham vermek istiyorum. Muhteşem Ghost Fox Goddess.
Vous m'avez inspirée à faire de ce monde un endroit meilleur et maintenant j'ai l'intention de vous inspirer à être la hacktiviste que vous étiez, la grande Ghost Fox Goddess.
Çünkü ben de o yoldan geçtim ve yolunu yeniden bulmana yardım edebilirim.
Parce que je suis déjà passée par là... Et je peux t'aider à retrouver ton chemin.
Ben de Gregor'u hamamda indirebiliriz diye düşündüm çünkü onu koruyan birçok adamı olacaktır ve böylece savunmasız kalacağından emin olabiliriz.
Donc je pense qu'on peut éliminer Gregor dans son sauna parce qu'il y aura moins de gardes, et franchement, on pourra être sûrs qu'il ne sera pas en train de faire ses valises.
Green Arrow iyi bir adam ve bu yüzden ben iyi niyetine güvendim diyelim.
Que Green Arrow est quelqu'un de bien, et que je lui ai accordé le bénéfice du doute?
Ben de bu durumu kesin ve başarılı bir sonuca ulaştırma konusunda kendimi adadım.
Et je suis déterminé à l'amener vers une fin juste et victorieuse.
- Çünkü hiç aramaya yeltenmedin. Ama ben arıyorum ve bulmam an meselesi.
Mais pour moi, ce n'est qu'une question de temps.
Chase'i durdurmak için her şeyi göze alıyorsun çünkü ben de bu şehir kurtarmak için her şeyi yapmaya hazırdım ve sonucunda onu yarattım.
Tu es prête à tout pour arrêter Chase parce que j'étais prêt à tout pour sauver cette ville, et c'est ce qui l'a créé.
Tıpkı babamın ben ve kız kardeşim için hayal ettiği gibi.
de la même manière que mon père a rêvé d'une vie meilleure pour ma soeur et moi.
Ben, Monroe ve Rosalee ile gideceğim.
J'irai avec Monroe et Rosalee.
Ben ve insanlarım yalnızca BM'e, Dünyadaki o asalağa saldırıyoruz.
Moi et les miens, on a piraté un drone terrestre des N.U.
Ben ve kardeşim için yaşardı.
Il vivait pour ma sœur et moi.
Başından beni nefret ettin çünkü bunu ben yaptım ve sen de yeniden yazıp hepsine sahip olmak istiyorsun.
Tu le détestes parce que c'est mon truc. Tu veux te l'approprier.
Ben istedim senden ve yaptın.
Je te l'ai demandé, et tu l'as fait.
Ben yakalandım, sen değil ve bu bizim şansımız.
Pas toi, une chance.
Ben... Laura, senle Robbie'nin öldüğünü ve ilişkiniz olduğunu aynı cümlede öğrendim.
Un peu comme... quand j'ai appris que Robbie et toi étiez morts et couchiez ensemble dans la même phrase.
Pekâlâ, ben ve Robbie'yi öğrenmek mi istiyorsun?
Tu veux savoir pour Robbie?
Arabayla gidiyorduk işte ve o üzgündü ben de ona bir veda saksosu çekmeye karar verdim.
On était dans la voiture et Robbie était contrarié. Alors... J'ai décidé de lui faire une petite pipe d'adieu.
Bir erkek bunu itiraf edebilir değil mi? Evet ama ben sadece yatıp uyumak ve günü geride bırakmak istiyorum. - Hadi ama.
Moi, je... j'aimerais me coucher.
Hep sahilde yaşadım. Balığa çıkmayı severiz ben ve oğlanlarım.
Les garçons et moi, on aime la pêche.
ve benim 32
ve beni 30
ve ben de 88
ve bence 17
ve bende 18
beni 794
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
ve beni 30
ve ben de 88
ve bence 17
ve bende 18
beni 794
benoit 19
benjamin 230
bender 52
benedict 20
benny 335
bennett 94
bentley 21
benes 21
ben seni seviyorum 69
bennet 26
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
bennett 94
bentley 21
benes 21
ben seni seviyorum 69
bennet 26
benson 89
benton 317
benito 18
ben öldüm 53
ben oldum 16
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
ben seni istiyorum 18
ben de seni seviyorum 508
beni seviyor musun 329
beni ara 172
bence 1190
beni görüyor musun 19
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
ben seni istiyorum 18
ben de seni seviyorum 508
beni seviyor musun 329
beni ara 172
bence 1190
beni görüyor musun 19