Ve sen de traduction Français
24,702 traduction parallèle
Ve sen de beni tanımıyorsun.
Et tu ne me connais pas.
Evet ve sen de kendi yükümlülüklerini ekiyorsun.
Comme toi pour tes engagements.
Kim olduğumu biliyorum ve sen de bilmelisin.
Je sais qui je suis, et tu devrais aussi.
Ve sen de korkmalısın.
Et tu devrais l'être aussi.
Burası Virginia ve sen de tıpkı atlar ve domuzlar gibi John Waller'ın malısın!
C'est la Virginie, et tu es la propriété de John Waller comme les chevaux et les porcs.
Ve sen de şuan, Atlanta'nın uğraşması gereken daha önemli işleri var diyorsun yani.
Et pourtant, on pourrait croire qu'il y a des problèmes plus sérieux à Atlanta.
-... ve sen de - - Senden nefret edeceğim. Her zaman nefret ettiğim gibi.
- Je te haïrai, comme je t'ai toujours haï.
Ama buranın nasıl insanlıktan çıktığını anlamaya geldim ve sen de bizimkiler kadar mağdursun.
Mais j'ai fini par comprendre à quel point cet endroit est déshumanisé et tu en es autant victime que n'importe laquelle d'entre nous.
Ve sen de öyle. Çok belli.
Et toi aussi, c'est évident.
Ve sen de sen de bir şeysin.
Et tu es... tu es quelque chose.
Çünkü sen de tam bir Strigoi gibisin ve insan kanı içiyorsun.
Parce que tu as un dard comme un strigoi, et que tu bois du sang humain.
Ve sen de olduğunu söylediğin kişi değilsin, Yahudi.
Et tu n'es pas celui que tu prétends, le Juif!
Sen oğlunu geri alacaksın ve ben de babamı öldüreceğim.
Vous récupérerez votre fils et je tuerai mon père.
Sen ve Ragnar'ın savaşçılarıma ve teknelerime ihtiyacınız var.
Toi et Ragnar avez besoin de mes guerriers. Ainsi que mes bateaux.
Kendimi sana çok yakın hissettiğim zamanlarımız oluyor özellikle sen içimdeyken, ama sonra konuşmak istemiyorsun ve gelip, beni çocuğumdan uzaklaştırmanın gerçek... nedenini merak ediyorum.
Il y a des moments où je me sens très proche de toi, surtout quand tu es en moi, mais après tu ne veux pas parler et je me demande pourquoi tu es réellement venu pour moi et tu m'as éloignée de mon enfant.
Sen ve Ragnar'ın savaşçılarıma ihtiyacınız var.
Vous avez besoin de mes guerriers.
Ve sen benim ceddimden gelen deli birini kendi çıkarların uğruna koruyorsun.
Et vous abritez à vos propres fins un autre de mes descendants fous.
Bizim gibi sen de putperest orduları tarafından saldırıya uğradın. Onlar sadece yıkımı ve ölümü severler.
Comme nous, vous êtes assaillis par des armées païennes qui n'aiment que la destruction et la mort.
Ve umarım sen de gelirsin, Helga.
Et j'espère que tu viendras aussi, Helga.
Ve sadece sen ve ben de değil, bizim gibi düşünen beyinler.
Nous, mais aussi les gens qui pensent comme nous.
Yani, eğer ben bir canavarsam ve sen beni seviyorsan sen de bir canavar olmalısın.
Alors si je suis un monstre et que tu m'aimes... tu dois être un monstre, toi aussi.
Sana uyuşturuculardan ve kartlardan uzak durmanı söylememiş miydi? Sen kimsin?
Il t'a pas dit de rester à l'écart de la drogue et des cartes?
Eğer demek istediğin şey sen hapisteyken eşime tehdit notu ve banyosuna fare koymansa bunu söylememeni öneririm.
Votre incarcération prouvera un manque de moyens... n'était-ce pas pour le rat et la lettre de menace que vous avez ordonné de les mettre dans le bain de ma femme durant votre emprisonnement.
Sen bana nezaketini ve anlayışını gösteriyorsun bunları senelerdir ben sana çok nadir gösteriyorum.
Vous m'offrez de la gentillesse et de la considération Je vous ai rarement montré cela durant des années. Pourquoi?
İspanya senin kabullenmeni görecek ve sen kazanacaksın.
L'Espagne verra votre acceptation de sa condition comme une victoire.
Ben de gidiyorum ve sen burada kalıyorsun.
Donc j'y vais, et tu restes là.
Şimdi de sen şişko orospu çocuğu... Senin ve o koruduğun şıllığın peşinden geliyoruz.
Et maintenant, espèce de gros lard, on va vous faire la peau, à toi et à cette salope que tu protèges.
Dan Sherry de sen ve ben gibi bu okulda bir öğretmen.
Dan Sherry est professeur ici, comme vous et moi.
Dehşet bir vücudu vardı ve varlığının derinliği ve o gözler aynen şöyleydi, "Seni tanıyorum, ama sen beni tanımıyorsun."
Elle a un corps de folie, une présence profonde et des yeux qui disaient : "Je te connais, mais tu ne me connaîtras jamais."
Walker ile Vasquez bize ihanet edip Dışişleri Bakanlığı makamı için yolumuza taş koyduklarında çekinme, şüphe etme lüksümüz yoktu ve bana bunu sen hatırlatmıştın.
Quand Walker et Vasquez nous ont trahis, en me volant le poste de ministre, le doute n'était pas permis. Et tu me l'as rappelé.
Zoom delisi etrafta koşuşturup milleti öldürüyor,... Central City cehenneme dönmüş... durumda ve sen kızımı ön saflara koydun.
Central City est un enfer parce que ce fou de Zoom continue ses meurtres, ma fille en première ligne.
Bebek sahibi olmaya başladıklarında kilometrelerce ötede olursam ve sen onların hâlâ sahibiysen işte o zaman her gün ölürüm.
Et au moment où ils ont des enfants, je serais à des milliers de km. Et je vous vois encore leur maître, j'en mourrais chaque jour.
Sen ve ben geçmişte de zor zamanlar yaşamıştık Suze.
On a traversés de dures épreuves.
Seni tanımıyorum sen de beni tanımıyorsun ama sana şunu söyleyebilirim ki ben bugün asla mümkün olduğunu düşünmediğim şeyler yaptım çünkü bunu yapabileceğimi karıma ve kendime kanıtlamam gerekiyordu.
Je ne te connais pas et tu ne me connais pas, mais je peux te dire ça aujourd'hui, j'ai fait des choses que je n'aurais jamais cru possible, pour prouver à ma femme et à moi-même que je le pouvais.
Omoro ve Binta Kinte'nin oğlu "Kunta Kinte" sin sen.
Tu es Kunta Kinté, fils d'Omoro et de Binta Kinté.
Sen ve ben, ikimiz de hapisteyiz.
Nous sommes tous les deux en prison, Toi et moi.
Kizzy sen Kunta Kinte'nin ve Belle'in kızısın.
Kizzy, tu es la fille de Kunta Kinté, la fille de Belle.
Şimdi sen evin geri kalanını gez ve biz de Schmidt le yiyecek bir şeyler hazırlayalım.
Peut-être qu'il vaut mieux que vous continuiez la visite et je vais faire des encas avec Schmidt ici.
Jack, Mae ve ben Malik'in nişanlısıyla konuşmak için Müsteşardan yardım istesek, sen de Simmons ile tek başınıza Omar'la konuşmaya gitsen olur mu?
Et si Mae et moi demandions au secrétaire de l'aide pour interroger l'ex-fiancée de Malik et que Simmons et toi alliez parler à Omar sans babysitter?
Sen kendini düşün ve dikkat et, Bertie.
Occupe-toi de toi et reste en sécurité, Bertie.
Sen en iyi öğrencilerimden biriydin Victor, ve iyimserliğine de her daim hayran kalmışımdır...
Tu étais l'un de mes étudiants préféré, Victor, j'ai toujours admiré ton optimisme...
Gitmenin seni korkuttuğunu biliyorum, Quentin'ı ve Mary'i, Britney'i bırakıp gitmenin de, ama sen hepimize yardım ediyorsun.
Je sais que ça fait peur de quitter Quentin et Mary, et Britney, mais tu nous aides tous.
Ama arkadaşlarımız gerçekleri bulmaya çalışırken öldü, ve sen doğruyu bulmanın bir tık uzağındasın.
Mais nos amies sont mortes en cherchant la vérité, et tu es juste à quelques touches de clavier de la révéler.
Evet, sen de o evde beş çocuk yetiştirmenin yüküyle hırpalandın, çöktün ve ihmal edildin.
Et tu as été abusée et négligée et abandonnée avec le fardeau d'élever cinq enfants dans cette maison.
Belki de bunu öğrencileriyle sikişmeden önce düşünmeye başlamalıydı ve belki sen de yattığın kızlara daha iyi davranmayı öğrenmelisin.
Peut-être qu'elle aurait du y penser avant de commencer à se taper ses élèves, et peut-être que tu devrais apprendre à mieux traiter les filles avec qui tu couches.
Alibi sadece işçi sınıfına hizmet ediyor. Sen ve topuzlu arkadaşların ayrıcalıklı kıçlarınızı aşağı mahalledeki pahalı tuvaletlere sokabilirsiniz.
L'Alibi sert aux travailleurs réguliers uniquement, donc toi et tes potes à chignon pouvez amener vos culs de privilégiés aux toilettes hors de prix en bas de la rue.
Evet, sen de her filmin sonunda bana dönüp "Daima arkadaşın olduğum ve daima olacağım." dedin.
Et chaque fois à la fin, tu te tournais vers moi et me disais, "Je suis et serai toujours ton ami."
Sen ve Rile, Mary ve o lanet marangoz gibisiniz.
Toi et Rile, c'est comme Marie et ce putain de charpentier.
Sen ve müstehcen pençelerini çek buradan.
Hey! Retire tes pattes de pute de là.
Ta ki sen atınla gelip, bilimden ve geleceği değiştirmekten bahsedene dek.
Jusqu'à ce que tu montes sur tes grands chevaux, parlant de science et de changer le futur.
Sen de kendi arama motoruna ve tüm o küçük ev videolarına sahipsin.
Et vous, vous avez vos recherches, vos vidéos.
ve seni seviyorum 36
ve seni 22
ve sen 727
ve senin 20
ve sen kimsin 16
ve sen bunu biliyorsun 23
sen de gel 75
sen delisin 520
sen de beni 22
sen de 982
ve seni 22
ve sen 727
ve senin 20
ve sen kimsin 16
ve sen bunu biliyorsun 23
sen de gel 75
sen delisin 520
sen de beni 22
sen de 982
sen de öylesin 72
sen de beni seviyorsun 19
sen de ister misin 105
sen de kimsin 767
sen deli misin 200
sen değilsin 122
sen de gelecek misin 16
sen de mi 176
sen de biliyorsun 165
sen de gördün 34
sen de beni seviyorsun 19
sen de ister misin 105
sen de kimsin 767
sen deli misin 200
sen değilsin 122
sen de gelecek misin 16
sen de mi 176
sen de biliyorsun 165
sen de gördün 34