English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Y ] / Ya senin

Ya senin traduction Français

5,667 traduction parallèle
Ya senin?
Si on...
Peki ya senin ailen?
Et pour ta famille?
- Ya senin Titrek Eller hayaletin?
Qu'au sujet de votre Main Tremblante fantôme?
Peki ya senin hatırladığın hayat ne olacak?
Et la vie dont tu te souviens?
Bu plan yarı yarıya senin de planın.
Tu sais, mon plan est à moitié le tien.
Ya senin hukum kararin?
et pour ta peine?
O var ya senin annen, kardeşin
C'est votre maman, votre soeur,
Oğlum ölmüş olabilir ama hayatını, ben Kurtarıcı'ya senin kim olduğunu söyleyebileyim diye feda etti, Zelena.
Mon fils est peut-être mort, mais il a donné sa vie pour que je puisse dire à la Sauveuse... qui tu es vraiment.
Peki ya senin yaptığın hatalar için?
Et à propos de tes erreurs?
Yapardım ama onun için hayatımı askıya alıp on yıl boyunca senin gibi saklanmazdım.
Je ne mettrais pas ma vie en attente pour elle en me cachant pendant dix ans. comme tu l'as fait.
Mademki senin de bir işin ya da tam olarak yaptığın bir şey yok.
Et comme tu n'as pas de boulot et ne fais pas grand chose...
Lily senin yargıç olman için işinden ve Roma'ya taşınmaktan vazgeçmeyi seçmiş.
Lily abandonne son travail pour que tu deviennes juge.
Her yerin kusmuk olsa da yanında oturup sana sarılacağıma söz veriyorum. İster senin kusmuğun, ister Marvin'in kusmuğu ya da isterse 1998'deki Noel Kusmuğu Arifesi olarak bilinen günde olduğu gibi benim kusmuğum olsun.
Je promets de rester près de toi et de t'enlacer même si tu es couverte de vomi, que ce soit le tien, celui de Marvin, ou comme au Nouvel An 1998... le mien, désolé.
Ya onun oğlumuzla olan evliliği senin kara kalbinde büyük bir korkuya neden olduğu içinse?
Qu'y a-t-il à propos de son mariage avec notre fils qui frappe votre coeur noir d'une telle peur?
Ben, ya da içimizden kim senin yokluğunda bir şey yapabilirdi?
Qu'est ce que j'aurais pu faire pendant votre absence?
Burası ileride yaşayacağımız yer, Francine.. ve senin gibi bir kadının hak ettiği tüm.. sevgi ve saygıya sahip olucaksın.
C'est ici que nous habitons, Francine, et vous aurez tout l'amour et le respect qu'une femme comme vous mérite.
Peki ya sence senin için en iyisi ne?
Qu'est-ce que tu crois qui serait le mieux pour toi?
Simpson, elimde ya kartının kalbi olacak ya da senin kalbin.
Simpson, il y aura un coeur dans ma main, qu'il soit en papier, ou le tien.
Senin duaların ve onun Tanrı'ya teslimiyeti arasında bir şey yaptığım için mutluyum.
Sois content que je fasse quelque chose. Entre vos prières et son abandon à une puissance supérieure...
Ama eğer senin Tanrı'ya olan sevginin diğerlerininkini aştığına inanıyorsan o zaman kaçın!
Mais si tu croies que ton amour pour Dieu dépasse celui des autres, méfie-toi!
Vivian'ın orta yaş krizi geçirip senin gibi baklavalı ya da her neyse çocuk bir barmenle takılmasıyla bir sorunum yok, alınma sakın.
Je n'ai aucun problème avec la petite crise de Vivian et son barman juvénile qui a des abdos en bétons, sans vouloir te vexer.
Senin gibiler için tüm yollar Ultra'ya çıkar, değil mi?
Tous les chemins mènent à Ultra pour ton cas, n'est-ce pas?
Dahası senin Cara'ya karşı hislerin zaaf oluşturuyor.
Et en plus, tu n'es plus objectif à cause de tes sentiments pour Cara.
Ya konuşursun, ya ölürsün. Seçim senin. Beni çalmam için tuttular.
va te faire parle ou meurt, ton choix j'ai été engagé pour les voler engagé par qui?
Ya da senin için? Bizim için?
Comment as-tu osé?
Senin Gina'ya çocuk bakıcılığı yapman gerekmiyor mu?
Tu n'étais pas censé babysitter Gina?
Söyledim ya. Senin heykelin o.
Je te l'ai dit, c'est une statue de toi.
Tamam tamam. Senin şurada sahip olduğun şey var ya, hiçbir şey.
D'accord, d'accord, tu as exactement...
Çünkü bunları savcıya söylerse savcı Brandon'ı senin gaza getirdiğini düşünür.
Parce que si elle va voir le procureur, il pensera que tu as poussé Brandon à le faire.
- Ya öğretmenine, senin başına kötü bir şey geldiğini ama gerçekte bir şey olmasaydı, senin uydurduğun bir şey olsaydı yalan mı söylüyor olurdun yoksa gerçeği mi?
- Et si tu dis à ta maîtresse que quelque chose de mauvais t'est arrivé mais que ce n'est pas arrivé, que tu l'as inventé, tu lui aurais dit la vérité ou un mensonge?
Ve ya ona söylersin ve o da senin gibi hissediyordur, ve sonsuza kadar mutlu yaşarsınız.
Ou tu lui dis et elle ressent la même chose, et vous vivez heureuses pour la fin des temps.
Annenin seni nedimesi yapmamasından ya da senin ne kadar muhteşem olduğunu görmemesinden dolayı aptal olduğunu düşünüyorum.
Et je pense que ta mère est une idiote de ne pas t'avoir choisi comme demoiselle d'honneur ou de ne pas voir à quel point tu es incroyable.
Peki ya şu an tek istediğim senin yaşamanı görmekse?
Et si tout ce que je veux maintenant est de te voir vivre?
Ya eger senin icin calisirsam?
Et si je travaillais pour toi?
Ya da senin fikrin olduğunu söylerim.
Ou je lui dirais que c'était ton idée.
Ya da gördüğümü gören aklı başında her insanın senin Fitch ile olduğunu aklına getirmesi?
Ou le fait que tout être humain rationnel ayant vu ce que j'ai vu penserait que tu as couché avec Fitch.
Agla-naca-macapa'yı ya da her neyse insanlar senin çektiklerini çekmesinler diye oluşturdunuz sanıyordum.
Je pensais que vous aviez créé l'agla... naca... macapa ou ce que vous voulez, pour que les gens comme lui n'aient pas à vivre ce que vous aviez traversé.
Senin hayalin bu ya da benimle olmak değil.
Ce n'est pas ton rêve, et d'être avec moi non plus.
Ya da senin kız arkadaşını.
Ou votre petite amie.
Senin suçun değil ya.
C'est pas ta faute.
Ya da benim gürültücü ve kaba, insanlara senin şişko ve çok bilmiş olduğunu anlatacağımı ve bar'da üç kez başarısız olduğunu, söyleceğimi düşünmüşsündür.
Ou peut-être tu penses que je serais bruyante et insensible et que je raconterais les histoires sur comment tu étais une petite rondelette je-sais-tout, qui a raté le barreau trois fois.
Amantha kötü bir koku duyduğu anda Atlanta'ya o kadar hızlı dönecek ki senin başın dönecek senin!
Et Amantha, à la première puanteur qu'elle sentira, elle va se tirer si vite à Atlanta qu'elle fera ta tête tourner!
Onlar için benim ya da senin düşünebileceğinden daha büyük plânlar var.
Il y a des plans plus grands pour eux que ni vous ni moi pourrions avoir.
Bu yüzden senin için endişelendim ya.
C'est pour ça que je suis inquiète pour toi.
Yüzündeki ifade var ya, işte o McGarrett'la senin aranda.
Tout ce que vous faites ici, c'est entre vous et McGarrett.
Ya da Stefan gibi o şehir senin bu şehir benim dolaşıp Damon ve Bonnie'yi geri getirmek için bir yol bulacağım diye boş bir umudun peşinde koşmak gibi mi?
Ou je peux appeler Stefan et aller de pays en pays courant après le faux espoir que nous allons trouver un moyen de ramener Bonnie et Damon.
Ama senin yeteneklerinde birini işe almayı isteyecek birini tanıyorum demiştim ya?
Coupable. Mais tu sais comment je connais un gars qui serait intéressé pour embaucher quelqu'un avec ton expertise?
Yoksa senin peşine düşmezdim. Bitmemiş olsaydı ya da kim olduğunu bilseydim.
Je ne vous aurais pas courtisée dans le cas contraire, ou si j'avais su qui vous étiez.
Ya yaşarsın ya da ölürsün. Seçim senin.
La vie ou la mort.
Hapishanenizde Raina'ya katilacagim Ajan Coulson ama nereye gitsen seni görecegim tipki Skye'yi kollarinda tutarken ve onun kani akarken ve ölürken ve bunun senin hatan oldugunu bildigini gördügüm gibi.
Je rejoindrai Raina dans votre prison, mais je verrai chacun de vos mouvement, comme je vous est vue tenir Skye dans tes bras, blessée... mourante... en sachant que c'était ta faute.
Senin ya da İnsaniyet Bakanlığındaki o pisliklerin bunun üstünü örtmelerine izin vermeyeceğim.
Personne, ni vous ni ce connard du Département de l'Humanité n'étouffera l'affaire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]