Yaklasma traduction Français
1,909 traduction parallèle
YAKLASMA, JOE!
Va-t'en, Joe!
YAKLASMA!
Recule!
Bana hep şöyle söyler... "Yabancı birini görürsen... ne olursa olsun, yanına bile yaklaşma."
Elle m'a toujours dit que si je voyais quelqu'un dans la toundra, je ne devais pas m'en approcher.
Çok yaklaşma. Geride kal.
Vous approchez pas trop.
Yaklaşma hızını geri say.
Compte à rebours, pour la vitesse d'approche finale.
Kapıya yaklaşma. Asla bilmediğin yere gidilmeyeceğini biliyorsun.
Faut jamais franchir une porte non sécurisée.
- Yaklaşma vuruşların iyi midir? - Yarın birlikte göreceğiz.
Alors, comment va votre jeu?
Burada kolunu kırdığı için hapse girdiği ve senin için geçici yaklaşma yasağı çıkarttığı yazıyor.
Il est dit ici que... qu'il est allé en prison pour vous avoir cassé le bras, et qu'ensuite il a reçu une ordonnance restrictive temporaire contre vous.
Daha fazla yaklaşma.
Ne t'approche pas.
Kira'ya merak ile yaklaşma.
Vous ne devez pas l'approcher par simple curiosité.
O çocuklara bir adım daha yaklaşma.
Cessez de bouger, Señor Infante.
Sessiz yaklaşma. Öldürme amaçlı saldırı yok.
Approche silencieuse, on ne tue pas.
Daha fazla yaklaşma.
Pas plus loin.
Uzaktan yaklaşma talep ediyorum.
Requête d'approche longue.
Yaklaşma!
Ça suffit.
Yaklaşma. Beni yalnız bırakmalısın.
Il fallait rester en dehors, et me laisser tranquille.
- Yaklaşma ahbap.
Demi-tour.
Hatta yaklaşma bile.
Ne t'en approche même pas!
Bana yaklaşma, seni incitmek istemiyorum.
N'approche pas, parce que... je veux pas te faire de mal.
Yaklaşma, seni hurda yığını!
Recule! Tas de boulons! Ne t'approche pas!
Daha fazla yaklaşma!
Te rapproches pas!
- Yaklaşma bile.
- Et maintenant?
Yaklaşma Michael.
Recule, Michael. Recule...
Yaklaşma, yaklaşma!
"Tu es seul, Alex" Recule! Recule!
Dedektifçilik oynamayı bırak ve o kadına bir daha yaklaşma.
Tu dois arrêter de jouer à Sherlock Holmes et la laisser tranquille. Pourquoi?
Yaklaşma.
Arrête.
Yaklaşma bana.
N'approche pas!
Tamam, o kadar yaklaşma.
Pas si près.
Tamam, daha fazla yaklaşma.
Ne t'approche pas plus.
Yaklaşma!
Recule!
Daha fazla yaklaşma!
- Non! Tu restes où tu es.
Yaklaşma.
Poussez-vous.
Bir daha asla benim ve çocuğumun yanına yaklaşma.
Et tu ne t'approcheras plus jamais de ma fille.
Sookie, bir vampire asla sessizce yaklaşma.
Sookie, ne surprends jamais un vampire.
- Yaklaşma, ahbap.
- N'approchez pas.
O zaman çok yaklaşma.
Alors, ne t'approche pas.
Yaklaşma.
Ne t'approche pas.
Dur, yaklaşma!
Arrête.
Tehlikelidir, o yüzden fazla yaklaşma!
C'est dangereux, alors t'approche pas trop.
Fazla yaklaşma.
Ne t'approche pas trop.
Dünya plakalarında meydana gelen yaklaşma ve uzaklaşma hareketleri.
- Les phénomènes de convergence, de divergence,... l'éloignement des plaques terrestres.
Bana yaklaşma.
Me reproche pas ça.
Çok yaklaşma.
Pas trop proche.
Bana yaklaşma! Defol!
Partez!
Fazla yaklaşma.
Reste à distance.
Bir daha kızımın ve benim yanına yaklaşma.
Ne t'approche plus jamais de moi, ou de ma fille.
- Tanrım Ian, o kadar yaklaşma!
- Oh, Ian! Ne t'approche pas autant.
- Fazla yaklaşma.
T'approche pas trop.
Yaklaşma tamam mı? Geride dur!
- Ne vous approchez pas!
Yaklaşma!
Reculez!
BU, babamın herşeye yaklaşma şekliydi.
C'est comme ça que mon père introduisait toutes ses leçons.
yaklaşma 142
yaklaşmayın 75
yaklaşma bana 41
yaklaşık 83
yaklaşıyor 99
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaştık 32
yaklaşıyoruz 63
yaklaşıyorum 20
yaklaşmayın 75
yaklaşma bana 41
yaklaşık 83
yaklaşıyor 99
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaştık 32
yaklaşıyoruz 63
yaklaşıyorum 20