Yeni bir şey değil traduction Français
288 traduction parallèle
Yeni bir şey değil.
Rien de cela ne nous avance.
Yeni bir şey değil.
C'est normal.
Buck için yeni bir şey değil.
Ça n'a rien d'étonnant.
Brendi meselesi yeni bir şey değil, bilirsin.
Ce procédé n'est pas nouveau!
Yeni bir şey değil ki!
Ce n'est pas nouveau.
Yeni bir şey değil.
Ça s'est un peu calmé.
Bu yeni bir şey değil ki, Kendall.
Ce n'est rien de nouveau, Kendall.
Ama bu yeni bir şey değil.
Ce n'est pas nouveau.
Gerçi yeni bir şey değil, değil mi?
La belle affaire!
Birinin gitmesine izin vermişsin ama yeni bir şey değil.
Vous en avez laissé partir une, mais ça n'est rien de nouveau.
Bu da senin için yeni bir şey değil.
Cela n'a rien de nouveau non plus.
Yeni bir şey değil.
Ça n'a rien de nouveau.
Bu yeni bir şey değil. Eski polis dosyalarında görebilirsiniz
On peut lire ça dans les vieux rapports de police.
Nasıl olur da bunu keşif diye adlandırırlar...? ... yeni bir şey değil ki.
Il ne peut s'agir d'une invention puisque ce n'est pas nouveau.
Bu yeni bir şey değil ki!
Rien de nouveau.
Vandalizm bu okulda yeni bir şey değil.
Le vandalisme n'est pas nouveau.
- Hayır, yeni bir şey değil.
- Non, pas plus que d'habitude.
İçki yasağının kalkacağı yeni bir şey değil, neden bu kadar sıkılıyorsun?
A quoi bon, la prohibition va finir!
Yeni bir şey değil. Yani senin buluşun değil!
Tu ne l'as pas inventé!
Daha önce hiç söylenmeyen yeni bir şey değil, şimdi içeri gir.
Ce que je vous ai déjà dit plusieurs fois. Rentrez.
- Günah keçileri mi? Yeni bir şey değil. - Kovabileceğin birileri?
On cherchera un bouc émissaire qu'on fera tomber dans les escaliers un beau jour.
Yeni bir şey değil.
Rien de nouveau.
* Ateş yeni bir şey değil *
Ce n'est qu'une voiture.
Pek yeni bir şey değil.
C'est pas nouveau.
Şehrin bu kısmı için yeni bir şey değil.
C'est assez fréquent, dans le coin.
Her zaman onu terk edeceğimi bekliyordu, yeni bir şey değil bu.
Toute façon, depuis qu'on se connaît, Il s'attend a ce que je le quitte A tout instant, alors Rien de nouveau
Bu yeni bir şey değil.
Ce n'est pas nouveau.
Bu sizin için yeni bir şey değil elbette, ama bizim için... eh, biz Sentinel'iz.
Rien de neuf pour vous, mais pour nous... Nous sommes La Sentinelle.
Yeni bir şey değil.
C'est la même chose.
Bunamış, yeni bir şey değil.
Il est sénile, on le sait.
Bu onun için yeni bir şey değil ve kendini doğrultma konusunda oldukça zor zamanlar yaşıyor.
Tout est nouveau pour elle, elle a du mal à s'adapter.
Bu yeni bir şey değil, yüzyıllardır bizimle.
Elle existe depuis des siècles.
Yeni bir şey değil.
J'ai un film avec Audrey Hepburn!
Bu yeni bir şey değil, aylardır söylüyor.
Il le dit depuis des mois.
İhtiyaç duyduğum şey yeni bir silah değil yeni bir hayvandı.
Ce dont j'avais besoin, ce n'était pas d'une arme nouvelle mais d'un nouvel animal
- Yeni bir şey değil.
- Tiens!
Kirk yeni bir yüz aramaya kalkışmamış olsaydı, çoğumuz için her şey ne kadar kolay olurdu, değil mi?
Ce serait tellement plus simple pour nous tous si Kirk Edwards n'avait pas voulu chercher un nouveau visage.
Okyanusun dibinden alınan, yeni güçlü enerji Atlanti artık bilim adamlarının elinde! Ama hepsi bu değil.Bir şey daha vardı.
La nouvelle et puissante énergie de l'Atlanti, arrachée aux profondeurs de l'océan, est maintenant entre les mains des scientifiques.
Onlar olayı değişik şekillerde yorumlayacaklar. Onlar için sağda solda konuşacakları yeni dedikodudan başka bir şey değil.
Ils le prennent chacun à leur façon, mais pour eux ce ne sont que des ragots pour les faire jaser.
Şiddet, senin için yeni bir şey, değil mi?
La violence n'est pas dans vos habitudes, n'est-ce pas?
Bu benim için yeni bir şey, değil mi?
C ´ est nouveau pour moi.
Senin için yeni bir şey yok, değil mi?
C'est pas nouveau pour toi.
Yeni kocanın yasını böyle bir şey için bölmeye hiç gerek yok... öyle değil mi?
Je ne vais pas m'acharner sur le pauvre veuf.
İnsan her gün yeni bir şey öğreniyor, değil mi?
On en apprend tout les jours. On en prend une douzaine.
.. sadece yeni bir hasattan başka bir şey demek değil.
Pour les paysans, une simple culture.
Bob, olay yaratan yeni bir kitap çıktı, henüz yayınlanmadı, kitaptaki her şey sana göre değil, fakat... eminim başlığı, görür görmez, sana yardım edebileceğini anlayacaksın.
Bob, il y a un nouveau livre qui vient tout juste de sortir, Il s'applique bien sûr à votre cas mais je suis sûr comme vous pouvez le voir en voyant le titre, exactement comment il peux vous aider.
Yakında yeni bir şey satın alabilmem mümkün değil.
Mais je ne pourrai pas t'en offrir une de sitôt.
Görsel okur yazarlığın, normal okur yazarlık kadar önemli olduğunu düşünmüşümdür hep. Film öncülerinin keşfettiği şey filmciliğin teknik özellikleriydi. İşin sonucunda kelimelere değil de görüntülere dayanan yeni bir anlatım yolu bulmuşlardı.
J'ai toujours pensé que savoir décrypter les images était aussi important que l'apprentissage de la langue et que ce que les pionniers du cinéma exploraient étaient les techniques spécifiques de ce médium.
Yeni bir şey öğrenmek güzel değil mi?
Tu n'es pas content d'apprendre de nouvelles choses?
Yeni eğer ters bir şey olursa... değil mi?
D'accord? Je dois le dire à mes parents.
Şimdi tanık olacağınız şey Bayan Linn, yalnızca bir füze saldırısı değil, yeni dünya düzeninin başlangıcı.
Vous allez observer, Mlle Lin, non pas l'attaque d'un missile mais le lancement d'un nouvel ordre mondial.
yeni bir hayat 16
yeni bir 16
yeni bir haber var mı 16
yeni bir şey yok 30
yeni bir şey var mı 44
yeni bir şey 30
yeni bir çağın başlangıcıydı 19
bir şey değil 1063
yeni geldim 35
yeni dünya 23
yeni bir 16
yeni bir haber var mı 16
yeni bir şey yok 30
yeni bir şey var mı 44
yeni bir şey 30
yeni bir çağın başlangıcıydı 19
bir şey değil 1063
yeni geldim 35
yeni dünya 23