Yeni bir hayat traduction Français
1,365 traduction parallèle
İnsanlar var. Yeniden başlamam için bana yardım edebilirler. Yeni bir hayat.
Il y a des gens, ils peuvent m'aider à repartir à zéro, à refaire ma vie.
- Yeni bir hayat için bir şans. - Peki ya kız?
- Ça lui permettait de refaire sa vie.
Sana yeni bir hayat sunuyorum, sen eski bir rüya seçiyorsun.
Je t'offre une nouvelle vie, et tu t'accroches à un vieux rêve.
Rahatlamak ve bu güzel kasabada kendimize yeni bir hayat kurabilmek için taşınıyoruz.
Pour nous détendre et entamer une nouvelle vie dans une jolie ville inconnue.
Böylece sabah uyandığınızda kendinizi yatağınızda, hiçbir şey olmamış gibi bulacaksınız. Sizi bekleyen yeni bir hayat olacak.
De cette façon, quand vous vous réveillerez le matin... vous vous retrouverez dans votre lit comme si de rien n'était... une nouvelle vie devant vous.
- Ve ona yeni bir hayat verildi.
- Puis a eu une nouvelle vie.
Başlamak için yeni bir hayatın var.
Et tu démarres une nouvelle vie.
Hiçbir şey değişmedi. Hala binlercesi yeni bir hayatın köleleri olmak için buraya geliyor.
Rien n'a changé et pourtant, des milliers sont prêts â l'esclavage pour une nouvelle vie.
Benim için yeni bir hayat.
Une nouvelle vie pour moi.
Özür dilerim. Burada yeni bir hayat kazanıyoruz!
Pardon, mais on a une vraie vie devant nous!
Yeni bir dünyada yeni bir hayat bizi bekliyor.
Mais une nouvelle vie nous attend dans un nouveau monde.
# Biz yeni bir hayat arayışında # # denizi bile tararız. #
Nous traversons la mer À la recherche d'une vie nouvelle
Şu çantanın yerini söyle bize yeni bir hayatın olsun.
Dis-nous où est cette putain de valise et tu pourras commencer une nouvelle vie.
Şimdi lütfen ona yeni bir hayat ver.
Et lui donner une nouvelle vie
Yarın, yeni bir hayatım olacak.
Demain, j'aurai une autre vie
En azından yeni bir hayat için elimize para geçer.
Au moins, cette merde nous donnera de l'argent pour une nouvelle vie.
Ama yeni bir hayat yaratamaz.
Mais il ne permet pas de créer la vie.
Tohum yeni bir yerlerde yeni bir hayat kurmaya çalışır.
Les graines vont essayer de commencer une nouvelle vie quelque part.
Ben ona yeni bir hayat veriyorum.
Je lui ai donné une nouvelle vie
- Eğer yeni bir hayat...
- Si je suis pour essayer...
Bize onunla yeni bir hayat sunuyor. Ama vermemiz gereken büyük bir karar var, değil mi?
Elle nous offre une nouvelle vie... mais c'est une décision importante à prendre.
Lt sürekli de onu yeni bir hayat verebilir.
Et que ça lui donnerait une nouvelle vie, à jamais.
Sadie'yle yeni bir hayat kurmayı istiyordu.
Il voulait vivre avec elle.
Ve bence sen... yeni bir hayat kurmayı düşünmeye başlamalısın.
Et je pense que vous devriez penser à refaire votre vie.
Kendine yeni bir hayat kurmanı öneririm.
Je vous conseille de les prendre. Nos chemins se séparent.
Ölümle karşı karşıya kalmadan önce yeni bir hayatı kutlamasına izin veremez miyiz?
Elle ne peut pas célébrer un peu la vie avant d'avoir à affronter la mort?
Kocaman yeni bir hayat yaşıyorum.
Je renais complètement.
düşündük ki kendin için yeni bir hayat kurmaya çalışıyorsun burda biz de destek olacağız.
En allant se balader, on a pigé que tu voulais changer de vie. On va te soutenir.
Bazıları kendine yeni bir hayat kuracaktı.
Certains allaient commencer une nouvelle vie.
Yeni bir yıl, yeni bir hayat... Hep böyle derler.
Une nouvelle année, une nouvelle vie, enfin c'est ce qu'on dit.
Eğitimini al, uğraş ve kendine yeni bir hayat kur.
Tu vas suivre des cours. Tu essayeras de... - Il faut que tu aies ta vie.
Giderek artan bir şekilde, politikacılar sadece sosyal hayat yöneticileri olarak görünüyor ama artık, güçlerini ve nüfuzlarını geri kazanmak için yeni bir rol keşfettiler.
De plus en plus, les hommes politiques sont réduits à de simples gérants de la société. Mais ils se sont découvert un nouveau rôle qui leur restitue pouvoir et autorité.
Caro'nun Lyndon Johnson'ın Hayatı adlı kitabın üçüncü cildini yeni bitirdim, bir sonraki cilde başlamak için sabırsızlanıyorum.
Je viens finir le troisième tome de Robert Carous, "La vie de Lyndon Johnson", et je meurs d'impatience de lire le suivant.
Daha iyi bir yaşamı yaratmak için teknoloji ve hayatı... birleştiren devrimsel yeni bir alet.
Une puce révolutionnaire qui nous fera changer d'avis sur la technologie. Cette nouvelle puce offrira un plus grand confort et une meilleure qualité de vie.
- Yeni hayatında asla hiç bir şeyi öldürme.
Tu n'as jamais rien tué de ta vie.
Tenis hayatımız hakkında yeni bir kuramım var.
J'ai quelques théories sur notre vie de tennis.
En azından artık her yeni seks deneyimine hayatı değiştiren bir olay olarak görmemize gerek yok.
Nous n'avons plus à prétendre que chaque expérience sexuelle est un événement prodigieux.
Ben de yeni bir, hayat kurmaya çalışacağım.
Et je vous aiderai à reconstruire une vie.
Ona yeni ve normal bir hayat vermek için.
la mémoire de tout le monde en fait... dans le but de lui donner une nouvelle vie, une vie normale.
Düzene sokmam gereken bir hayatım var ve zaman israfından hoşlanmam o yüzden iki adım geri atalım ve sen de kendine yeni bir halkla ilişkiler uzmanı bul.
J'ai une vie à mener, et je déteste perdre mon temps. Alors on va faire ça : on va tellement ralentir que tu vas devoir te trouver une autre attachée de presse.
Ama şimdi, bir Avatar olarak yeni hayat kucaklamak gerekir.
Pour le moment, tu dois profiter de ta nouvelle vie d'Avatar.
Ben hayatında yeni bir misyonu vardır, çünkü aslında kulüp satış düşünüyorum.
J'envisage même de vendre le club parce que j'ai une nouvelle mission.
Yok "Yeni bir ev alacağım" Yok "Düzgün bir hayatımız olacak"
J'aurai une nouvelle maison. Je vais être droit.
Yeni bir hayatı var.
Il a une toute nouvelle vie.
Lorelai, Rory hayatının yeni bir döneminde ve farklı şeyler yaşamalı. Farklı insanlar görmeli. Tüm yapmaya çalıştığımız buydu.
Lorelai, Rory est dans une nouvelle phase de sa vie et elle a besoin d'explorer d'autres choses, d'autres gens c'est tout ce qu'on essayait de faire
Hayatında önemli yeri olan insanlarla yeni bir başlangıç yapmak daha iyi olur, değil mi?
Tu sais, c'est probablement mieux de prendre un nouveau départ avec des personnes - qui comptent dans ta vie, pas vrai?
Bakın, ben hayatımda yeni bir sayfa açıyorum.
Ecoutez, les gars... J'essaie de démarrer une nouvelle vie.
Sana yeni bir mutfak yapacağım, hayatım.
Je te construirai une nouvelle cuisine, chérie.
Masailer arasında, yeni evli çiftin erkeği, eşinin giysilerini bir ay boyunca giyer,... -... onun hayatını tanımanın bir yolu olarak.
Parmi les Masaï d'Afrique de l'Est, un homme qui vient de se marier doit porter les habits de sa femme pendant un mois, pour avoir un aperçu de sa vie.
Babamızın, Connecticut'ta yeni bir karısı, hayatı var ve beş yılda bir arıyor ve buna atlamalı mıyız?
Il a refait sa vie avec une nouvelle femme en nous ignorant totalement Et on devrait se prosterner parce qu'il nous appelle tous les 5 ans?
Bu birilerinin hayatının kurtarabilecek yeni bir teknolojik buluş.
Une innovation qui pourrait sauver une ou deux vies.
yeni bir 16
yeni bir haber var mı 16
yeni bir şey yok 30
yeni bir şey 30
yeni bir şey var mı 44
yeni bir şey değil 19
yeni bir çağın başlangıcıydı 19
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
yeni bir haber var mı 16
yeni bir şey yok 30
yeni bir şey 30
yeni bir şey var mı 44
yeni bir şey değil 19
yeni bir çağın başlangıcıydı 19
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatımda 29
hayatın 30
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30
hayat çok kısa 40
hayattayım 45
hayatım boyunca 96
hayatımda ilk kez 38
hayatta olmaz 273
hayattasın 50
hayatını yaşa 16
hayata 34
hayat dolu 30
hayat çok kısa 40
hayattayım 45
hayatım boyunca 96
hayatımda ilk kez 38
hayatta olmaz 273
hayattasın 50