English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Y ] / Yeterli

Yeterli traduction Français

19,300 traduction parallèle
İlk Aşk, İlk Dans'taki "Time Of My Life" ı söylemen yeterli.
Il me faudrait "Time Of My Life" de Dirty Dancing.
Yeterli.
Ça suffit.
Yeterli.
C'est bon.
Bu yeterli değil mi?
tu as fini?
Oh olamaz burada neyimiz varmış.. Bu yeterli, teşekkürler
Oh c'est une grande bouteille... merci.
- Ama silahın gücü tanrıyı öldürmek için yeterli mi?
Mais une arme assez puissante pour vaincre un dieu?
Bu yeterli!
Assez!
Bitti. Tamam mı? Bu kadarı yeterli.
Ça suffit.
Çocuk cezasını çekti, bu yeterli olmalı. Yeterli değildi!
Ce gamin a déjà fait de la prison mais rien ne lui sert de leçon!
Şimdi dosyaları çıkartamazsın. Yeterli alan yok.
Non, tu ne peux pas te décompresser, il n'y a pas assez de place.
- Yeterli işlem gücüne sahip değiliz.
On manque de capacité de traitement.
Yeterli beygir gücüne sahip değiliz.
Nous n'avons pas assez de puissance.
- "Belki de" yeterli değil.
Ce n'est pas suffisant.
Hank Asher'ın Adam'ın kaybolmasıyla her hangi bir ilgisi olduğuna dair henüz yeterli kanıt olmadığını söyledi.
Donc il n'y a toujours pas assez de preuves comme quoi Hank Hasher a un lieu avec la disparition d'Adam.
Hesapta kalan azıcık para kör bir çocuğu yetiştirme yükünü taşıması için yeterli değildi.
Ce qui restait sur le compte n'était pas suffisant pour élever un enfant aveugle.
Tüm cesaretin ve planların yeterli olmaz.
Tout votre courage... et vos projets, ça ne suffit pas.
Bir çıkmaz sokağa girmiş gibiyiz, kararlılık yeterli olmuyor ve...
On est dans une impasse, et notre détermination ne suffira pas.
Yeterli yağmur yağmadığından.
Il n'a pas plu assez.
Yeterli toprak olmadığından.
Ils n'ont pas assez d'espace.
Bu yeterli değil tabii.
Non. Ça ne suffit pas.
Basit bir evet ya da hayır yeterli olurdu, Ajan Amin.
Il voulait seulement une volonté "ou" non ", l'agent Amin.
Kusura bakma Nolan ama bu hiç de yeterli bir söz değil.
Non, je suis désolé. Nolan, ce n'est vraiment pas assez.
İdare etmek yeterli değil.
Bien n'est pas assez.
- Ben ve silahlarımın sizce yeterli değilse başka tabii. - Göreve hazır gibisin.
Vous semblez à la hauteur.
Yeterli gelmedi mi?
Ce n'est pas assez?
- Sonarları kapatmak yeterli.
Le sonar est éteint.
Hâlâ sizi tehlikeye soktuğumu düşünüyorum ama benim gitmemi istememeniz, burada kalmam için yeterli sebeptir.
Selon moi je vous met tous en danger. Mais vous ne voulez pas que je parte, c'est suffisant pour me convaincre de rester.
Ama korkarım öyle bir iş için yeterli olmadığımı düşünüyorum.
Mais... j'ai peur d'être bâtie pour ce type de travail.
Yeterli eğitimi bulunmayan bir sivili de aslanın inine gönderecek halim yok.
Et je n'envoie pas un civil dans la cage aux lions sans entraînement suffisant
Yüzeyde beni izlemen yeterli.
Occupez-vous de suivre ma trace jusqu'au niveau supérieur.
Bir saniyeden kısa bir sürede yeterli numuneyi çekecektir.
Cela devrait nous donner un bon échantillon en moins d'une seconde.
35,000 CPM. Yeterli görünüyorlar.
35,000 CPMs.
Biraz pis bir yer. Ve kesinlikle senin gibi bir hanımefendi için yeterli değil.
C'est sale et sale et absolument, uh, sous une dame s'aime.
- Bunun yeterli olduğunu söyledin.
- Vous avez dit que c'était assez!
Korku yüzünden falan bir şeyler istemekten korkan biriydim. Söylemen yeterli.
J'avais peur de demander ce que je voulais, ou je ne sais pas quoi.
Rahatsızsan, rahatsızım demen yeterli.
Si ça te dérange, dis-le.
Şimdi yeterli oldu mu Dr. Wilkes?
Ça marche suffisamment pour vous Dr Wilkes
Seni buradan götürmesi için yeterli sayıda nöbetçiye para verdim.
J'ai déjà acheté assez de gardes pour te sortir de là.
Arkadia'nın 15 kilometre çapında çevresi yeterli olacaktır.
Un rayon de 15 km autour d'Arkadia devrait être suffisant.
10 kilometrelik bir uzaklık, köylerimizden uzak tutmak için yeterli olacaktır.
5 kms devrait être suffisant pour les garder éloigner de notre village.
Scorann olmazsa, Jarl olmam için yeterli desteği sağlayamam.
Sans Scorann, je n'aurai pas assez de support pour devenir Jarl
- Hiç bir şey istemiyorum, baba. Gelmen bile yeterli. Sadece oğlunun yaptığı yemeğin tadını çıkar.
Mange juste le repas cuisiné par ton fils.
Bunun için yeterli olduğumu sanmıyorum.
J'ai suivi votre carrière de prés.
Yeterli büyüklükte mi?
C'est assez grand?
- Yeterli değil ki.
Ben, c'est pas assez.
İyileşmesi için suya bir kaç damla ilaç damlatmak yeterli.
Quelques gouttes de médicament dans l'eau et ça ira mieux.
Bunun için yeterli malzemeniz var mı?
En avez-vous assez ici pour ça?
- Bunun yeterli olmadığını söyledi.
- Il dit que c'est pas suffisant.
Bu onu tutuklamak için yeterli değil, değil mi?
C'est pas assez pour le coffrer?
- Ateşlemek için yeterli enerjisi yok.
Il n'a pas assez d'énergie pour tirer.
FBI'da, sadece kendinizi bilmeniz yeterli değil, ortağınızı da tanımalısınız.
♪ Au FBI, vous ne devez pas seulement vous connaître vous-mêmes,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]