English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Y ] / Yeter ama

Yeter ama traduction Français

1,020 traduction parallèle
Bu kadarına da yeter ama Pauline.
Ça suffit, Pauline.
Yeter ama be...
Silence!
Yeter ama yeter!
Non merci.
Yeter ama!
Ça suffit.
Kayıtlar belki sana yeter ama bana yetmez. Ailenin bir yerlerde güvende olduğunu bilirsen rahat edersin.
Un registre te suffira peut-être pour te rassurer sur tes parents.
- Yeter ama.
- Ça suffit.
Yeter ama. Karımsın dedim.
Mais arrête un peu!
Yeter ama!
Bon sang!
Yeter ama sakin olun.
Voyons, calmez-vous.
- Yeter ama.
POUSSEZ-MOI!
Yeter ama Koichi!
Arrête ça, Koichi!
- Yeter artık ama.
- Ce n'est déjà pas si mal.
Paris. Belki bu bazılarına yeter, ama artık bana yetmez.
Paris... ne me suffit plus, aujourd'hui.
Yeterince sabırlı davrandım ama artık yeter... Beni anlıyor musunuz?
J'ai été assez patiente, mais maintenant, ça suffit!
Kimi istersen yolla, büyükbabanı, amcanı... ama yeter ki git!
À votre grand-père, et à votre oncle aussi!
Hemen kaçtım ama o... - Yeter Julie.
Il a surgi d'un buisson et nous a parlé.
Bizimkilerden verirdim ama bizi bahara çıkarmak için zar zor yeter.
J'aimerais vous en donner, mais on a à peine assez.
Eli iş tutan en az 6 kişi yeter diyorum ama belki daha çok adam gerekir.
Cinq ou six hommes devraient suffire, peut-être plus.
Sizlerle işbirliği yapma şansımız pek olmuyor... Ama yapabileceğimiz bir şey varsa söyleyin yeter.
Nous sommes toujours heureux de pouvoir vous aider.
Ama kullanabiliyorsan bir tane yeter,... 15 adımdan sonra.
Un seul suffit quand on sait s'en servir.
Elbette Ekselans ama bizim olayımızda masumiyetimize inanmanız için bir bakmanız yeter.
Bien sûr, Votre Excellence, mais dans notre cas, un regard suffit pour vous convaincre de notre innocence.
- Adımı ver yeter. Müziği bilmem, ama yemekleri iyidir.
Vas-y de ma part.
Ama önemli değil. - İkinizin burada olması bana yeter.
Ne t'inquiète pas, vous avoir ici me suffit.
Ama böyle bir tane kasaba bile yeter.
Mais une seule suffit.
Ama yeter artık.
- Je ne l'ai pas.
Beş yeter, veya üç, veya iki bile olur. Ama lütfen acele et.
5 dollars suffiraient, ou même 2...
Ne istiyorsanız yapın ama yeter ki onlardan kurtulun.
Faites ce que vous voulez, mais débarrassez-vous d'eux.
Ondan değildi. Ama bu kadar yeter.
De toute façon, il y a dix ans de ça.
Ama beni kırbaçlanmaktan kurtarmaya çalıştığını unutmadım. O sözleşmeye hürmet edeceğim. Yeter ki bir daha iyi niyet safsatalarını duymak zorunda kalmayayım.
Mais je n'oublie pas que tu voulais payer pour qu'on ne me fouette pas... alors j'honorerai ce contrat, si je n'entends plus... ton baratin à propos de ta bonne foi.
Ama kimin verdiği önemli değil. Yeter ki hiçbir zaman ikinci sınıf birşey takma.
Peu importe qui les donne... tant que tu ne portes pas de bijoux de second ordre.
Aynen. Ama sana bir yumruk yeter!
À quatre pour une seule tournée.
Ama günde bir dakika bile cinayete bulaşmaları yeter. En azından ellerinde tuttukları o zamanki insanlar için öyle.
Mais une minute par jour suffit aux assassins, du moins pour ceux qui tombent entre leurs mains.
Beni vurabilirler ama namluya tek bir dokunuş yeter.
Ils pourraient m'avoir mais il ne suffit que d'une pression sur la gâchette.
Beni her şeye o yaşlı piç ikna etti ama artık yeter.
Tout ça à cause de cette grosse merde. Trop c'est trop.
Ama yeter ki benimle çalış.
Mais travaille avec moi.
Ama yeter artık!
Mais ça suffit!
Ama artık yeter buna daha fazla katlanamam!
Je le reconnais.
Pahalıdır ama belki paran yeter.
C'est peut-être trop cher pour vous.
Şakayı anlamadım ama yeter.
Vos sous-entendus m'échappent, mais cette comédie a assez duré.
O pano müstehcen! Farkında değilsiniz ama bir bakış yeter!
Il suffit de le regarder!
Her zaman senin aptallıklarını ödüyorum, ama bu kadarı yeter!
J'ai toujours du payer pour vos bêtises, mais cela suffit!
Erkek kardeşlerim de var, ama herkese yeter de artar bile.
Il y a assez pour tout le monde.
Ama 2 kişi için, 10 gün daha yeter.
Mais pour deux personnes... peut-être dix jours.
Üç bin liret ama aramızda bir öpücük yeter.
Un baiser par mois.
Ama anlamıyorum. - Gerek de yok. Beni izle yeter.
Il n'y a rien à comprendre, éxécute les ordres!
Sizin de söylediğiniz gibi, rezalet bir durum ama yeter artık.
Comme vous dites, le cas est reprochable, mais on doit arrêter.
- Ama yeter artık!
- Assez!
Siz uyuyakaldınız ve herkes ayrıldı ama ben el çantamı almak için geri döndüm. Bu kadar yeter.
- Vous vous êtes endormi, alors... tout le monde est parti, mais je suis revenue chercher mon sac à main.
Şimdilik bu kadar yeter. Ama vaziyetini anlamanı istiyorum.
Assez pour aujourd'hui... mais comprenez bien votre situation.
- Ama senin yeter, baba. Neden?
- Mais vous pouvez, père.
bunca tehlike ve serüven yeter artık durulup evlenme zamanı... karım dikiş dikip bana yemekler yapar hep hizmetime koşar... sonra kafamı şişirip dır dır eder hababam azarlar... sürekli para ister hayatı bana dar eder... en iyisi bu konuyu bir daha düşüneyim... evlilik hayatı benim neyime gözüme uyku girer hiç değilse... dünyada hiç kimsem yok ama artık birileri olmalı... acaba nasıl dost kazanıp insanları etkileyebilirim?
Toutes ces épreuves! Je devrais m'installer, trouver une épouse Elle cuisinerait et coudrait pour moi S'activerait pour moi

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]