Çok hoşlar traduction Français
140 traduction parallèle
Oraya gidip soru sormam çok hoşlarına gider.
Ils voudraient bien que j'aille les interroger.
Oldukça normalsin, benimle evlenecek ve bu masalları bizim çocuklarımıza anlatacaksın. Bu masallar çok hoşlarına gidecek.
Vous m'épouserez et vous raconterez ces contes de fées à nos enfants.
Gideceğiniz yere ulaşmadan önce bu işten zevk almaya başlayacaklar. Çok hoşlar, değil mi?
Elles auront sûrement pris du goût avant que vous soyez arrivés à destination.
- Çok hoşlar. İşte bu da sana.
Et voilà pour toi.
- Çok hoşlar. - Çok çakallar.
ce sont des gars sympas.
Çok tatlısınız. Çok hoşlar. Teşekkürler.
C'est très gentil à vous, elles sont magnifiques.
- Çok hoşlar.
- Ils sont mignons.
Ginetta bisküvi ikram etsene! Gerçekten çok hoşlar!
Donne-leur des petits gâteaux!
- Kızlar güzelmiş. - Teşekkür ederim. - Çok hoşlar.
Elles sont pas mal... pas mal du tout.
Vay canına, yaklaşıyorlar. Gerçekten çok hoşlar.
Comme c'est beau!
Dişçiye gittiğinizi söyledim. Bu çok hoşlarına gitti.
Et raconté que vous aviez dû aller chez le dentiste.
Bu çok hoşlarına giderdi.
- Ça leur aurait plu.
Ama çok hoşlar, değil mi?
Elles sont jolies, n'est-ce pas? C'est un cadeau.
Çok hoşlar.
Quelle délicatesse.
Şu güneş gözlükleri, gerçekten çok hoşlar.
Ces lunettes, elles sont très belles.
Çok hoşlar.
C'est super.
Evlat edinildim. Yeni bir anne ve babam olacak, ve çok hoşlar.
Je vais avoir un papa et une maman super gentils.
Bizi yakalamak çok hoşlarına gider.
Ils vont se frotter les mains!
Çok hoşlar.
Ils sont si gentils!
Regatta, benim tasarımım. Çok hoşlar.
Je peux pas, laisse, je peux pas
İzin verirseniz bayım, çok hoş kızlarınız var. Gerçekten çok hoşlar.
J'ajouterai qu'elles sont absolument ravissantes.
O zaman sordum : "Neden arkadaşlarınızı buraya getirdiniz?" Komşularıyla Mahjong oynamanın çok hoşlarına gittiğini söylediler.
Je leur ai demandé pourquoi et ils m'ont répondu :
Bence çok hoşlar.
Moi je les trouve sympas.
Onları odama koyacağım. Hoşlar, çok hoşlar.
Je vais les mettre dans ma chambre.
O kızla birlikte görünmek çok hoşlarına gider.
Ils adoraient être vus avec cette jolie fille.
Çok hoşlar.
Vraiment pas mal.
Eminim fotoğrafınızı çekmek çok hoşlarına gidecek. "Nina Laszlo : Yıldızların Uyuşturucu Satıcısı." Ne dersiniz?
Ils aimeraient une photo de Nina Laszlo, dealer des stars.
Yani zevkle işkence etmek. Çok hoşlarına gidiyordu herhalde.
Elles devaient se pâmer de plaisir dans les bois.
- Evet, çok hoşlar.
- Oui, ils sont gentils.
Ama seyirci halinden gayet memnun görünüyordu. Çok hoşlarına gitmişti.
Mais ça semblait plaire au public, ils trouvaient ça super.
Çok hoşlar.
Elles sont belles.
Evet çok hoşlar ama bu sorumuzu tam olarak cevaplamıyor.
Ravissants, mais ce n'est pas une réponse.
Hepsi çok hoşlar.
Elles sont trop jolies.
Çok hoşlarına gider.
Ils vont adorer ça.
Çok hoşlar!
Elles sont si mignonnes!
Geçen yıl Küçük Carmine'la kaldıkları otel çok hoşlarına gitmiş.
Elle est allée avec le p tit Carmine au Hassler l'an dernier, il a adoré.
Fakat güldükleri zaman çok hoşlar. Ben ne yaptım?
Mais ils sont si mignons quand ils sourient.
Biraz uçuk kaçıklar ama çok hoşlar.
Un peu indécents, mais très gentils.
- Oh, çok güzel, çok hoşlar.
Très jolies, très belles.
Çok hoşlar.
Ils sont adorables.
- Çok hoşlar.
- Ils sont très jolis.
Ama hoşlarına gittiği çok açıktı.
Et pourtant ils avaient l'air de trouver ça agréable.
Gitmesi hiç hoşlarına gitmedi, ama benim ona daha çok ihtiyacım vardı.
On voulait le garder, mais j'en avais besoin.
Ellerinde ne kadar tutarsalar o kadar çok hoşlarına gider.
Ils l'apprécient davantage au fil des ans.
Hey, hoşlarına gitmezse... çok da umurumda.
Si ça leur plaît pas, je les emmerde.
- Çok hoşlar.
- Très joli.
Hoşlarına giden, işlerini çok daha basitleştiren : Sabit bir desendir. Polisler buna "modus operandi" derler.
Ce qui leur plaît, ce qui leur facilite le travail, leurs schémas, ce qu'ils appellent modus operandi.
Ama olan biteni öğrenmek hoşlarına gidiyordu ve bu bekar dostlarını çok seviyorlardı.
Mais elles aimaient tout savoir, et adoraient leur ami célibataire.
Çünkü cinsel organındaki sinirler çok hassastır, ve bunu gıdıklamak hoşlarına gider
C'est parce le nerf dans le vagin est très sensible, et c'est marrant de la chatouiller
Senden önceki 5 kişi, benzer şekilde tasarlanmıştı türün geri kalanına çok bağlıydılar. Ve Seçilmiş Kişi olarak hareket etmek hoşlarına gidiyordu.
Tes prédécesseurs étaient, à dessein, dotés du même attribut... une affirmation contingente censée créer... un attachement à votre espèce pour faciliter la tâche de l'Elu.
Çok hoşlar.
Elles sont magnifiques.
çok hoşsun 64
çok heyecanlıyım 140
çok hastayım 35
çok hoşuma gitti 64
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok heyecanlıyım 140
çok hastayım 35
çok hoşuma gitti 64
çok hoş 795
çok havalı 33
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok hasta 99
çok heyecanlandım 55
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok heyecanlı 80
çok hızlısın 42
çok hoş olur 23
çok hoş değil mi 27
çok haklısın 247
çok heyecanlandım 55
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok heyecanlı 80
çok hızlısın 42
çok hoş olur 23
çok hoş değil mi 27
çok haklısın 247
çok heyecan verici 71
çok hızlı 94
çok hoş biri 33
çok hassas 27
çok hafif 28
çok heyecanlıydı 27
çok hoştu 69
çok haklısınız 85
çok haklı 59
çok hızlıydı 17
çok hızlı 94
çok hoş biri 33
çok hassas 27
çok hafif 28
çok heyecanlıydı 27
çok hoştu 69
çok haklısınız 85
çok haklı 59
çok hızlıydı 17