Çok sevinirim traduction Français
594 traduction parallèle
Tabii ki de çok sevinirim, eğer ekselanslarının hoşuna giderse.
Bien entendu, j'en serais ravie, si cela plaît à Votre Altesse.
Onu hastaneye götürüyorum ve oraya canlı ulaştırabilirsem çok sevinirim.
Je l'amène à l'hôpital et s'il y arrive vivant, j'en serai très heureux.
Çok sevinirim dedim, duydun mu?
Très heureux, m'entendez-vous?
- Çok sevinirim. Evet, bana iyi gelir. - Harika.
Oui, ça me ferait plaisir.
Beni yalnız bırakırsan çok sevinirim. Üzülme bacım.
J'apprécierais beaucoup que vous me laissiez tranquille!
- Olursa çok sevinirim.
- Très bonne idée!
Sonuç olarak, kabul edersen çok sevinirim.
Enfin, je suis ravie de le mettre à votre disposition.
lvy, beni babanla tanıştırırsan çok sevinirim.
Je serais ravie de rencontrer votre père. Désolée.
Madem Werner'in salonuna hiç gitmediniz bana refakat ederseniz çok sevinirim.
Puisque vous n'êtes jamais allé chez Werner's, je serai enchanté si vous m'y accompagniez.
Buna gerçekten çok sevinirim, Bay Bone.
Je vous en serais très reconnaissante, M. Bone.
Sizin bu ruh haliniz, Berlin'deki genel durumu yansıtıyorsa, çok sevinirim.
Si vous êtes un exemple de l'esprit qui règne à Berlin, je suis rassurée.
Hiç fark etmez. Herhangi bir akşam olur. Çok sevinirim.
N'importe quand, je serai ravi de faire la connaissance d'Ordway.
- Çok sevinirim.
- Aujourd'hui?
- Philadelphia'ya gelince,.. ... onu ne zaman salacaklarını öğrenirseniz bana da haber verirseniz çok sevinirim.
Si vous apprenez qu'il ressort, soyez gentils de m'avertir.
Bu iyi insanları böyle karalamazsanız çok sevinirim.
Vous osez diffamer ces braves gens.
- Evet. Çok sevinirim. Sağol, evlat.
Je vous remercie.
- Çok sevinirim.
- Ce serait gentil.
- Sonra görüşürüz. - Yardım ederseniz çok sevinirim.
- Aidez-moi, je vous serais reconnaissant.
Bir şey bulmamanıza daha çok sevinirim.
J'aimerais autant ne pas les retrouver.
Çok sevinirim. Teşekkür ederim.
J'apprécie beaucoup.
Hemen yatarsan çok sevinirim.
Fais-moi le plaisir d'aller te coucher immédiatement.
Güzel laflara vaktim yok o yüzden benimle dışarıya gelirsen çok sevinirim.
J'ai pas beaucoup de temps pour raconter des mots doux... alors vous serez gentille de venir dehors avec moi.
Otobüs hareket edene kadar burada kalabilirsem çok sevinirim.
J'aimerais rester ici jusqu'à après le départ du car. Ça serait bien.
Size bir içki sunmanın zevkine varmama izin verin. Çok sevinirim.
Me permettez-vous de vous servir un verre?
- Çok sevinirim.
- Je apprécierais beaucoup.
Çok sevinirim.
La cuisine est lá.
Sonunda mutlu olacaksan buna çok sevinirim Modi.
Si tu pouvais etre enfin heureux, je serais bien content, Modi.
- Çok sevinirim.
- Avec plaisir.
Mina sevgilim, aptal olduğumu sanma... ama ben yokken bunu takarsan çok sevinirim.
Chérie, ne crois pas que je divague... mais j'aimerais que tu portes ceci.
- Çok sevinirim Bay Hirsh.
J'en serais ravi.
Bu yolculukta benim de yanınızda olduğumu düşünürseniz çok sevinirim.
Mes pensées vous accompagnent durant ce voyage.
Çok sevinirim.
J'en serais ravi.
Bir daha böyle davranmazsanız çok sevinirim.
Je ne suis pas tout à fait sûr que cet engin n'est pas endommagé.
- Çok sevinirim.
- Je vous en serais reconnaissant.
Ona yardımcı olursan çok sevinirim.
Je te revaudrai ça.
Minimum sayıda bir ekiple gelirseniz çok sevinirim.
J'apprécierais que vous veniez avec une équipe restreinte.
Çok sevinirim, Carl Amca. Gelirim.
Ça me ferait plaisir, oncle Carl, je viendrai.
O uçak kazasının olduğu ve insanların öldüğü resmi... bana verirsen çok sevinirim.
J'aimerais bien avoir celle de l'accident d'avion et de tous les morts.
Bana birkaç konuda bilgi verirseniz çok sevinirim Bay Hanlon.
Vous me seriez d'un grand secours en m'éclairant sur certains détails.
Beni ziyaret etmek istersen gerçekten çok sevinirim.
Si tu me rendais visite, cela me ferait vraiment plaisir.
Çok sevinirim.
Volontiers, Martha.
Lütfen, beni memnun etmiş olursunuz. Alırsanız çok sevinirim.
Je vous en prie, pour me faire plaisir.
O yüzden, şakalarına beni karıştırmazsan çok sevinirim.
Je vous saurais gré de m'exclure de vos blagues.
En yakın zamanda beni Otel Oriente'den ararsanız çok sevinirim.
J'aimerais vous parler de lui. Je vous serais reconnaissant de me joindre dès que possible à l'Hôtel Oriente.
Rahatsızlık vermek istemem ama, eğer mümkünse çok sevinirim, tabi şunu da verdiğim rahatsızlığın küçük bir telafisi olarak bıraksam, yersiz olmaz görüşündeyim.
Je ne veux pas vous importuner, mais s'il était possible de le visiter, je pourrais vous offrir une compensation pour le dérangement. C'est tout à fait normal.
Ayakkabılara cila gerekiyorsa, çok sevinirim.
Si tu pouvais cirer les chaussures, ce serait parfait.
Çok sevinirim
Avec plaisir.
Çok sevinirim.
- Avec joie.
Çok sevinirim.
- J'en serai ravie. Où allez-vous?
Evet efendim. Bunu kendine saklarsan çok sevinirim.
N'en parlez à personne.
- Çok sevinirim.
- C'est un ordre.
sevinirim 40
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sıkıcı 86
çok sert 55
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sıkıcı 86
çok sert 55
çok severim 65
çok sakin 32
çok sağolun 79
çok şanslısın 138
çok sıkıcısın 19
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok safsın 39
çok sakin 32
çok sağolun 79
çok şanslısın 138
çok sıkıcısın 19
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok safsın 39