Çok soğuk traduction Français
2,320 traduction parallèle
Kapıyı aç, çok soğuk!
Ouvre, ça caille!
Normal insanlar albüm kaağına bakar ve düşünürler "Nedir bu lanet şey?" Geçmişten gelen bir vahşet Çok soğuk "
mais les gens qui regardaient les disques et les CD, en général se demandaient :
Lanet olsun! Çok soğuk.
Nom de Dieu, ça caille...
Burası çok soğuk.
- Que se passe-t-il? Sam?
Anne, anne, su çok soğuk!
Maman, Maman, l'eau est trop froide.
Lütfen, su çok soğuk.
S'il te plaît, l'eau est si froide.
Su çok soğuk.
L'eau est si froide.
Çok soğuk.
Oh, j'ai si froid.
Çok soğuk.
Si froid.
Lanet olsun. Çok soğuk konuştun.
Eh ben, tu n'es pas une tendre.
Küçük adamım çok soğuk kanlı, değil mi?
Il a du cran, le petit.
- Çok soğuk!
- Ce n'est pas froid!
Çok soğuk
Très froid.
Nisan ayı için çok soğuk değil...
Pour un mois d'Avril, il fait même chaud!
Hayır, çok soğuk oluyor.
- Non, il reste froid.
Işık ya çok sıcak, ya çok soğuk.
Les lumières sont trop chaudes ou trop froides.
Ellerin çok soğuk.
Ta main est tellement froide.
Çok soğuk.
J'ai si froid.
- Çok soğuk. - Dondurucu!
- Elle est froide!
Çok soğuk bir gece olacağa benziyor.
La nuit devrait être fraîche.
Burası gerçekten bu iş için çok soğuk ve kokuyor.
Il est vraiment trop froid pour cette et ça pue ici.
Evet, gerçekten hava çok soğuk.
Ouais, il fait vraiment froid.
Çok soğuk
Il fait si froid
Çok yoruldum Çok soğuk Yapamam
Je suis trop épuisée trop froid...
Soğuktu... çok soğuk.
Il faisait froid... terriblement froid.
- Çok soğuk. Satürasyona bakamıyorum.
- Impossible d'avoir une sat, trop froid.
Gerçekten çok soğuk...
Il... fait... vraiment... très froid...
Aman Allah'ım çok soğuk.
Mon Dieu, qu'est-ce qu'il fait froid!
Burası çok soğuk.
Il fait si froid ici.
- Çok soğuk, yapa...
- C'est trop froid, je peux pas...
Yatağınızı yukarıya yaptım. Çok soğuk olursa dolapta bir yorgan daha var.
J'ai préparé votre lit, si vous avez froid, il y a un édredon dans le placard.
Sabahın erken saatleri ve bedeni çok soğuk. Bu nedenle sudan dışarı çıkıp bataklıkta, güneşin altında kendini ısıtıyor.
Son matin et shes froid si elle se déplace hors de l'eau et sur le marais pour se réchauffer au soleil.
Çok soğuk ve karanlık. Ateş yaklaşıyor. Sonsuz alevler.
Si froid et sombre, le feu arrive, les flammes éternelles.
Çok mu soğuk?
Il fait très froid?
Önceleri çok daha soğuk tu?
C'était plus rude dans le temps?
Olmaz bay Köpekçik, Hava çok soğuk, ve sokakta çıplak dolaşmak yasadışı... çocuklar kötü etkilenebilir.
Si tu m'aimais, tu le ferais.
Hava çok soğuk, değil mi?
Il fait froid dehors, hein?
Bir zamanlar tavşanların hepsi hastalanmış beslenmişler, beslenmişler ve çok geçmeden hastalık soğuk bir anı olarak kalmış.
Il était une fois, les lapins tous tombés malades Et ils élevés et ils élevés et avant longtemps la maladie était juste une mémoire froid.
Chuck, sana karşı soğuk davrandığım için çok üzgünüm.
Chuck, désolée d'avoir été froide.
Orası güvenli değil... kapalı bir yere git, ahşap bul ve yak ısıt kendini, çünkü çok daha soğuk olacak tatlım söylüyorum sana ve bu fırtına.... çok daha güçlenecek
Ce n'est pas sûr là-bas... Trouve un abri, trouve du bois Brûle-le pour rester au chaud, parce que je te le dis chérie il va faire très froid et cette tempête.... elle va grossir
Çok soğuk...
Froid...
Dışarısı çok mu soğuk?
Il fait vraiment froid?
Soğuk çarpması çok kötü görünmüyor ama arterini hemen onarmam gerekiyor.
Les engelures sont minimes, mais je dois réparer l'artère.
Bu soğuk hala çok kasvetli.
Froid, et... morne.
Artık soğuk üreme döngülerini çok yavaşlattığına göre, artık zamanlarını huzurluca geçirebilirler.
Vu que les basses températures ont ralenti le cycle de reproduction, ils peuvent vivre dans une paix relative.
"Soğuk Kandaki Yaşam" ifadesine tamamen yeni bir anlam yükleyen daha bir çok sıcak kalpli gerçek keşfedilmeyi bekliyor.
Il ya tout un tas d'autres vérités chaleureuses à découvrir qui donnent à la phrase "La vie de sang-froid" un nouveau sens complètement.
Adaları neredeyse ekvatorun tam üzerinde olmasına rağmen buradaki su, okyanusun derinliklerinden gelen soğuk bir akıntı yüzünden sürekli soğuktur. Bu yüzden suyun içinde çok üzün süre kalamayacaklar.
Bien que leurs îles se trouvent presque exactement sur l'équateur, la mer ici est refroidi en permanence par un courant froid qui balaie des profondeurs de l'océan, de sorte qu'ils ne seront pas en mesure de rester dans l'eau pendant très longtemps.
Ve bilgin olsun, bu yer çok soğuk.
Un indice.
Çok soğuk.
Si froid...
Anatoly Zukov'un amiriymiş. Anatoly, Soğuk Savaş bitince, en çok parayı verene çalışan bir tetikçi.
Elle était l'officier traitant d'Anatoly Zukov, un assassin du KGB qui offrait ses services au plus offrant après la fin de la Guerre Froide.
- Çok soğuk espri, dostum.
C'est méchant, mec.
çok soğuktu 16
soğuk 387
soğuk mu 34
soğukkanlı 18
soğuk savaş 25
soğuktu 22
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
soğuk 387
soğuk mu 34
soğukkanlı 18
soğuk savaş 25
soğuktu 22
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sıkıcı 86
çok sert 55
çok sevinirim 68
çok severim 65
çok sakin 32
çok şanslısın 138
çok sağolun 79
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sıkıcı 86
çok sert 55
çok sevinirim 68
çok severim 65
çok sakin 32
çok şanslısın 138
çok sağolun 79