English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ Ş ] / Şansımız varsa

Şansımız varsa traduction Français

287 traduction parallèle
Şansımız varsa Mutia bayırına varırız.
Avec un peu de chance, au pied des montagnes Mutia.
Şansımız varsa son yarıştan önce buradan çıkarız. Gitti paralar.
Avec de la chance, on verra la dernière course!
Bir şansımız varsa sürünü Abilene ulaştıracağız.
Avec un peu de chance, nous conduirons votre troupeau jusqu'à Abilene.
- Şansımız varsa 2 saat. Nazar değmesin, sen çok şanslısın.
2 heures, si la chance reste avec nous.
Şansımız varsa bugün avımız iyi geçer.
- Si tout va bien, la pêche sera bonne.
- Şansımız varsa iyileşmez.
Pas si nous avons de la chance.
Eğer şansımız varsa onu ördek gibi avlarız.
Avec un peu de chance, il ne bougera pas.
Şansımız varsa, yarın sabaha dönmüş oluruz.
Demain matin.
Eğer az da olsa bir şansımız varsa bu birlikte olmamıza bağlı.
Mais notre seule chance de nous en sortir c'est de faire équipe.
Şansımız varsa, çekip giderler.
Avec un peu de chance, ils partiront.
Şansımız varsa şafağa döneriz.
On peut être rentrés à l'aube.
Bir şansımız varsa, denemeliyiz.
S'il y a une chance, il faut la tenter.
Şansımız varsa Almanlar gittiğimizi fark etmez.
Avec un peu de chance, les Boches vous croiront plus nombreux.
Evet, efendim. Şansımız varsa.
Oui, avec un peu de chance.
Bir Lektor edinme şansımız varsa bunu araştırmalıyız.
Il y a là une possibilité à ne pas négliger.
Ne şansımız varsa kullanmalıyız.
On doit saisir chaque opportunité.
Evet şansımız varsa bunu sadece yarın düşünebilirler.
Avec de la chance, ils n'y penseront que demain.
Şansımız varsa ikinci bir İsveçli masöz olayı yaşayabiliriz.
Avec un peu de chance, ça pourrait être notre masseuse suédoise.
Evet, dinle, dostum, şansımız varsa akşam yemeğinde iki tek atarız.
Écoute, avec un peu de chance, on pourra fêter ça ce soir.
- Şansımız varsa, 48 saat.
- 48 heures, avec de la chance.
Şansımız varsa Fransızlar o midillileri izleyecektir.
Avec un peu de chance, les Français suivront les poneys.
- Şansımız varsa.
- J'espère.
Çalınan parada da bir miktar olabilir. Şansımız varsa, tabii.
Il peut y en avoir sur les billets volés.
"Bizi affet Tanrım, ama şansımız varsa karınızın poposuna bakmak için bu iki cerraha izin verin"
"Pardonnez-nous, monseigneur, cela vous gênerait-il " que je jette un œil au fessier de votre femme? "
Ya hesaplarım yanlışsa, ya yirmide bir şansımız varsa, ya da otuzda bir.
Si mes calculs sont faux, il n'y a qu'une chance sur 20 ou sur 30!
Partizanlara bir köprüyü havaya uçurmada yardım edeceğiz sonra da şansımız varsa eve döneriz.
On va aider les Partisans á faire sauter un pont, puis, avec beaucoup de pot, on rentre á la maison.
Şansımız varsa, Ziyaretçiler atı bulmakla ilgilenmişler, motorsikletimi bırakmışlardır.
Avec un peu de chance, ils étaient si occupés par le cheval, qu'ils auront laissé ma moto.
Tek yapmamız gereken araba kiralamak, şansımız varsa : yarın öğleden önce oraya dönmüş oluruz.
On va louer une voiture, et avec un peu de chance, on y sera avant demain midi.
Gözlemciler çağıracağız. Şansımız varsa, kabul edilmeyecekler.
Nous inviterons des gens qu'on ne laissera pas entrer.
Şansımız varsa. Ya.
Un jour, nous aussi on sera vieux, j'espère!
Şansımız varsa onu yarına kadar bulamazlar. Metro 20 dakika sonra kapanıyor.
Pourvu qu'ils le trouvent pas avant demain, on ferme dans 20 minutes.
Eğer şansımız varsa 30 metre uçarlar.
Elles devraient voler à 30 mètres, avec un peu de chance.
Şayet bu konudan vazgeçmek için herhangi bir şansımız varsa...
S'il y avait un moyen d'éviter ça- -
Eğer şansımız varsa ne olduğunu anlamaları 10 dakika alır.
- Non, il faut y aller. Nous avons dix minutes avant qu'ils comprennent.
Ben tepeden başlayacağım, siz aşağıdan, şansımız varsa bu işten sağ salim çıkarız.
Je pars d'en haut, et vous d'en bas. Si on a de la chance, on survivra.
Şansımız varsa, yakında bir elektromanyetik aralık olacaktır.
Avec un peu de chance, il va y avoir une éclaircie.
Şansımız varsa, helikopterde bir tazı yoktur.
J'espère qu'ils n'ont pas de limier à bord.
Şansımız varsa kanoları kıyıya çekip arazinin derinliklerine daldığımızı düşünürler.
Si on a de la chance, ils croiront que nous avons traversé.
Şansımız varsa, kar fırtınası uzaklaşacak.
Avec un peu de chance, il passera à côté de nous.
- Şansımız varsa sonsuza dek.
bien! et pour toujours, avec un peu de chance.
Şansımız varsa Centauriler cömert günlerindedirler.
Avec un peu de chance, les Centauris se montreront généreux.
Neelix'i kurtarabilecek bir şansımız varsa çabuk hareket etmeliyiz.
Si Neelix a des chances de survivre, nous devons agir vite.
Diplomatik bir şansımız varsa, bunu denemeliyiz.
Nous devons poursuivre la voie diplomatique.
Şansımız varsa kimse zarar görmeden yakalayabilmişizdir.
Une chance que nous soyons arrivés à temps.
Sizlerle işbirliği yapma şansımız pek olmuyor... Ama yapabileceğimiz bir şey varsa söyleyin yeter.
Nous sommes toujours heureux de pouvoir vous aider.
Ama binde bir şansımız bile varsa beklemektense bunu denemeyi tercih ederim.
Mais s'il y a une chance sur mille qu'il ait raison... je préférerais la tenter plutôt que d'attendre la mort.
Çünkü bir şansımız daha varsa onu da kaybetmeye çok yakınız.
On n'est pas loin d'avoir épuisé toutes nos chances.
Şimdi, elde olanla idare etmeye ve fedakarlığa hazırsanız... ve daha da ötesi inancınız varsa, söz veriyorum hayatta kalma şansımız yüksek.
Mais si vous y êtes prêts, prêts à faire des sacrifices, et par ailleurs, si vous prêtez serment, je vous promets que nous avons des chances de survivre.
- Bir yuvaları varsa, onları kurtarma şansımız var.
- S'il y a un nid, on peut les sauver.
Size yine hizmet etme şansımız olur diye umuyorum, ilgileneceğimizi düşündüğünüz herhangi bir şeyiniz varsa...
J'espère que vous referez appel à nous. si vous pensez avoir ce qu'il nous faut.
- Eğer sansımız varsa...
- Si la chance nous sourit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]