Şansını zorlama traduction Français
239 traduction parallèle
Şansını zorlama Bill.
Ne va pas contre ta chance, Bill.
Şansını zorlama! Serseri!
Ne force pas ta chance!
- Şansını zorlama.
- N'insistez pas.
Şansını zorlama.
File, ne gâche pas ta chance.
Onu yere indirince şansını zorlama. İşini bitir.
Quand le type est au sol, ne prend pas de risque, achève-le.
Ama şansını zorlama.
Ne forcez pas la chance.
Kapatma! Sana bir tavsiye, dostum. Şansını zorlama.
Un bon conseil, mon ami... ne tirez pas trop sur la corde.
İstersen şansını zorlama.
- Ma patience a des limites.
Şansını zorlama.
Ne m'en parle pas!
Galeyana geldim. Geri git bebek, şansını zorlama.
En arrière, ma jolie, tente pas ta chance.
Ama benimle şansını zorlama.
Ne forcez pas votre chance avec moi.
- Şansını zorlama. Ayaklarını öp.
- Baise-lui donc les pieds!
Şansını zorlama.
- Fais gaffe, toi
Şansını zorlama onbaşı.
Ne faites pas le malin, caporal.
Şansını zorlama, Bay Lombard.
- Ne me portez pas la guigne.
Şansını zorlama, Josh.
Ne pousse pas ta chance.
Şansını zorlama.
Estime-toi content.
Sahi, Scotty, şansını zorlama.
C'est vrai? Ne prends pas de risques, Scotty.
- Bak şimdi! Şansını zorlama! Benim de bir kırılma noktam var.
- Non, écoutez, ne me poussez pas, j'ai un point de rupture.
- Şansını zorlama David.
- Vous allez trop loin, David...
Şansını zorlama, Peg.
J'ai pris le taureau par les cornes.
Şansını zorlama.
Pas trop vite.
Ya, demek öyle. Şansını zorlama.
Bon, mais n'en fais pas trop.
Şansını zorlama.
Ne sois pas trop gourmand.
Sen çok tatlı bir çocuksun. Ama şansını zorlama.
Tu es un gentil gamin, mais ne pousse pas trop.
- Şansını zorlama.
- T'as eu du bol.
Şansını zorlama, Zakuro. Beni ilgilendirmiyorsun.
Tu ne m'intéresses pas et tu ne m'as jamais intéressé.
Şansını zorlama.
Vous y allez un peu fort.
Şansını zorlama. - Efendim -
Si on a besoin de vous, on vous le dira.
Şansını zorlama.
Ne tente pas le destin.
- Şansını zorlama.
- Tu y vas fort.
Şansını zorlama.
Laissez tomber.
Ama şansını sakın zorlama.
Ne prenez aucun risque.
Şansını çok zorlama, bayım.
Tire pas sur la corde, l'ami.
Şansını fazla zorlama.
Ne tente pas trop la chance.
- Şimdi yaylan. Şansını fazla zorlama.
- Débarrasse le plancher.
Şansını daha fazla zorlama.
Vous avez gagné. Que voulez-vous de plus?
Asla olmaz! Parju şansını fazla zorlama istersen.
Fais attentionParju, je vais te claquer le beignet.
- Artık şansını fazla zorlama.
La ferme! Ça suffit!
Şansını fazla zorlama!
Tu exagères!
Şansını zorlama.
- N'en fais pas trop.
- Sansını zorlama!
- Me provoque pas!
Şansını fazla zorlama Carter.
Tu y vas un peu fort, Carter!
- Şansını zorlama.
- Ne va pas trop loin.
Ama şansını fazla zorlama.
Mais faut pas abuser.
- Şansını fazla zorlama.
Poussez pas trop loin
Şansını daha fazla zorlama!
Ne pousse pas le bouchon trop loin.
Ama şansını çok zorlama.
Mais n'abuse pas de ma patience.
Şansını fazla zorlama!
Faut pas charrier!
Şansını fazla zorlama, Fields.
Force pas trop la note!
Darp veya zorlama izinin olmayışı kurbanın yaralarının herhangi bir mücadele olmadan gerçekleştiğini gösteriyor.
L'absence manifeste de contusions ou d'éraflures suggère fortement que les blessures ont été infligées sans lutte.