Şanırım traduction Français
149,986 traduction parallèle
Sanırım Parazitin üzerinden ceylan gibi sekivermiş gibi.
Il aurait pu sauter par-dessus Parasite comme une gazelle.
Sanırım Bastian ve ben yeni bir yer bulacağız. Bizi burada tutan hiçbir şey yok.
J'imagine que Bastian et moi trouverons un nouvel endroit.
Sanırım Maggie'nin söylemeye çalıştığı şey yaptığının harika olduğu şeye karşı olduğumuzda...
Je pense que Maggie essaie de dire que ce que tu fait est génial quand on lutte...
Sanırım biliyorsun.
Je pense que si.
Guardian'ın bir canavar olduğunu sandı ama sanırım kaskımı çıkarınca kendi gibi biri olduğumu gördü.
Il pensait que Guardian était un monstre, Et j'ai enlevé mon masque, et je pense qu'il a vu quelqu'un qui lui ressemble.
Sanırım en çok da kendime kanıtlamak istemiştim.
Je pense que je voulais me le prouver.
Sanırım bu da sayılır.
Je penses que c'est une façon de le faire.
Bilmiyorum, sanırım kendini sürdürebiliyor.
Je ne sais pas, elle doit avoir fait en sorte qu'il est autonome.
Sanırım bunları da insanlara yaptıracaksınız?
Et je suppose que les humains les construiront pour toi.
Baban olmayabilir ama sanırım ben harika bir seçim yaptım.
Ton père est peut-être parti, mais je pense que j'ai fait un excellent choix.
Senin için bu maskaralığa katlanırım sanıyorsan aklını kaçırmışsın.
Vous êtes folle si vous pensez que je vais faire ça pour vous.
Klaus da haftasonları ziyarete gelebilir, sanırım.
J'imagine que Klaus peut venir les week-ends.
Sanırım sıkışmış.
Je pense qu'il est bloqué.
Mm. Sanırım, savaş yaraları asla iyileşmiyor.
J'imagine que les blessures de guerres ne guérissent jamais.
Sanırım gerçek kurban gerçekten sevilen bir şey olmalı.
Je suppose qu'un vrai sacrifice doit être quelque chose vraiment aimé.
Sanırım buna şaşırmamalıyım.
Je suppose que je ne devrais pas être surpris.
Ve sanırım sen de, dünyada kendi yerini bulmayı hak ediyorsun.
Et je suppose que tu mérites de trouver ta place dans le monde aussi.
Sanırım onu seveceksin.
Je pense que tu vas l'aimer.
Sanırım yanlış bir şeyler var.
Je pense que quelque chose ne va pas.
Çocuklara zarar veriyordu ve sanırım bana da zarar veriyor.
Il blessait ces enfants et je crois qu'il me blessait aussi.
Ah, sanırım çalışırken uyuyakalmışım.
J'imagine que je me suis endormie en travaillant.
Yani sanırım, benim için en iyisi, yalnız çalışmam.
Donc, je pense qu'il est préférable que je travaille seul.
Sanırım beni de istiyor.
Je crois qu'il me veut aussi.
Karımı alan şeyin aynısı sonra beni de aldı. Ve sanırım şimdi de en iyi arkadaşımı almaya çalışıyor.
Et c'est la même chose qui a enlevé ma femme... puis il m'a enlevé moi... maintenant je crois qu'il essaie d'enlever mon meilleur ami.
İzler bu tarafı işaret ediyor. Sanırım ekmek kırıntılarını takip ediyoruz.
La piste mène par là, donc, je suppose que nous suivons les "miettes de pain".
Uzman değilim ama sanırım şu an psikolojik bir bunalım yaşıyorsun.
Je suis pas un expert, mais je pense que tu fais une espèce de crise psychologique.
Aşkın nasıl olması gerektiğine asla tanık olamadım sanırım. Verha hel igjen.
Je crois que je n'ai jamais... su ce que l'amour était censé être.
Hep biliyordum sanırım.
Je crois que je l'ai toujours su.
Hep biliyordum sanırım.
Je suppose que j'ai toujours su.
Hayley hâlâ seninle konuşmuyor sanırım.
Hayley ne te parle toujours pas.
Onu nasıl kurtaracağımızı biliyorum sanırım.
Je pense que je sais comment la sauver.
Sanırım bu uyar.
Je pense que ça correspond.
Sanırım bu kısmı yalnız yapmalıyım.
J'ai besoin de faire ça seule, je pense.
- Sanırım.
- Oui.
Köşeyi ıvır zıvırdan çok okumakla ilgili şeylere ayıracağımızı sanıyordum.
On avait parlé d'un coin plus pour la lecture et moins pour le... fourbi.
Sanırım.
Je crois bien.
Sanırım buraya alışmaya başladım.
Je me suis juste habitué à être ici.
Sanırım hamileymiş de.
Je pense qu'elle est enceinte.
Sanırım korumak zorunda olduğu anlamına gelir varsayalım
Je suppose que vous devez maintenir
- Sanırım ona hayran olmaya başladım.
Je pense être amoureuse. Moi aussi.
Ben de dövme sevmem, sanırım aramızda bir bağ oluştu.
Je suis aussi contre les tatouages, ça nous rapproche.
Üzgünüm genç adam sanırım kalemimi kaybettim.
Désolé, jeune homme, je... j'ai dû perdre mon stylo.
Yanlış salona geldim sanırım.
J'ai dû me tromper de salle.
Sanırım fazla kaçırdın Tom?
Tu as peut-être assez bu, Tom.
- Sen sanırım AVN ödül gecesi unsurlarıyla karıştırdın.
Je pense que tu confonds ça avec les Césars pour porno.
Evet, sanırım öyle kabul edebilirsin.
Ouais, tu fais bien.
Duygularını incitmek istemedim sanırım.
J'imagine que je voulais pas te vexer.
Uçuk virüsü olanlar için Tinder gibi bir şeydi sanırım.
C'est un genre de Tinder pour les gens qui ont de l'herpà ¨ s.
Sanırım karım birisiyle...
Sinon, je crois que ma femme frà © quente...
Evet, sanırım öyle, değil mi?
Ouais, je suppose.
Sanırım hayatım boyunca aşka âşık oldum.
Je pense que toute ma vie, j'ai à © tà © amoureuse de l'amour.
sanırım 5390
sanirim 35
sanırım öldü 20
sanırım oldu 18
sanırım olur 20
sanırım ben 59
sanırım bu 88
sanırım buldum 30
sanırım öyle 707
sanırım anladım 39
sanirim 35
sanırım öldü 20
sanırım oldu 18
sanırım olur 20
sanırım ben 59
sanırım bu 88
sanırım buldum 30
sanırım öyle 707
sanırım anladım 39
sanırım evet 122
sanırım o 59
sanırım öyle oldu 17
sanırım bu kadar 32
sanırım hayır 76
sanırım yok 57
sanırım var 49
sanırım buraya kadar 19
sanırım anlıyorum 35
sanırım öyleyim 36
sanırım o 59
sanırım öyle oldu 17
sanırım bu kadar 32
sanırım hayır 76
sanırım yok 57
sanırım var 49
sanırım buraya kadar 19
sanırım anlıyorum 35
sanırım öyleyim 36