000 var traduction Portugais
1,792 traduction parallèle
Orada 15.000 var.
Estão aí 15 mil dólares.
Burda 275.000 var.
275 para cobrir isso.
Neptune Lisesi'ne 12,000 dolar borcun var, genç bayan.
Minha menina, deves ao liceu Neptune 12 mil dólares.
Ama burada sadece, 3,000 dolar var.
Mas aqui só há cerca de... 3 mil dólares.
Bitti mi? 30.000 $'a ihtiyacın var hem de üç saat içinde.
Precisa de arranjar 30000 dólares... nas próximas três horas.
Üç adam ve ortadaki adamın belinde yaklaşık 100,000 Dolar var gibi görünüyor.
Três tipos, e o do meio parece ter cerca de 100,000 escondidos na sua cintura.
Tamam, 1300 doların var.
Acumulaste 13.000 dólares, Peter.
Şimdi sana bir sorum var, Tony. Bu 20.000 dolarlık çipler neyin nesi?
Agora a pergunta para ti, Tony, que raio são 20 mil dólares em fichas entre amigos?
Gezegenimize ulaşan toplam güneş ışığı, şu an kullandığımız fosil yakıt gücünün 20.000 katıdır. Yani, güneş ışığı denizinde yüzüyoruz, elde edilebilecek çok enerji var ama tam olarak nasıl kullanmamız gerektiğini henüz bilmiyoruz.
A quantidade total de luz solar que recebemos no Planeta é 10 mil vezes superior á quantidade de combustíveis fosseis que usamos por isso temos muita energia solar, só não aprendemos a usa-la como deve de ser.
Burada da 250 bin dolarlık bir hayat sigortası çeki var.
E aqui está um seguro-de-vida de US $ 250.000,00.
Dünya çapında 30 bin üyeleri var.
Eles têm 30.000 membros ao redor do mundo.
- Çantada 10.000 dolar var.
Estão aqui 10.000 dólares nesta mala.
250 bin Filipinli denizci var. Dünyadaki her milletten fazla.
Tony, são 250.000 marinheiros filipinos, que é mais do que alguma nacionalidade no mundo.
Onlardan 6,000 tane var.
Estiveram 6000 deles
Ama gerçekten 870.000 metre kare. Bahsetmek gerekirse, sızdıran karton mukavvalı çatısı ve tıkanmaya yüz tutmuş bir boru tesisatı var ve yaya trafiğine kapalı.
mas são realmente 9,400 metros quadrados de tectos de madeira com fugas e canalizações compactas galvanizadas e sem falar de não ter acessos em condições.
Ama şehirde kimsesiz 15.000 insan var, ekibimin bu kadar kişiyi halletmesi haftalar sürer.
E com 15 mil fogos devolutos na cidade, os meus homens vão levar semanas a cobrir o terreno.
Evet. 5000 $ eksiğim var ama en kısa zamanda onu da getireceğim.
- Faltam 5.000 dólares, mas eu dou-tos.
Ne yapıyorsun? Paul'a hala 5000 $ borcum var Randy.
Ainda devo 5.000 dólares ao Paul.
İngilizce'de 800.000'in üzerinde kelime var.
Existem mais de 800.000 palavras na língua Inglesa.
Artık o hayatımda yok, benimse ölü bir bitkim 80,000 dolarlık bir çekim var ve etrafım aptallarla çevrili.
E agora não faz parte da minha vida e tenho uma planta morta e um cheque de $ 80,000 e estou rodeada por idiotas.
Ölü bir bitkim ve 80,000 dolarlık bir çekim var.
Tenho uma planta morta e um cheque de $ 80,000.
4,000 İttifak Askeri, şu an Triton Dört'e gidiyorlar zaten. - Orada, Beryniyum bulundu ve... - Haberimiz var.
4000 soldados do exército da Aliança vão a caminho de Triton 4.
Şu anda burada efsanevi metal grubu Dethklok'un sadece. tek şarkısı için Kutup Çizgisine gelen üçyüz bin insan var..
Onde mais de 300,000 fãs viajaram para o Círculo Árctico para ver a lendária banda de Metal, Dethklok, tocar uma só música.
- ve hala devlete 180.000 dolar borcun var.
- E ainda deves 180 mil dólares ao IRS.
İnecek yeri olmayan 10,000 uçak var.
Ele está a dizer que não têm controlo de tráfego aéreo. 10 mil aviões sem lugar para aterrar.
Bu ya sizsiniz, ya da Bay Linderman'a hala $ 50,000 borcunuz var.
Ou essa é você, ou ainda deve $ 50 mil ao Sr. Linderman.
Onun sadece 5,000-mil'lik belleği var?
Só tem uma memória de 5,000-milhas.
Tv'deki kampanyadan kaç para aldığını biliyorum. Benim 10.000 dolara ihtiyacım var.
Sei quanto recebeste daquele fundo da TV, e preciso de 10.000 dólares.
5,000 dolarlık birikimimiz var, Tom.
Poupámos $ 5.000, Tom.
- Kaldığım hotel kapandı. ... ve sizin de devlete 180.000 dolardan fazla borcunuz var.
O hotel onde eu estava fechou e como tu deves ao governo mais de 180 mil dólares...
Her an etrafımızda olan teknolojiye saldırıyor. Seattle büyüklüğünde bir şehirde,.. ... 10 bin muhtemel hedef var demektir.
Com o tipo de tecnologia com que estamos rodeados, numa cidade do tamanho de Seattle estamos a falar de 10.000 alvos possíveis.
30,000 Baht da kredi kartı borcun var.
e uma dívida de $ 30,000 no cartão de crédito.
Şu anda hesabında 800,000 Baht var.
Actualmente, já tem $ 800,000 na sua conta.
- Kanepen için üzgünüm. Sana iyi bir haverim var tatlım, sana 4.000 $ aldım.
Boas notícias querida, arranjei-te 4 mil dólares!
Bu harika bir hikaye ve 3000 $'ın her kuruşuna değer cipin onarımı için KTML'in desteğine ihtiyacımız var.
Está a brincar comigo? É uma história magnífica. E vale cada cêntimo dos € 3.000 que precisamos que a KTML contribua... para a restauração do jipe.
Ofisimde 15.000 dolar daha var.
Tenho mais 15 mil no meu escritório.
- 400,000'den fazla sonuç var.
Há mais de 400.000 resultados.
Aramızda 10.000 adam var.
Entre nós, temos 100000 homens.
Vadesiz hesabımda 12.000 dolarım var.
- Tenho uns 1200 dólares na conta...
Yaklaşık 8,000 Dolar var ve onu kamp için kullanacağım.
Tem quase 8000 dólares e eu vou usá-los para o acampamento.
Kitty, böyle yapmandan nefret ediyorum, gerçekten ediyorum ama tam olarak aynı şeyleri yaşayan yüz elli bin aile daha var.
Kitty, sinto imenso que estejas a passar por isto. A sério. Mas há 150.000 famílias a passarem exactamente pelo mesmo.
100.000 $ lık bir evlilik paketi ödülü var, ve bunu kimseyle paylaşmayacağım.
É um pacote de casamento avaliado em € 70,000 e não vou dividi-lo com ninguém.
Bu teklif bugünkü faturalarınıza yetebilir ama unutmayın sizin gibi 5 bin kişi var.
Esta oferta, pode pagar algumas contas, mas têm de se lembrar que vocês são 5.000.
Yeni ekip üyelerinin hızla uyum sağlama mücadelelerini anlıyoruz, ama Bay Frobisher'ın faturalarını bile ödeyemeyen 5.000 çalışanına karşı sorumluluklarımız var.
Entendemos que é complicado pôr a nova equipa a par de tudo, mas... A nossa responsabilidade recai sobre os 5.000 empregados do Sr. Frobisher, que não conseguem pagar as contas.
Herşeyini kaybeden 5.000 kişi var.
Há 5.000 pessoas que perderam tudo.
Çünkü hepsi birbirinden farklı yüz bin tane tür var.
Porque existem mais de 100.000 espécies, todas diferentes.
100 bin dolara ihtiyacım var.
Preciso de 100.000 dólares.
başlangıç olarak 50 bin dolar aldıysak neden 100 bin dolara ihtiyacımız var?
Por que precisas de 100.000 se apenas levamos 50.000 na compra inicial?
Saf eroinin kilosunun 40 ila 80 bin dolar arasında olduğunu duymuştum. Ve burada toptan olarak 20 kg kadar var.
Ouvi dizer que o quilo vale entre 40,000 a 80,000 dólares, e nós temos 20 quilos ai, e isso é indiscriminado.
Tara kilisede çok aktif.. ve kilisenin yaklaşık 10 bin üyesi var.
Tara é completamente activa na igreja, e eles têm à volta de 10.000 membros.
Bana motor tamirinden 2,000 dolar borcun var.
Deves-me 2,000 euros de reparações da mota.
var mısın yok musun 30
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19