English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ A ] / Affedersiniz ama

Affedersiniz ama traduction Portugais

840 traduction parallèle
" Affedersiniz ama sizi yine birakmaIiyim.
" Perdoai-me, meu pai mas tenho de vos deixar novamente.
- Affedersiniz ama burada tahminler değil, kanıtlar geçerlidir!
- Desculpe, mas isso é justamente o que não deve ser assumido, mas provado!
Affedersiniz ama aradığınız şeyi bulabildiniz mi, efendim?
Desculpe perguntar, mas encontrou o que procurava?
Affedersiniz ama erkek ziyaretçi geldiği vakit ev sahibim... -... kapının açık bırakılmasını istiyor.
Desculpe, a proprietária quer que eu deixe a porta aberta quando recebo cavalheiros.
- Affedersiniz ama... - İzin alana kadar konuşma.
- Espera até teres autorização para falar.
Affedersiniz ama Barrow'un sizi koltuğunuza götürdüğünü söylemiştiniz.
Lamento, mas disse que o Barrow a acompanhou ao seu lugar.
Eee, poliçe ile ilgili bayan... Rahatsız ettiğim için çok affedersiniz ama...
Em relação à apólice, desculpe o incômodos, mas...
Affedersiniz ama beni görmek isteyen sizdiniz.
- Lamento, senhor, mas achava que era o senhor quem queria falar comigo.
Affedersiniz ama onu ben vurdum.
Lamento, mas fui eu.
Affedersiniz ama dans etmeleri gerektiğinden emin misiniz?
Tem a certeza de que ela precisa de dançar?
Affedersiniz ama neden daha fazla gemi gönderilmiyor?
Porque não enviam mais navios?
Affedersiniz ama bu bir gizli oylamaydı.
Desculpe. Foi uma votação secreta.
- Affedersiniz ama siz hiç terlemez misiniz?
- Desculpe, mas você nunca sua?
Affedersiniz ama...
Senhor, desculpe-me, mas...
Bilge Sosigenes, affedersiniz ama burası Tarsus, İskenderiye değil.
Meu sábio Sisogenes, perdoa-me mas estamos em Tarsus, não em Alexandria.
Affedersiniz ama Artur geldi.
Desculpe, Arthur está aqui.
Affedersiniz ama sorunun amacını anlamadım.
Desculpe, mas essa pergunta é inútil.
Affedersiniz ama...
- Guinéus, senhor.
Affedersiniz ama pek hapishane görmediniz, değil mi?
Peço desculpa, mas não tem passado muito tempo com prisioneiros, certo?
Affedersiniz, Doktor Seward ama sanırım Bayan Mina hemen odasına gitmeli.
Perdoe-me, Dr. Seward, mas penso que a menina Mina deverá ir já para o seu quarto.
- Affedersiniz, ama sizi tanıyamadım.
- Lamento, mas não o reconheço.
Affedersiniz, ama benim konumumdaki...
- Espero que me perdoe.
Affedersiniz, üzgünüm ama karıma bir mesaj var.
De seguida, tenho uma mensagem para a minha esposa.
Ama umarım sizin hakkınızda bu kadar kötü düşündüğüm için beni affedersiniz.
Mas espero que me possa perdoar por ter pensado mal de si.
Affedersiniz efendim ama su ve yiyeceğimiz on gün yetmez.
Perdäo, senhor, mas a comida e a água. Näo däo para 10 dias.
Affedersiniz efendim, ama dükkanı silip süpürdünüz.
Lamento, mas esgotou tudo o que tínhamos.
Affedersiniz mösyö, ama bunlar kötü günler.
Perdoe-me, monsieur, mas são tempos difíceis.
Ama hanımefendi yalnızdılar. Affedersiniz hanımefendi.
- Mas a senhora estava sozinha.
Affedersiniz, ama Bay La Fontaine aradı... bütün ayarlamalar tamamlanmış.
Desculpe, mas o Sr. La Fontaine do gabinete do concerto... telefonou a dizer que está tudo combinado.
Affedersiniz, efendim, ama buna sebep olan sadece rüzgar değil.
que teria sido o suficiente para virar o barco, certo?
Affedersiniz efendim ama ben...
Desculpe, senhor, mas eu...
Affedersiniz bayan ama atlarınızdan birini almalıyım.
Lamento, minha senhora, mas tenho de levar um dos cavalos.
Umarım beni affedersiniz, ama burada oldukça yoğunuz.
Espero que me desculpe, mas somos tão ocupados aqui em baixo.
Affedersiniz efendim ama General'i neden arıyorsunuz?
- Desculpe, mas o que quer com ele?
Affedersiniz efendim ama General'i neden arıyorsunuz?
- Disse aonde ia? - O que quer com o general?
Affedersiniz baylar ve bayanlar ama kraliyet ailesi adına buradayım. - Demirciyi görmek istiyorum.
Desculpem-me, senhoras e senhores, mas estou numa perseguição... em nome do Rei.
Affedersiniz, ama konuşmadınız. Herşey yolunda.
Desculpe, mas não me tinha dito nada.
Affedersiniz. Daha önce geldim ama giremedim.
Desculpe, mas eu já lá devia estar.
Affedersiniz Bay Blasetti ama makinistin odasında saklanıyordum.
Desculpe, mas eu estava escondida na cabine e... ouvi as gargalhadas.
Ama gitmek istiyoruz. Affedersiniz, herhangi garip bir şey gördünüz mü?
Peço desculpas, não notaram nada de particular?
Affedersiniz Bay Lagana ama özel hattınızdan acil bir arama var.
Desculpe, Sr. Lagana, mas há uma ligação importante.
Çok affedersiniz, ama sizi alamıyoruz.
Lamento, mas nao podemos contratar-vos.
Çok affedersiniz Albay Courtney, ama General Gordon Bay Robinson'un parmağını ısırdı.
Desculpe, Major Courtney, o Gen. Gordon mordeu o dedo do Sr. Robinson.
Affedersiniz, ama...
- Estou consternado...
Affedersiniz Efendim, Ama ben böcekler için gelmedim.
Peço perdão, mas não vim cá para matar insectos.
Affedersiniz, ama yanımdaki genç adamlar gelip bize katılır mısınız diye merak ediyor.
Aqueles jovens com quem estou ofecerem-vos a companhia de dois de nós.
Affedersiniz, ama siz Peggy Nicholson, değil misiniz?
Desculpe. É a Peggy Nicholson, não é?
Affedersiniz, ama bu genelleme kimin tarafınızda olduğunuza bağlı bir gerçekçilik içermez mi?
Desculpe, mas isso não é uma generalização que só é válida dependendo de que lado do campo estamos?
Affedersiniz komutanιm... ama yakalandιğιnda Er Hadley'e ne yapacaklar?
Perdão, senhor, mas que vão fazer ao soldado raso Hadley quando o apanharem?
Affedersiniz Binbaşı, bu benim hatam. Ama kızın Dolares'i kıskanıyor gibi. - Sen ne diyorsun?
Perdoe-me major, a culpa é minha, Mas como a sua filha tem ciúmes de...
Affedersiniz, ama içeri giremezsiniz.
Desculpe, bêbedo, mas não pode entrar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]