Ayarlandı traduction Portugais
1,018 traduction parallèle
- Her şey ayarlandı mı?
- Está tudo arranjado?
Orada herşey ayarlandı mı?
Está tudo pronto aí?
Her şey ayarlandı öyleyse.
Então, está tudo resolvido.
Herşey ayarlandı, efendim.
Está tudo arranjado, amo.
Ama Joseph, şimdi herşey ayarlandı.
Joseph, está tudo combinado.
Her şey ayarlandı.
Está tudo tratado.
Sen. Böylece ortalığı karıştırmadan Bayan Andre'nin yaz tatilleri ayarlandı.
O senhor, para tratar das férias da Menina Andre sem causar falatório.
Silahlar ve kırmızı kuşaklar sunağın etrafına getiriliyor. Silahlar ayarlandı. Adak için hazırlar.
Eles preparam os fuzis, os lenços vermelhos de comando... e tudo é reunido em volta do altar do sacrifício.
- Kapı kontrolü ayarlandı efendim.
- Control remoto preparado.
Gözlem alanına girildiğinde kamera düzenli aralıklarla kesilecek şekilde ayarlandı.
A câmara faz algumas pausas.
Kalibrasyonları ondalık sisteme göre ayarlandıklarını gösteriyor.
A sua calibragem parece indicar que estäo definidos em séries decimais.
Herşey ayarlandı.
Está tudo preparado.
Her şey ayarlandığında, sana haber yollayacağım.
Quando tudo estiver arranjado, vou mandar-lhe um recado.
Yaptığım her şey önceden ayarlandı matematiksel belirlilik ve kesin bilimsel metodlarla.
Tudo o que faço é trabalhado de antemão através de precisão matemática com métodos científicos.
Cenaze yarın öğleye ayarlandı. İyi.
- O enterro será amanhã, ao meio-dia.
Ayarlandı, efendim.
Fixada.
Her şey ayarlandı ve hazır efendim.
Tudo pronto.
- Genevieve için her şey ayarlandı.
Está tudo arranjado para Genevieve.
Daha geçen ay ayarlandı.
Foi afinado o mês passado.
O iş ayarlandı.
Isso já foi tratado.
Evet, her şey ayarlandı.
Sim, sim, tudo.
Ama sevgilim, farkında mısın? Her şey ayarlandı.
Mas, querida, tudo está disposto.
Benim için her şey ayarlandı.
Combinaram o meu casamento.
Her şey ayarlandı. Farlow'lardan kampa telefon ettik. Ama ben de bütün alışverişi yaptım.
Os Farlow e eu ligámos para o campo de férias... e eu comprei tudo...
Benim için bir hukuk bursu ayarlandı. Ailenin hukuk firmasına alındım.
Arranjaram-me uma bolsa, fui admitido na firma de advocacia da família.
Her şey ayarlandı canım.
Está tudo arranjado.
Evet, her şey ayarlandı.
Sim, já está tudo certo.
Dinle beni, Culp. Her şey ayarlandı.
Ouça bem, já está tudo certo.
- GPI düşme hızı faktörü ayarlandı.
- Factor de aceleração GPI pronto.
- Yeri ayarlandı da
- Está sendo verificado.
Her şey ayarlandı.
Está combinado.
Oyun ayarlandı mı?
O jogo está combinado?
Eve ayarlandı.
Tudo pronto para ir para casa.
Herşey ayarlandı.
Está tudo arranjado.
- Herşey ayarlandığı gibi. - Angelo!
- Tudo, tal como combinado.
- Her şey ayarlandı.
- Já está tratado.
Her şey ayarlandı, beni bekliyor.
Ela já espera por mim.
- Ayarlandı, Efendim.
- Está tudo, Capitão.
Gücümüz dört kişi için ayarlandı.
A energia só dá para quatro.
Makus III için rota ayarlandı.
Rota estipulada para Makus III.
Bayanlar ve Baylar, özellikle de benimle birlikte bu televizyon stüdyosunda bulunan değerli basın mensupları. Bu konferans, sizlere epey cesaret verici bir haberi verebilmem için ayarlandı.
Senhores e senhoras, e especialmente as senhoras e senhores da imprensa que estão aqui comigo neste estúdio de televisão... esta conferência foi convocada com o próposito... de eu vos transmitir algumas novas noticias.
Ve maaşınız da ayarlandı.
E terá direito a retroactivos, claro.
Her şey dikkatle ayarlandı.
Foi cuidadosamente planeado.
Her şey ayarlandı.
Sala privada. Mesa para dois.
- Fünye tam beş dakika on saniyeye ayarlandı.
- O rastilho dá para cinco minutos, dez segundos.
Gaz ayarlandı.
Acelerador pronto.
Her şey ayarlandı, Helen.
É assim : Está tudo tratado.
Her şey mükemmelen ayarlandı, araştırmaya kalkarsan planı berbat edersin.
És demasiado brilhante e arruinavas o meu plano.
- Mesafeyi ayarlandı.
- Regulado para distanciamento.
- Ayarlandı.
- Fixar.
Alt devire ayarlandı ve kilitlendi, bayıltmak üzere, öldürmek değil.
Pronta no ciclo de base para atordoar, não para matar.