Ayarlarım traduction Portugais
1,047 traduction parallèle
Aklımda birkaç şey var. Haftaya birşey ayarlarım.
Tenho umas ideias, podemos arranjar uma coisa para a semana.
Bu arada, bir araç ayarlarım. Tamam.
Entretanto vou tratar da transferência.
Ben gerekeni ayarlarım tatlım, eğer onunla yatmak istiyorsan, bu benim için çocuk oyuncağı.
Posso-te emprestá-la sem problemas, meu querido. Podes fazer amor com ela se quiseres. Que dia queres que eu te a envie?
Hatta sana jübile maçı bile ayarlarım!
Eu até te darei uma aposentadoria no jogo!
Arkada bir yerde sana bir yatak ayarlarım. Avlu kapısını gördün mü?
- Todas as noites o patrão as vinha fechar.
Ben ayarlarım.
Eu trato disto.
- Sizin için ayarlarım.
- Eu trato disso.
Ben ayarlarım.
Vou buscar.
Kendi kendine çalmak istiyorsan sana bir yer ayarlarım sabaha kadar çalarsın.
- Acho que não. Para isso, lhe ponho noutra sala.
- Ne için? Şu 2 bin dolar... Sana bir pasaport ayarlarım.
Por 2.000 $ arranjo-te um passaporte.
Tatile çıkıyor. Döner dönmez bir görüşme ayarlarım.
Ele vai sair de férias, mas marco algo para você assim que ele regressar.
Gidiş dönüş bileti ayarlarım hemen dönebilirsin.
Compro a passagem, pode voltar em seguida.
Antoinette evliliğin iptal edilmesini isterse, seve seve bu işi ayarlarım.
Se ela quiser, o casamento é anulado, é fácil.
Kesinlikle, ayarlarım, efendim.
Com certeza. Eu trato disso.
Ben ayarlarım.
Tratarei de tudo.
Tamam. Ben ayarlarım.
Vou tratar disso.
Trevor, projeye katılmak istersen bunu ayarlarım.
Se quiser fazer parte do projeto, Trevor.
Ben elbette, aile ziyaretleri ile papalık elçisini ziyaret planını ayarlarım, sen de eğlenceleri düzenlersin.
Eu trato das visitas reais, evidentemente, dos guardas de honra e do representante do papa, e tu podes tratar dos divertimentos.
İstediğiniz oyuna iki bedava bilet ayarlarım yeter ki ondan bir paketçik verin.
Posso arranjar dois bilhetes para as actuações se me arranjar um pacotinho!
Neden bana bırakmıyorsunuz, sizin için bir şeyler ayarlarım?
Deixe-a comigo vou arranjar qualquer coisa.
Bu işi ayarlarım.
Trato das coisas entre nós.
Boşanma duruşmasını yeniden ayarlarım.
Vou remarcar a audiência do divórcio.
Tıklım tıklım doluyuz bu akşam... ama hemen bir yer ayarlarım.
Mas para si encontramos um lugar.
- Lastiğim yok. - Ben ayarlarım.
- Não tenho bola.
Sen gel, ben ayarlarım.
Vem e não te preocupes.
Ben... ayarlarım.
Vou tratar disso.
Sadece bir satış ayarlarım, hepsi bu!
Trato de uma compra e pronto. Eu não duro muito...
Ben satışı ayarlarım. Tamam mı?
Trato da compra.
Ben ayarlarım, müdür oğlum olur.
Sim, o meu filho é o director.
Küçük bir kutu ayarlarım.
Vamos arranjar uma caixinha bonita.
Bir toplantı ayarlarım.
Vou arranjar um encontro.
Bir ölüm madalyası ayarlarım.
- Adeus, Karen. Tentarei conseguir-te uma medalha póstuma.
Hayır ama gerekirse onu da ayarlarım.
Não, mas posso arranjá-lo.
- Ben sana bir şeyler ayarlarım.
- Ok, eu trato disso. - Qualquer coisa.
Ben patlayıcıyı ayarlarım.
Vou preparar o detonador.
Hafta sonuna kadar kendi yerine geçmeni ayarlarım.
Eu tenho que arranjar um lugar para si... até o final da semana.
Eğer çok çalışırsanız size öğrenci konseyinde bir yer ayarlarım.
Se te esforçares, talvez te consiga arranjar um lugar na associação de estudantes.
Bana şu Rona Barrett'ı ayarlar mısın?
Porque é que não faz um bocadinho de Rona Barrett?
Parker, üç ya da dört fırın ayarlar mısın?
Parker, pode preparar uns quatro lança-chamas?
- Israrlıysanız hemen ayarlarız Bakanım.
- Com certeza, Sr. Ministro, se insiste...
- Şu odayı bizim için ayarlar mısın?
- Guarda-nos esse quarto?
Ben burada iş için beklerken benim için uygun bir şey ayarlar mısın?
Existe algo útil que eu possa fazer enquanto espero por um emprego?
Tamam ben bunu ayarlarım.
OK, Vou improvisar.
Görüşmelerimi o ayarlar. Ateşin var mı?
Tem lume?
Şimdi, turbo takviyelerinde bazı ayarlar yaptım ve ihtiyacın olan her şeyi programladım.
Pronto, já ajustei o turbo e programei tudo aquilo de que possas precisar.
Karım tabak, bıçak, çatalları ayarlar.
A minha esposa fornecerá os pratos e talheres.
Ben bir buluşma ayarlarım.
- Vou marcar o encontro.
Ben bir oyalama ayarlarım.
Vou criar uma diversão.
- Bir şeyler ayarlarım.
Encontrarei algo.
Gelecek hafta tekrar gel. Ben ayarlarım.
Volte na semana que vem.
Yarım günlük bir iş ayarlarız.
Arranjamos-te um part-time.