English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bak sen şuna

Bak sen şuna traduction Portugais

255 traduction parallèle
Bak sen şuna.
Vejam só. Vamos ver o que tens, índia.
Bak sen şuna?
Este é aquele que vibra todo?
Bak sen şuna.
Olha para isto.
Bak sen şuna bir prenses.
Bem, bem, bem.
Bak sen şuna.
Olhem só para ti.
Bak sen şuna!
Olha só!
Bak sen şuna!
Bem, quem diria...
Bak sen şuna, dedektif!
Uau, que inspector.
- Bak sen şuna.
Vem ver.
Bak sen şuna. - Baba, yaşın artık çok ilerledi.
- Pai, estás demasiado velho para isso.
Bak sen şuna!
Eu não acredito nisto.
Bak sen şuna.
Já viste aquilo?
Bak sen şuna.
Então e esta?
Bak sen şuna.
É o nariz dos Sloan.
Bak sen şuna!
Olha para ti!
Sen de şuna bak!
Veja isto.
Biriniz bakın şuna. Sen boşsun Ernie.
Cada vez é mais difícil comunicar com eles.
Sen de şuna bak Ed.
O outro, Ed.
- Şen bak şuna!
- Olha para isto!
Sen pis, iğrenç bir ganstersin! Şuna bak.
És um mafioso sujo e asqueroso.
- Bak sen şuna.
- Que tal?
- Haklı, o ödüyor! - Şuna da bak sen!
- Tem direito, pagamento!
- Şuna bak sen!
Anda!
Bak sen şuna!
Olha, vejam o que temos aqui!
Sen şuna bak.
Dá uma olhadela.
Ne kadar acınası olsa da sen benim kocamsın ve bu da bizim tatilimiz. İşte, ruh bu Peg. Şuna bak : "Bu akşam lisede Andy Griffith'le tanışan adamla tanışın."
Não tem de as levar a jantar, não tem de se aperaltar, não tem de tomar banho e, acima de tudo, elas não estão lá quando acorda.
Ne zaman bir dergi okusam ve senin beğeneceğin bir şey gördüğümde ve ben "Peg, şuna bak" dediğimde sen ne yapıyorsun, biliyor musun?
Porque o Al trabalha muito para ganhar o dinheiro dele, e merece que eu faça o mesmo esforço para que o gaste comigo.
Göreve başlar başlamaz, bukalemun gibi gizlenecek,... ki sen bunu seversin ve bizden kaçmaya çalışacaksın ama önce şuna bir bak... kardeşin de aynı şekilde düşündü,... bizi terk etmeye çalıştı.
Quando estiveres no trabalho, armas-te em "Camaleão", o teu papel favorito e desapareces. Vê este primeiro. A tua irmã Bella também enfraqueceu.
Şuna bak sen.
Olha, olha, olha.
Şuna bak adamım. Bu Hal. Hey, adamım, sen de mi burada kaldın?
Também ficaste preso na tempestade?
Şuna bak sen!
Olha para isto!
Bak hele sen şuna. Seni neredeyse tanıyamıyordum.
Sim, senhor... mal o reconhecia.
Ah, şuna bak sen.
Oh, o que é isto? "Cabra" Green.
Şuna bak sen! Neden geldin?
Que fazem aqui?
Sen bak şuna! Ben savaştayım.
Vai lá tu, querida, que eu estou na ribeira.
Şuna bir bakın. Ne kadar tatlı şeysin sen. Seni küçük şey.
Olha só para ti, bonequinha!
Hukukçular Morley'in dosyalarına bakmaya çalışıyor. Sen de şuna bak.
- Tentei espreitar os ficheiros da Morley.
Şuna bak sen.
Bem, procura aqui.
Bak sen, şuna da bak.
Olha para isto.
Bak sen şuna.
Bem apanhado aí, Zoe.
- Beş nesildir - ailemde bir tek bile kel yoktu. Sonra sen geldin ve bir bak şuna.
E depois vieste tu e...
Sen şuna bak.
Não somos populares?
Sen de şuna bak.
Bem, veja isto.
Şuna bakın. Hey, sen.
- Qual é a dela?
Şuna bak sen.
Olha para aquilo.
Şuna bak. Sen küçük bir prensessin.
És uma princesinha.
Oh, evet, şuna bak sen.
Pois, vejam só.
Şuna bak sen. Harper'ı da getirmişsin. Onunla işim bittiğinde seninle de ilgilenmemi ister misin?
Olha o Harper... queres um pouco do que ele vai ter?
Şuna bak sen.
Olha só para isso.
- Şuna bak sen.
- Olha para isto.
Şuna bak öldürülen kıza benziyor. Hastasın sen.
Ela é igual à que foi assassinada, deves ser um doente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]