English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bak sana ne diyeceğim

Bak sana ne diyeceğim traduction Portugais

610 traduction parallèle
Bak sana ne diyeceğim.
Olha o que eu quero que faças.
Bak sana ne diyeceğim, genç dostum. Ne için burada olduğunu Eke'ye söylemen büyük şans. Onun gibisine denk gelmek her zaman mümkün olmuyor.
Mas vou dizer-lhe uma coisa, foi muita sorte que tenha dito onde se dirigia com o barco, senão, não teríamos podido encontrá-lo.
Hayır mı, bak sana ne diyeceğim.
Não. Eu vou-lhe dizer...
Bak sana ne diyeceğim.
Sabes uma coisa?
Bak sana ne diyeceğim.
Já agora...
Bak sana ne diyeceğim, Paul.
Sabes que te digo, Paul?
Bak sana ne diyeceğim.
Fazemos assim.
Bak sana ne diyeceğim doktor. Beni düzelt, ben de sana tüm rüyalarımı anlatayım.
Tire-me daqui... que eu conto-lhe todos os meus sonhos.
- Bak sana ne diyeceğim.
- Bem, fazemos assim...
Bak sana ne diyeceğim.
Eu digo-lhe uma coisa.
Bak sana ne diyeceğim, sen ve Stubbins plajı araştırın, ben de iç kısma gideyim.
Você e Stubbins procurem nas praias. Eu irei para o interior.
Şef, bak sana ne diyeceğim? Herşeyi bir kez daha gözden geçirelim.
Certo, chefe, vamos rever tudo mais uma vez e...
Bak sana ne diyeceğim. Eğer bana bir içki ısmarlarsan yerde yatabilirsin.
Fazemos assim, se me pagar uma bebida, pode dormir no chão.
Hart, bak sana ne diyeceğim? Bunda sihir falan yok.
- Não existe magia.
Bak sana ne diyeceğim.
Mas digo-te uma coisa.
Bak sana ne diyeceğim.
Ficamos assim.
Bak sana ne diyeceğim Horn.
Fazemos assim, Horn.
Bak sana ne diyeceğim, o tanktan maymuna benzer bir şekilde çıkarsan... kendi rızamla bir akıI hastanesine yatacağım.
Se saíres daquele contentor a parecer um macaco, eu interno-me no Mass. Digo-te : Mental.
Bak sana ne diyeceğim? Ciglem açık kaldı.
Tenho aqui uma válvula a dar problemas.
Bak sana ne diyeceğim, o piç, sıçan kılıklı serserinin tekidir.
Deixa-me dizer-te uma coisa. Ele é um bandalho e um rufia.
Bak sana ne diyeceğim.
Vamos fazer o seguinte.
"Bak sana ne diyeceğim", "Söylemek istediğim şey şu".
"Deixa-me dizer uma coisa" e "Só queria dizer isto".
Bak sana ne diyeceğim.
Digo-te mais.
Bak sana ne diyeceğim. İki bin tane Calvin Klein donum var.
Tenho outra coisa, roupa interior.
Tamam. İyi bak, şimdi. Bak sana ne diyeceğim.
Bem, fazemos o seguinte.
Bak sana ne diyeceğim, depomuz 35. caddenin güney doğusunda.
O nosso armazém fica na parte sudeste da 35th Street.
Bak sana ne diyeceğim, sen ne istediğini söyle ben de yapayım.
Fazemos assim. Diga o que quer, e fá-Io-ei por si.
Bak sana ne diyeceğim, pislik, kurallarımı beğenmiyorsan buraya kadar gelip, koca beyaz popomu öpebilirsin.
Fazemos assim, palerma, se não gosta das minhas políticas pode vir até cá... dar-me um beijo no rabo.
Bizim çektiğimiz filmden daha gerçekçi. Bak sana ne diyeceğim?
É mais realista do que o filme que estamos a fazer.
Bak sana ne diyeceğim.
Deixa-me perguntar-te uma coisa.
Bak sana ne diyeceğim dostum, herkes seni tanıyor.
Deixe-me dizer-lhe que todos sabem de ti.
Bak sana ne diyeceğim.
Já te digo.
Bak sana ne diyeceğim.
Você é um mentiroso!
Anlıyorum. Bak sana ne diyeceğim?
Compreendo e digo-lhe uma coisa.
Bak sana ne diyeceğim kardeşim.
Quero explicar-te uma coisa, maninho.
- Bak sana ne diyeceğim.
- Faremos o seguinte. - O quê?
Bak sana ne diyeceğim, davet edilmeyeceksin, çünkü onlardan biri değilsin.
Deixa-me que te diga, tu nunca serás um deles.
- Bak sana ne diyeceğim.
- Sabes que te digo?
Dinle bak ne diyeceğim. Sana bu şehirde kim öldürüldü, onları kimler öldürdü hemen söylerim.
Posso dizer-lhe já... quem mata a maioria dos tipos que se deixam matar nesta cidade.
Bak ne diyeceğim, sana bir çek yazayım.
Vou passar-te um cheque.
Bak sana ne diyecegim.
E além do mais, há uma coisa que não sabes!
Bu onun tarzi degil. Ama bak sana ne diyecegim. Eger onun yaninda olursan kesinlikle eminim ki ögrenecektir.
Bem, ele nao é assim, mas digo-te uma coisa, aposto que se ficares com ele, ele aprenderá.
Bak, sana ne diyeceğim.
Pois deixa-me que te diga :
Ama bak ne diyeceğim. Celie'yi vereyim sana.
Mas pode levar a celle.
Bak, sana ne diyeceğim.
Digo-te uma coisa.
Bak, sana ne diyeceğim.
- Vou-te propor uma coisa.
Bak, ne diyeceğim. En iyi ağacı sana bedavaya veririm.
Dou a melhor árvore daqui de graça.
Bak ne diyeceğim. Sen yarın benimle gel, ve bende sana bu gece yardım edeyim.
Amanhã, vens comigo e esta noite, vamos meter as putas dentro, os dois.
Bak ne diyeceğim, belki sana uğrarım ve bunu tartışabiliriz.
Eu posso ir aí para discutir isso.
Bak ne diyeceğim. 15 Ekim'de, 1000 adet robotu sana getiririz, bu yıl.
Fazemos assim. No dia 15 de Outubro deste ano, forneceremos mil unidades.
Bak ne diyeceğim sana bir kaç tane aydınlatma fişeği veririz.
Vamos fazer assim... Vamos disparar uns foguetes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]