Başka yok mu traduction Portugais
1,329 traduction parallèle
dışarı çıkıp, takımlarımı dondurmaktan başka yapabileceğim daha iyi bir şey yok mu?
Tu achas que eu não tenho mais nada para fazer que não estar no meio do campo a congelar as minhas nádegas?
Kadınlarla çocukları mağaralardan çıkarmak için başka bir yol yok mu?
Não há outra forma de as mulheres e crianças saírem das cavernas?
Başka yol yok mu?
Não há outra maneira?
Başka denemek isteyen yok mu? - Bunu nerden buldun?
- Onde a encontraste?
Başka bir yerde işin yok mu?
Näo tens mais nada para fazer?
onu başka yere gömme şansınız yok mu?
É por acaso parente do estalageiro?
Gidebileceğin başka bir yer yok mu?
Há algum outro lugar para onde eu possa ir?
Oyun sahasında başka çıngıraklı yılan yok mu?
Mais cobras no terreno de jogo?
Canını sıkabileceğin başka biri yok mu?
Não há por aí mais alguém que possas ir chatear?
Bu yaşta aşık olmaktan başka yapacak daha iyi bir işin yok mu?
Não tem nada melhor que fazer na sua idade?
Savaş zamanında cesetlerle oynamaktan başka... yapabileceğin bir şey yok mu?
Você não tem mais nada que fazer em tempo de guerra do que brincar com os cadáveres? ! 308
Burada başka kimse yok mu lütfen? !
Há mais alguém por aqui, por favor?
Tatlım, yapacağın başka birşey yok mu?
Querida, não há nada que tenhas de ir fazer?
Charlene McGee hakkında başka bir şey yok mu?
Há mais alguma coisa sobre a Charlene McGee?
Ve senin kendi sevgili karınla paylaşacağın başka hiçbir şey yok mu?
E não há mais nada que queiras partilhar com a tua esposa que te adora?
Başka bir gelir kaynağınız yok mu?
E você não tem outra fonte de renda?
Bulmanın başka bir yolu yok mu?
Há outra maneira de saber?
Sizin başka işiniz gücünüz yok mu?
Vocês não conseguem fazer mais nada?
Başka kimsede yok mu?
Ninguém mais os tem?
Başka bir büyü yok mu?
Willow... não há outro feitiço?
- Bu insanların başka işi yok mu?
Esta gente não tem mais que fazer?
- Arayabileceğin başka biri yok mu?
- Podes chamar mais alguém?
Gidecek başka yön yok mu?
Só existe esse caminho?
- Peki, yapacak başka birşey yok mu?
- Não posso fazer mais nada?
Yardım etmemin başka yolu yok mu?
Não há uma outra forma da qual eu possa ajudar?
Başka bir seçeneğim yok mu?
Tenho outra opção?
Başka bir neden yok mu?
Há algum outro motivo?
Başka kimse yok mu?
Mais alguém?
Yani bunun arkasında başka bir neden yok mu? Zaten zenginsin.
- É uma mulher rica.
- Başka bir bilgiye ihtiyacın yok mu?
- Não precisas de mais informações?
Başka kız yok mu?
Mais uma ida à farmácia?
Başka yolu yok mu?
Não há outra forma?
Bundan başka bisküvi yok mu?
Não tens outras bolachas?
Başka bir şey yok mu?
Não há mais nada?
Başka saatin yok mu?
Não tens outro relógio?
Kordon işini idare edecek Ralph Cifaretto'dan başka adam yok mu?
O Ralph é o único capaz de lidar com o Esplanade?
Başka bir yayılma şekliniz yok mu?
Nao têm outra maneira de propagaçao?
Başka planlar yok mu?
Nao tens outros planos?
Başka bir şey yok mu?
- Credo!
Sizin fotoğraflarda mükemmel çıkmak dışında başka bir takıntınız yok mu?
Algum problema, agente? Que se passa, detective?
Hay anasını. - Bugün başka yapacak işiniz yok mu?
- Não têm mais nada para fazer, hoje?
Konuşabileceğin başka birisi yok mu?
Não podes falar com mais ninguém?
Bunu yapmanın başka bir yolu yok mu?
Não há outra maneira de tirar dali os "buggalo"?
Başka eğlenecek bir şeyiniz yok mu?
É isto que denominam de entretenimento?
Başka yol yok mu? 104-1
Não há outra maneira?
Yapacak başka işi yok mu?
Não terá mais nada que fazer?
Başka gönüllü yok mu?
Há mais alguém?
Başka gönüllü yok mu?
Não há mais voluntários?
Beni takip etmekten ve birşeyler kazanmamı engellemekten başka yapacak işin yok mu?
Não tens mais nada para fazer, do que me seguir e evitar que faça um dinheiro extra.
Sizin bir zenciyi daha hapse tıkmaktan başka işiniz yok mu?
Não tem nada melhor para fazer do que prender outro negro?
Sizin gibi pisliklerin gelip de dürüst vatandaşları rahatsız etmekten başka işiniz yok mu?
Vocês não têm mais nada que fazer a não ser incomodar cidadãos inocentes e trabalhadores?