Benim için önemli değil traduction Portugais
318 traduction parallèle
Kim olduğun, nerden geldiğin benim için önemli değil. - Seni biliyorum.
Não me interessa quem é você nem de onde veio.
Köprü benim için önemli değil.
Para mim a ponte não significa nada.
Başka hiç kimse benim için önemli değil.
Não me importa mais ninguém.
Çok ılık, benim için önemli değil.
Está muito calor, mas não me incomoda.
Ben, Benim için önemli değil.
Eu... não me importo.
İşin çok olması veya ne kadar çok çalışmam gerekeceği benim için önemli değil.
Não me interessa a quantidade ou as horas de trabalho.
Ama konfor benim için önemli değil.
Mas agora não posso pensar em comodidade.
Şimdi kimin burada sürübaşı olacağı benim için önemli değil..
Não me interessa quem escolham como vosso chefe.
- Benim için önemli değil.
- Não dou a mínima.
Para benim için önemli değil. Birlikte çalıştığımız sürece bunun bir önemi yok. Haydi, sana söylediklerimi bir dinle.
Não ligo para o dinheiro. isso não me interessa, desde que trabalhemos juntos.
Paramın nereden geldiği benim için önemli değil.
Não quero saber donde vem o meu dinheiro
Nerede yapacağımız benim için önemli değil.
Para mim o lugar não importa.
- Sizin inandıklarınız benim için önemli değil.
- Não sou tão importante como crês.
Yani... benim için önemli değil.
Quero dizer, não me importo.
Benim için önemli değil.
Não me importa.
Para... Para benim için önemli değil.
O dinheiro... não importa, para mim.
Gus, gerçekten benim için önemli değil.
A sério, Gus. Não me importo.
İnan benim için önemli değil ama... ama insanların nasıl olduğunu bilirsin.
Não por mim... mas sabes como são as pessoas.
Andy, kabalaşmak istemem ama bana göre Tracy tüm Boston Celtics'le de yatsa benim için önemli değil.
Andy, não quero ser indelicado, mas da minha parte não interessa se Tracy estava dormindo com todo o Boston Celtics.
Bak, bunlar benim için önemli değil.
Isto não me interessa nada.
Benim için önemli değil.
A mim não me importa.
Benim için önemli değil.
A mim, não me faz diferença.
Benim için hala bir yabancısınız, ama bu önemli değil.
Ainda não o conheço bem, mas isso não importa.
Onun benim için aynı şeyi düşünmesi daha önemli değil mi?
O mais importante é que eIe goste de mim, não é?
Benim için çok önemli değil.
Já não me importa.
Benim için önemli olan para değil, sensin, biliyor musun bunu?
O dinheiro não me importa, Apenas você. Sabe disso!
Benim için hiç önemli değil.
Não quero saber se sim ou se não.
Büyükbaş hayvanlar benim için hiç önemli değil.
Além do mais, não me importo.
- Benim için o kadar önemli değil.
- Não significa assim tanto.
Maaştan bahsetmiyorum, maaş benim için en önemli şey değil. Çalışmakla daha çok ilgileniyorum, Bay Ward.
Não me refiro ao salário, não é o mais importante, mas a um trabalho mais interessante.
Onun değil, sizin yardım etmeniz benim için ne kadar önemli, bir bilseniz.
Se soubesse quanto preferiria a vossa ajuda à dele.
Sence bu benim için önemli bir şey değil mi?
¿ Achas que não sinto nada?
Benim için önemli biri değil.
Ele não é importante para mim.
Senden başka kimse önemli değil benim için.
Não me importo com ninguém, a não ser contigo.
Önemli değil. Benim için endişelenmeyin.
Não se preocupem comigo.
- Para benim için önemli degil.
- O dinheiro não me interessa.
Benim için de önemli değil.
A mim também não.o
- Önemli değil. - Benim için önemli.
- Para mim não.
Gerçek bir sihirbaz için önemli bir iş değil ama maalesef benim işim bu.
Não é um grande trabalho para um mago verdadeiro, mas já tive pior.
Benim için hiçbir şey bu aileden önemli değil.
Não há nada mais importante para mim do que a nossa família.
Benim için kıyıda köşede olması önemli değil, ama senin odanın manzarası olmalıydı.
Qualquer canto me serve, mas é difícil para si não ter uma vista.
- Ayrıca önemli değil, Trevor aptal bir maç izliyor, o nedenle bu benim için de iyi oldu.
E o prazer é meu, o Trevor está a ver um estúpido jogo de Basebol, portanto até calha bem,
- Önemli değil. Benim için bir zevk.
- Não faz mal Foi um prazer.
Bu benim insanları etkilemeye başlamam için çok önemli. Sekreter olarak değil...
É importante que eu comece a interagir com as pessoas, não como secretária...
İhtiyacım olabilir... -... ama önemli de değil, benim için!
Preciso dele mas não é importante.
o zaman bana, ne zaman ve ne şekilde olduğu önemli olmayan bir iyilik borcun olduğunuda hatırlarsın ama bu sadece boş bir sözdü benim için değil senden, selma'ya bir koca bulmanı istiyorum bir koca bulmak mı?
Para o reivindicar quando e porquê eu quisesse. - Era só uma promessa a fingir! - Não para mim!
Eğer özünde bir şey değişmemişse bu benim için çok önemli değil.
Não tem importância se não alterou o essencial.
Elaine bu dizi benim için önemli değil. Endişelendiğim kişi ben değilim annem.
Elaine.
Bu senin isteklerinle ilgili değil. Senin isteklerin benim için hiç önemli değil.
Isto não é sobre o que tu queres, não quero saber daquilo que tu queres.
Şey, benim ailem için notlar o kadar önemli değil.
Bem, na minha família, as notas não são tão importantes.
Biliyorum önemli değil senin için çünkü çok arkadaşın var. Benim yok.
Sei que não importa porque tens muitos, mas eu não.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için sorun değil 83
benim için zevkti 116
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39