Benimle gelebilirsin traduction Portugais
237 traduction parallèle
Benimle gelebilirsin.
Basta. Podes vir comigo.
Pekala Susan. Benimle gelebilirsin.
Está bem, podes vir.
İstersen benimle gelebilirsin.
Se quiser, pode vir comigo.
Tabii ki benimle gelebilirsin.
Claro que você pode ir comigo.
Dobie, Losworth'a vardığımızda, benimle gelebilirsin.
Dobie, quando chegarmos a Lordsburg, podes vir comigo.
Bu gece benimle gelebilirsin.
Esta noite, vais comigo.
İstersen Shake ve benimle gelebilirsin.
Venha comigo e com o Shake.
Benimle gelebilirsin ama umutlarını çok yüksek tutma, çünkü kirli bir yaşam bu.
Pode vir comigo. Mas não tenha grandes expectativas, porque é uma vida reles.
Şayet istersen, sende benimle gelebilirsin.
Se quiseres, podes vir comigo.
Ve buraya gelmeni istedim çünkü seninle vedalaşmak istedim. Ya da istiyorsan benimle gelebilirsin.
Queria dizer-te adeus ou, se quiseres, podes vir comigo.
Kaşağılamayı öğrenmek istiyorsan, benimle gelebilirsin.
Se queres saber mais sobre domar, podes vir comigo.
Düşünüyorum da, sanırım Starbuck'ın yerine benimle gelebilirsin.
Bom, acho que têm de trazer a patrulha de Starbuck comigo.
Sen kazandın! Benimle gelebilirsin.
Você pode vir comigo.
İstersen benimle gelebilirsin. Keşke beni özgürlüğüme kavuşturduğun için başka bir karşılık isteseydin.
Podes vir comigo, se quiseres, embora desejasse que tivesses pedido outra recompensa por me teres libertado.
Belki benimle gelebilirsin.
Talvez pudesses vir comigo.
Öyleyse benimle gelebilirsin.
Pode vir comigo.
Benimle gelebilirsin.
Podias vir comigo.
Sen de benimle gelebilirsin.
Porque não vem também?
Saat 2 : 45'te ekspres bir tren var. - İstersen benimle gelebilirsin.
Há um comboio rápido às 2 : 45 e tu podes vir comigo ou não, como quiseres.
Sen de benimle gelebilirsin.
Podias vir comigo.
Birazdan dönerim. İstersen sen de benimle gelebilirsin.
Não me demoro muito, a menos que queiras vir comigo.
İstersen benimle gelebilirsin.
Se quiseres, podes vir comigo.
Eğer seni daha iyi hissettirecekse, benimle gelebilirsin.
Se o faz sentir melhor, pode vir comigo.
İstersen benimle gelebilirsin.
Podes vir comigo se quiseres.
Sen de benimle gelebilirsin ya da burada kalır dünyayı kurtarmaya çalışırsın!
Podes vir atrás de mim... ou ficar aqui a tentar salvar o mundo!
Okulu ekip benimle gelebilirsin.
Podes fazer gazeta às aulas e vir comigo.
Sana kaç kez söyledim, istersen benimle gelebilirsin.
Já te disse milhares de vezes que, se quiseres, podes vir comigo.
Karşılığında benimle birlikte Bock'a gelebilirsin.
Como prémio vou deixar-te vires à caça comigo!
Evlat, istediğin zaman benimle Houston'a gelebilirsin.
Pode sempre voltar para Houston comigo.
Benimle birlikte Phoenix'e gelebilirsin, neden bu şansı almak istiyorsun?
Deixa-o aqui e vem comigo para Phoenix. - Não tens que correr esse risco.
Eğer şurdaki yaşlı Harriet'i sağmayı bitirirsen... içeriye gidip üzerimi değiştireceğim ve sen de benimle şehre kadar gelebilirsin.
Se terminar de ordenhar a Enriqueta, irei me trocar e o levarei à cidade.
Bazen benimle Mexico City'ye gelebilirsin.
Devias vir comigo um dia.
Benimle gelmek istersen gelebilirsin. - Gelebilir miyim?
- Bem, se quiseres podes acompanhar-me.
İstersen benimle gelebilirsin.
Se quiseres, podes vir.
Düşünüyordum da, bugün cumartesi yapacak başka bir işin yoksa benimle araziye gelebilirsin.
Estava a pensar, que como é Sábado se não tiveres nada para fazer, podias vir comigo ao bosque.
- Ne tür bir seçim? - Benimle devamlılığa gelebilirsin... - Ya da?
E se for assim, não acredito que haja ironia mais cruel que a destruição desta moça, cujo único delito é ser muito humana.
Benimle gelebilirsin.
A verdade aponta para ele própria.
Senin iş fırsatlarını konuşmak için benimle bir içki içmeye gelebilirsin en azından.
Para discutir as suas possibilidades de emprego.
Tabi sen de kendi görevinden istifa edip, benimle bir yıldız üssüne gelebilirsin.
E você renunciar ao seu e vir à base estelar comigo.
Benimle eve gelebilirsin.
Podias vir comigo para casa.
Benimle gelebilirsin.
o seu tio requeriu outra actuação.
Benimle gelebilirsin.
Podes vir comigo.
Ayrılıp yoluna gitmek istiyorsan... tamamen serbestsin. Benimle gelmek istiyorsan, gelebilirsin.
Vais-te embora agora, de livre vontade, ou decides ir comigo de livre vontade.
İstersen benimle gelebilirsin. - Gerçekten mi, bayım?
- A sério, senhor?
- Belki, sende benimle birlikte gelebilirsin.
- Talvez pudesses vir comigo.
Her an Boston'dan kurtulup benimle New York'a gelebilirsin.
Podes sempre desistir de Boston e vir para Nova Iorque comigo.
Artık Mike olmadığına göre benimle birlikte arabama, kadar gelebilirsin.
Agora que o Mike está completamente de fora...
Sen ve Breyon benimle..., bizimle gelebilirsin.
Você e Breyon podiam vir con... nosco.
İstersen Tara ve benimle birlikte dünya kültürü panayırına gelebilirsin.
Podes ir à feira da cultura mundial, comigo e com a Tara.
Benimle de gelebilirsin
Você também pode vir comigo.
Olan oldu. Artık benimle P.J. Harvey'ye gelebilirsin.
Se o mal está feito, mais vale vires comigo.
gelebilirsin 57
gelebilirsiniz 21
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
gelebilirsiniz 21
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32