Bilmiyordun traduction Portugais
990 traduction parallèle
Yani bilmiyordun?
Então tu não o sabes?
Biz sana anlatana kadar hiçbir şey bilmiyordun.
Não sabia de nada, até o forçarmos.
Nasıl kullanacağını bilmiyordun.
Tu não sabias andar naquilo!
Bunun, birlikte tüm hayatımızda, sana söylediğim ilk yalan olduğunu bilmiyordun.
Não reparaste que era a 1 a. Vez na nossa vida em comum, que eu te mentia.
Ama taksi yola çıktığında hız yapacağını bilmiyordun.
Mas você não sabia que o táxi ia tão rápido.
Kim olduğunu bilmiyordun. Polis olabilir diye düşündün.
Não sabia quem era e pensou que podia ser a polícia.
Belki bilmiyordun, ama seni izlemem de planlarına dahildi.
Não o sabias, mas planeaste que eu te seguisse.
Bilmiyordun. Söylemediler ki.
Eles não me disseram.
Patou'yla ben eski arkadaşız, bunu bilmiyordun, değil mi Victor?
Somos velhos amigos, Patou e eu. Não sabia disso, sabias, Victor?
Hani birşey bilmiyordun, Whitey.
Sou bom com a minha palavra, às vezes melhor.
Burada olduğumuzu bilmiyordun ki!
Apenas tive saudades. Mas nem sabias que estávamos aqui.
Hizmetçilerin çekip gitmesi hakkında bir şey bilmiyordun.
Você não sabia nada acerca das férias dos criados?
Oh, eski odama geri taşındığımı bilmiyordun, değil mi?
Oh, não sabias que tinha voltado para o meu antigo quarto, pois não?
Ama arabamı bilmiyordun, değil mi?
Ah, mas não sabia qual era o meu carro, pois não?
Koya atladığın zaman, nerede olduğunu bilmiyordun.
Quando saltou para a baía não sabia onde estava. - Pensava que sim, mas não sabia.
Ve kendini benimle bulana kadar neler olduğunu bilmiyordun.
E não sabia o que aconteceu até que deu por si comigo.
Nerede olduğunu bilmiyordun.
Não sabia onde estava.
Neden bilmiyordun?
- E porque não sabías?
Nerden bilmiyordun?
Porque não o sabías?
Belki bilmiyordun ama şüpheleniyordun.
Talvez não tenha sabido, mas deveria suspeitar de algo.
Sakın söyleme. Dolu olduğunu bilmiyordun, değil mi?
Não me digas que não sabias que estava carregada.
Seni dava edemezler çünkü bilmiyordun!
Não podem culpar-te.
Demek bilmiyordun?
- Então não sabia?
- Vücudumu kırmış olabilirsin ama - aklım ne kadar güçlenmişti bilmiyordun
Embora me destruísse o corpo, nem sabe quão poderosa se tornou a minha mente.
Sana gösterene kadar, mutfağın nerede olduğunu bile bilmiyordun.
Nem sequer sabias onde ficava a cozinha até que ta mostrei.
Senin adının konduğunu bilmiyordun.
Não sabias que ele tinha o teu nome.
Seni koruyan bir peri olduğunu bilmiyordun, değil mi?
Não sabias que tinhas uma fada madrinha, pois não?
Bilmiyordun demek.
- Eu não sabia.
Hani onun nerede olduğunu bilmiyordun.
Disseste-me que não sabias onde ela estava.
Yüzme bilmiyordun.
Caíste do barco. Não conseguias nadar.
Ilsa ve beni biliyordun ancak sen geldiğinde benim evimde olduğunu bilmiyordun.
Você sabia acerca de Ilsa e eu, mas não sabia que ela estava em minha casa quando você lá estava.
Bornozlarımızın aynı olduğunu bilmiyordun.
Não sabia que tínhamos os mesmos roupões.
Burada olduğumu bilmiyordun ve ben de gidemedim.
Tu não sabias que eu estava aqui e eu não me pude ir embora.
Biz olduğumuzu bilmiyordun. - Hadi.
Não sabias que éramos nós.
Artık anlıyorum. Onu yeniden çalıştırmadın çünkü çalışmadığını hiç bilmiyordun.
Foi então que percebi que não voltou a ligá-la porque não sabia que estava desligada.
Bildiğimi bilmiyordun, değil mi Harry?
Não sabias que eu sabia isso, pois não, Harry?
Bunu bildiğimi bilmiyordun değil mi?
Não sabias que eu sabia disso, pois não?
- Bunu bilmiyordun, değil mi?
- Não sabias isso, pois não?
Bunları bilmiyordun değil mi?
Ah! Não sabia?
- Bugün döneceğini söylemiştim sana. - Sen yalnızca tahmin etmiştin, bilmiyordun.
Mas...
- Bunu bilmiyordun değil mi? - Hayır...
Isso não sabias tu, pois não?
Pasc neler olacağını biliyordu. Sen bilmiyordun.
O Pasc sabia o que aconteceria se desse sangue.
- Bilmiyordun.
- Não sabias nada.
Ama bunu bilmiyordun.
Bem, você não sabia que tinha acabado.
- Savaşın bittiğini bilmiyordun.
- Você não sabia que tinha acabado.
Onun nerede olduğunu bilmiyordun.
Você não sabia onde ele estava.
- Sorun değil, ne de olsa bilmiyordun.
- Desculpa. - Bem, tu não sabias.
- Bilmiyordun değil mi? - Hayır.
Não sabias, pois não?
- Belki onu çok iyi bilmiyordun.
- Talvez o conhecesses mal.
- Bilmiyordun, değil mi, şaklaban?
- Não sabias, pois não, Clyde?
- Bilmiyordun!
- Voce nao sabia?
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyordum 699
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyor 92
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
bilmiyorsun 241
bilmiyorum ki 83
bilmiyordum 699
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyor 92
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
bilmiyorsun 241
bilmiyorum efendim 100
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyordu 23
bilmiyoruz 277
bilmiyorlar 33
bilmiyorsunuz 29
bilmiyor muydun 125
bilmiyorduk 25
bilmiyor muydunuz 35
bilmiyor musun 481
bilmiyor musunuz 98
bilmiyordu 23
bilmiyoruz 277
bilmiyorlar 33
bilmiyorsunuz 29
bilmiyor muydun 125
bilmiyorduk 25
bilmiyor muydunuz 35