English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bilmiyorum

Bilmiyorum traduction Portugais

132,041 traduction parallèle
Ne diyeceğimi bilmiyorum, Quentin.
Não sei o que dizer, Quentin.
Bakın, burada ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Yatağımı karımla paylaşamam.
Não sei o que fazer, não posso dormir com a minha mulher.
Henüz bilmiyorum.
Ainda não sei.
Bilmiyorum,... ama öğreneceğim.
Não sei. Mas vou descobrir.
Bilmiyorum. Onu ikna edecek misin?
Não sei, vai convencê-lo?
Ben... Ben daha fazlasını bilmiyorum.
Já nem sei.
- Bilmiyorum.
- Não faz a menor ideia.
Sadece nasıl olacağını bilmiyorum.
Só não sei como.
Henüz nasıl bilmiyorum,... fakat bulacağım, ve insanları kurtaracağım.
Só ainda não sei como, mas se conseguir descobrir, posso salvar as pessoas.
Bilmiyorum.
Não sei.
Ne bilmiyorum?
O que é que não sei?
Bilmiyorum ama yetkili biriydi!
Mas era alguém no comando.
Ameliyttan sağ salim çıksam bile, bu olmadan nasıl biri olduğumu bilmiyorum.
Mesmo que eu sobreviva a cirurgia, não sei quem vou ser sem isso.
Kim olduğunu bilmiyorum.
Não é a Mei. Não sei quem é.
- Mümkün değil. - Bilmiyorum.
- Nem pensar.
Benim durumumdaysa bilmiyorum.
E no meu caso, não sei.
Bilmiyorum, biraz fazla klişe gelebilir, ama bunu düşünüyorum işte.
Não sei, parece piegas, mas penso nisso.
Zaten çok az şeyi olan bu insanlara neden zarar vermek istiyorsun, bilmiyorum.
Porque queres magoar quem tem tão pouco?
Foley ile aranızda neler olduğunu bilmiyorum ama her neyse onu hedef almana yetmiş. Saygısızlık etmek istemedim çünkü beni de hedef almanı istemiyorum.
Não sei o que há entre si e o Foley mas sei que anda atrás dele e não quero desrespeitá-lo porque não o quero atrás de mim.
Neden bahsettiğim gerçekten bilmiyorum.
Não sei mesmo do que falas.
Dediğim gibi, neden bahsettiğini gerçekten bilmiyorum.
Como já disse, não sei do que estás a falar.
Bu senin planının bir parçası mıydı yoksa hoş bir tesadüf müydü bilmiyorum ama Axelrod eyaletin anketlerde en zayıf olduğum kısmını kırıp geçti.
Não sei se o previste ou é uma feliz coincidência mas o Axelrod dizimou a parte do estado onde sou mais fraco.
- Detayları bilmiyorum. Sadece dinlemeye değer olduğunu biliyorum.
- Detalhes não, só que valia a pena.
Ne satacağımı bilmiyorum ama.
Não sei o que estaria a vender.
Bu konuda ciddiydim ve sözümü tuttum. Gelmek ister mi, bilmiyorum.
Fui bem claro e mantive a palavra, por isso não sei se ela...
Bunu aşıp aşmadığını bilmiyorum sadece.
Não sei se já ultrapassou isso.
Çocuklarla şehre gitmiş ama onları nasıl eve getireceğimi bilmiyorum.
Foi para a cidade mas não sei como trazê-los para casa.
- Henüz bilmiyorum.
Ainda não sei.
Neli kurabiye sevdiğim bilmiyorum. - Birkaç çeşit var burada.
Não sei de que bolos gosta, estão aqui vários.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Não sei o que fazer.
- Amacımın ne olduğunu bilmiyorum.
- Não sei qual é.
Bak, çocuğunu kaybetmenin nasıl olduğunu bilmiyorum ama ne olduysa, hepimize olabilirdi.. Ne demeye...
Oiça... eu não sei o que é perder um filho, mas... poderia ter acontecido a qualquer um.
Ne yapacağımı hiç bilmiyorum.
Não faço ideia do que vou fazer.
Neden soruyorum, bilmiyorum.
Nem sei porque pergunto.
Müzik dünyasında işler nasıl yürür, bilmiyorum ama en azından bizi bir ekip yapmaya çalışıyor.
Não sei como funcionam as coisas no mundo dos videoclipes, mas está a tentar tornar-nos um grupo.
Yüzme koçu, bilmiyorum. Ondan kurtulabiliriz.
O treinador de natação pode ir à vida.
Slogan sesleri mi daha kötü yoksa slogan atmadıkları zamanki sessizlik mi, bilmiyorum.
Não sei o que é pior : o som do cântico deles ou o som do silêncio, quando se calam.
Nasıl olur, bilmiyorum efendim.
Não sei como poderei fazer isso, minha senhora. Sim.
Bilmiyorum, ama söyleyebilirsin. Ama lütfen Emori, eğer yalnız değilse bilmemiz lazım.
Não, e podes contar-me, mas se não está sozinho temos de saber.
Onu da bilmiyorum.
Também não sei.
Buna nasıl cevap verebilirim bilmiyorum. Keşke bilseydim.
Não sei como te responder a isso.
- Beğenmene sevindim ama korkarım ki kocan ve sahte resim hakkında bir şey bilmiyorum.
Fico contente que goste, mas, receio não saber nada sobre - o seu marido ou nenhum quadro falsificado.
Bir keresinde bir koloni subayıyla anısını okudum. İsmini bilmiyorum, Banneker'nın Maryland atölyesini ziyaret etmiş... 1777'de.
Uma vez li um relato de um agente colonial, anónimo, que descreve uma visita à oficina do Banneker em 1777.
Nerede oldu bunlar? Bilmiyorum.
Onde viste estas coisas?
- Bilmiyorum.
Não sei.
- Bilmiyorum.
- Não sei.
Bu saçma bulmacayla neden uğraşıyorum, bilmiyorum.
Não sei porque jogo Sudoku.
Bilmiyorum.
Não sei...
- Bilmiyorum. - Ben ilk değil miyim?
Não sou o primeiro?
- Kim demiş onu bilmiyorum ama Sun Tzu'ya göre, yokuş yukarı asla saldırma.
Não sei quem diz isso, mas de acordo com Sun Tzu, não devias lutar uma batalha árdua.
Bilmiyorum.
Diz!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]