Bira traduction Portugais
11,460 traduction parallèle
- Bir ara beraber bira içeriz belki.
Então talvez tu e eu possamos tomar uma cerveja um dia destes? Não.
- Ben bira alacağım.
- Vou buscar mais cerveja.
Bira içmeye davet etti.
E acabou de convidar-nos para umas cervejas.
O bira için ne zaman gelmek istersen beni nerede bulacağını biliyorsun.
E quando quiseres aparecer para aquela cerveja, sabes onde encontrar-me.
Dan Signer da kim? Kulüpte birer bira içecektik hani?
Pensei que íamos beber uma cerveja ao clube.
Bütün gün bedava bira içmek ve sarhoş olmak için.
Para poderes beber cerveja de graça e andar bêbado o dia todo.
Bira çocuklarıyız. Aw...
Somos bebés da cerveja.
Duff Bira, acı hissetmiyor,
Cerveja Duff Não se sente dor
Onu bira çocuklara güzel gözüksün diye süper kahraman yapmıyor musunuz?
Bem, não está a fazer dele um super-herói para que a cerveja pareça fixe para as crianças?
Uh, Marge. Sana bira hakkında bir şeyler anlatayım.
Marge, deixe-me contar-lhe uma coisinha sobre a cerveja.
Ot yetiştirip bira yapabilmek için.
Para que pudesse plantar lúpulo e fazer cerveja.
Koluma bira içemeyim diye çip koydular, inanabiliyor musun?
Dá para acreditar que colocaram um chip no meu braço, e que não posso beber cerveja?
Görünüşe göre insanlar kendinden çirkin, bira satan adamları seviyorlar.
Parece que os homens gostam de outros homens piores do que eles a vender-lhes cerveja.
Üzgünüm, H.K., bira gözlüklerimi kahve çekmek için pince-nez ile takas ettim.
Desculpa, HK, troquei os meus óculos de cerveja por uma máquina de moer café.
Kelebek, kulağakaçan tespih böceği, çiyan bira kapağı, karınca, bira şişesi, Barney.
Borboleta monarca, pequena lacraia, tatu de jardim, bicho de contas, carica de cerveja, formiga, garrafa de cerveja, - Barney.
Bira paylaşmak.
Partilhar uma cerveja.
Bir sigara ve bira için etekle amuda bile kalkarım.
Enfiaria a cabeça numa saia por um cigarro e uma cerveja.
Dostum, şansın var ki 1 seneden fazladır bira içmiyorum yoksa bana ısmarlamana hayatta izin vermezdim.
Tem sorte que não bebo cerveja há mais de um ano. Nunca o deixaria pagar-me uma!
- Bira ister misin o zaman?
Queres uma cerveja, então?
- Bira içer gibi bir hâlim mi var?
E achas que eu bebo cerveja?
- Bira mı Toby?
- Cerveja, Toby?
Homer, hadi buradan gidip birer bira alalım?
Ei, Homer, queres sair daqui e ir beber uma cerveja?
Neden üstüne de 1 litre bira ve ranch sosla cila yapmıyorsun anasını sattığım şişkosu?
E porque não empurras tudo com 1 litro de cerveja de malte e molho de salada, seu gordo!
- Bize bira alabilir misin?
Ei, podes comprar-nos cerveja?
- Yeşil bira da dâhil mi?
- Incluindo a cerveja verde?
Sanki 21 yaşından önce bira içmedin.
Como se tu nunca tivesses bebido antes dos 21.
- Hayır, bira sevmem.
- Não, não gosto de cerveja.
Bir avuç adamın ellerinde bira ve tüfeklerle ormana gidip kurt avlaması demek.
É quando um grupo de homens vão para a floresta, à caça de lobos, armados com cerveja e espingardas muito potentes.
Açık konuşmak gerekirse, Molly'nin yerine takılmayı ve orada bir bira içtikten sonra eve gitmeyi ve seninle Blackhawks'ların maçını seyretmeyi tercih ederim.
- Para ser honesto, seria muito melhor se fôssemos ao Molly's beber uma cerveja e depois fôssemos para casa ver o jogo dos Blackhawks contigo.
Bu yüzden ve birisi kafamda bira şişesi kırdığı için.
Por isso e porque partiram uma garrafa na minha cabeça.
Eğer bu bira şişesi ile kendini öldürmeye çalışırsan seni vurmam gereken öyle bir yerden vururum ki hayatının geri kalanında bebek bezi kullanmak zorunda kalırsın.
Se tentares matar-te com esta garrafa, vou atirar e vais usar fraldas o resto da vida.
Ucuz bira. Güzel kadın.
Cerveja barata, mulheres bonitas.
Kendine birkaç bira ısmarlat.
- Ele que pague as cervejas.
Bana birkaç bira boruçlusun.
Deves-me umas cervejas.
Evet, birkaç bira borcum var.
É verdade.
Ne içtiğini de bilmediğimden sana bira, margarita ve kola aldım.
E não sabia o que gostavas de beber, então pedi uma cerveja, uma margarita e uma coca.
Ben de evime gelip bu güzel paslanmaz çelik buzdolabımdan bir bira alıp içerim. İş bulamazsan alamayacağın buzdolabı. Benden borç alabileceğini falan sanıyorsan da unut gitsin.
Que você não vai ser capaz de suportar a menos que você tem um emprego, e se você está prestes a dizer você pode pedir dinheiro emprestado de mim, você não pode.
Kampın bira oyunu olmayan kızlar birliğine benziyor.
O teu acampamento parece ser uma fraternidade com menos cerveja Pong.
Çıkışta birer bira içelim mi?
Queres ir beber um copo mais tarde?
Çalışanlar olarak bira içmeye gidiyoruz.
É apenas colegas a saírem para beber um copo.
Lanet bira serinleticimizde ölü bir hatun var.
Há uma rapariga a flutuar na nossa banheira cheia de cerveja.
Ama ısrar ediyorsan bu gece Omar'a bira ısmarlayabilirsin.
Mas se insistes, deixo que me pagues um cerveja hoje.
Bir keresinde bira içmiştik ve modifiye ettiği arabasını göstermişti.
Bebemos uma cerveja e ele mostrou-me o carro que está a reconstruir.
- Bira getirdim.
- Eu trouxe uma cerveja.
- Bira içip partinin tadını çıkaralım.
Gordon, anda, vamos beber uma cerveja e divertir-nos.
Barut ve bira kokuyorum. Ayrıca en son ne zaman duş aldığımı bile hatırlamıyorum. Mümkünse...
Cheio a pólvora e cerveja e já nem me lembro do último duche.
Nakit olarak 5 kuruşum yok ama bana bir bira verirsen, birkaç gün içerisinde sana borcumu ödeyebilirim.
Tenho pouco dinheiro, mas se me der uma cerveja, posso pagar-lha daqui a uns dias.
Neyse, itiraf ediyorum... bira.
De qualquer maneira, arranjei... Cerveja.
- Bira yerine şampanya mı?
Champanhe em vez de cerveja?
Bu yerel bir bira.
É nacional.
Onun adına özür dilerim ama ona bira getirecekseniz ben de bir tane alırım.
Lamento por ele.
bırak 1242
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
bırakıyorum 119
bırakma beni 65
bırakmam 34
bırakın 390
biraz yorgunum 69
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
birazdan geliyorum 76
bırakın beni 769
biraz ister misin 172
biraz daha iyiyim 16
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz sonra 59
bıraktım 124
bırakmayacağım 38
birazdan geliyorum 76
bırakın beni 769
biraz ister misin 172
biraz daha iyiyim 16
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz sonra 59
bırakacağım 37
biraz daha dayan 42
biraz daha var 16
biraz dinlen 152
birazdan görüşürüz 75
biraz daha kal 33
biraz bekle 203
bırak onu 1012
biraz sakin ol 53
biraz daha iyi 17
biraz daha dayan 42
biraz daha var 16
biraz dinlen 152
birazdan görüşürüz 75
biraz daha kal 33
biraz bekle 203
bırak onu 1012
biraz sakin ol 53
biraz daha iyi 17