Birkaç tane traduction Portugais
2,638 traduction parallèle
15 yıldan sonra ona yüz dolar ve birkaç tane Küba purosu veriyorsun.
Depois de 15 anos, dá-lhe uma nota de 100 dólares e dois charutos cubanos.
Savaştan önce, sadece birkaç tane vardı. Şimdi onlardan bir sürü var.
Antes da guerra eram tão poucos, agora há montes deles.
Belki de birkaç tane insanın hayatını kurtarmışızdır.
Talvez tenhamos salvado algumas vidas humanas.
Kız arkadaşımsa en yakın arkadaşım için beni terk etti. Birkaç tane Barack Obama da az kalsın beni öldürüyordu.
e a minha miúda me deixou pelo meu melhor amigo, e... onde um bando de Barack Obamas quase me matou.
Bizden birkaç tane var buralarda.
Somos alguns.
Madem sözünü açtın, iyi yönlerini öne çıkartacak birkaç tane fikrim var.
Já que falas nisso podia dizer-te como deves salientar os teus pontos fortes.
Jason, birkaç tane vampiri öldürmen annemle babamı geri getirmez.
Jason, matar vampiros não trará os nossos pais de volta.
Şerif, o sırma saçlının kafasına birkaç tane sıkma fırsatını yakalarsan birinin benden geldiğini bilmesi çok hoş olurdu.
Ajudante, se tiver hipótese de pôr uns balázios naquele filho da mãe, seria bom que ele soubesse que um é da minha parte.
Stüdyona koşup sana birkaç tane getirebilirim.
Posso ir a correr ao seu estúdio e trazer-lhe mais alguns.
Eminim büroda da birkaç tane vardır.
De certo que há alguns no FBI.
Birkaç tane ajan güvenli yerin orada bitivermeyecek mi?
E não vão estar alguns agentes a vigiar o abrigo?
Birkaç tane lazımdı o yüzden 200 tane yaptım.
Precisávamos de um pouco, então eu fiz 200.
- Birkaç tane.
Vários.
Birkaç tane boktan şey yaptım fakat şu köküne kadar kötücül olana kıyasla yeterince iyi birisiyim. Çoğundan daha iyiyim.
Fiz... coisas... fodidas... mas comparado com todo o mal por aí fora sou bastante bom, melhor do que a maior parte!
Birkaç tane de plastik mermi aldım mı tamamdır.
Só preciso de carregar algumas balas de borracha, - e estamos prontos.
Adamın birini gündüz vakti birkaç tane şişen araklandı diye indirmeye kalkmazsın.
Não fariam isso em plena luz do dia por causa de alguns litros de espumante.
Birkaç tane işaret fişeği, biraz da hidrojen bromür var.
Há alguns foguetes luminosos, tenho algum brometo de hidrogénio, e... Olá.
Onu birkaç tane içki yuvarlamak için ikna etmek ne kadar zor olabilir ki?
Quão difícil pode ser convencê-lo a beber umas?
Striptiz kulübüne gidip birkaç tane şipşak fotoğraf çektim.
Fui a um clube de strip e tirei algumas fotografias.
Açıkçası benim birkaç tane var.
- Eu tenho algumas.
Bir masa, bir yatak, birkaç tane ağırlık kaldırma makinesi var. Fazla bir şey yok.
Apenas uma mesa, colchão, alguns pesos, nada demais.
Birkaç tane makbuz buldum.
Encontrei alguns recibos.
Birkaç tane daha.
Mais algumas. Espera um pouco.
Sabah 2 : 59'da bu beyefendi içeri giriyor. Birkaç tane silah çalıyor. Barrett marka bir keskin nişancı tüfeği de buna dahil.
Às 02 : 59 da manhã, este cavalheiro arromba o cofre, rouba várias armas, incluindo uma espingarda Barrett,
Archie'nin sabit diskinde birkaç tane video buldum.
Encontrei alguns vídeos no computador do Archie.
Evet, bende de var onlardan birkaç tane.
Eu próprio tenho alguns gajos assim.
Eminim ellerinde birkaç tane gövde vardır hala.
Eles devem ter cápsulas de sobra.
Birkaç tane Raines hayranı cesedi almış.
- Dois fãs apanharam o corpo.
Birkaç tane asma kilit alsan çok daha iyi olurdu böylece eski zinciri tamir edebilirdik.
- Mais vale arranjá-la com cadeados.
Bay Valerica birkaç tane de yumurta vermelisiniz dedi.
O Sr Valerica diz que agora também querem ovos.
Nereden bulalım? Şu an çocuklara birkaç tane vermeliyiz.
- Temos de os dar às crianças.
Birkaç tane ilaç verdi.
Deram-me uns comprimidos.
Bir seferinde şu kıvrımlı ampullerden birkaç tane almıştım
Uma vez, comprei daquelas lâmpadas enroladas...
Son birkaç ayda sadece birkaç tane telefon görüşmesi var, e-posta hiç yok.
Poucas ligações telefónicas, sem e-mails nos últimos meses.
Birkaç tane isim ve numara buldum.
Encontrei alguns nomes e números.
Sen neden kendi fiyat aralığında birkaç tane beğenmiyorsun biz de en iyisini seçeriz.
Porque não escolhes alguns dentro do teu orçamento e nós indicamos o melhor?
- Birkaç tanecik kaç tane oluyor?
Quantas ao certo? Seis?
Sadece hastalarımın raporlarını hazırlamalıyım birkaç tane psikoloji makalesi okumalıyım ve bir bölüm "Hamile Olduğumu Bilmiyordum" izlemeliyim.
Apenas tenho que fazer a integração dos meus pacientes, ler alguns artigos de psicologia, ver um episódio de "Não sabia que estava grávida."
Başka bir kızla etrafta takılıyordum ve birkaç tane soğuk şarap içtik ve öpüştük.
Estava na brincadeira com uma rapariga já tinhamos tomado uns refrigerantes de vinho e beijamo-nos.
Dün birkaç tane East Dub üyesini hapse attı.
Ele ontem deteve uns quantos do grupo East Dub.
Odamda 130 bin dolar kadar para var. Ayrıca birkaç tane pahalı saat var.
No meu estúdio estão uns 130 mil em dinheiro e uns bons relógios.
Bırak onlara satalım bunları. Birkaç tane de Glock.
Por que não me deixas dar-lhes essas, algumas Glocks.
BİRKAÇ TANE VAR. BANA KAYNAK DİYEBİLİRSİN.
PODE CHAMAR-ME SUPER USUÁRIA.
Birkaç tane mojito içtik.
Bebemos alguns mojitos.
Geçtiğimiz birkaç gün, 200 tane çağrı aldım ve hepsi Ali'ın kalıntılarını kimin çaldığını bildiğine yemin ediyorlardı.
Recebi mais de 200 chamadas nos últimos dias e todos juraram que sabiam quem roubou os restos mortais da Ali.
Birkaç tane var.
Tenho algumas.
Birkaç gün önce. Her kimlikten bir tane istiyorum dedi.
Ela disse que queria o pacote completo.
Sadece ben ve birkaç yüz tane kitap.
Apenas eu e umas centenas dos meus livros favoritos.
İki tane bar, birkaç kız operasyonu sıkı tutarız.
Uns barezinhos, levamos para lá umas miúdas, e mantemos o negócio sob controlo.
Birkaç tane iz mecburen kalır.
Deve ter deixado algumas marcas.
Birkaç tane buldum.
Talvez estivesse lá para a sua protecção.
tane 40
tanesi 2 pezo 17
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç gün önce 41
birkaç hafta sonra 22
birkaç dakika sonra 23
birkaç saat önce 23
birkaç gün içinde 28
tanesi 2 pezo 17
birkaç 16
birkaç gün sonra 35
birkaç ay sonra 20
birkaç gün önce 41
birkaç hafta sonra 22
birkaç dakika sonra 23
birkaç saat önce 23
birkaç gün içinde 28