English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Birşey

Birşey traduction Portugais

33,092 traduction parallèle
Bu gayet adil ve makul birşey.
É justo.
Bu gayet adil ve makul birşey.
É o legal e justo.
Ama geriye bakınca, .. bir dahakine böyle birşey olduğunda, .. sakin olalım ve şiddet kullanmamaya çalışalım.
Mas, da próxima vez, quando estas coisas acontecerem é melhor ter calma e não usar a violência.
Kavgacı, o baba olmanın nasıl birşey olduğunu bilmiyor.
Arruaceiro. Ele não sabe o que é ser um pai.
.. burada hala ilgilenmem gereken birşey var.
Ainda tenho uma coisa para tratar cá.
Birkaç kesikten birşey olmaz.
Uns cortes não são nada de especial.
Basit bir sosyal güvenlik yardımı alıyorum ve insanlar bana sanki onlara birşey borçluymuşum gibi pis pis bakıyorlar.
Pensão de invalidez e pessoas a olhar-me de lado como se lhes devesse algo.
Eğer bu boktan bir ilişki problemi değilse, .. insanlara biraz para ödemesi gerekiyor. Yeni birşey değil!
Se não for problemas de relação, é porque deve dinheiro a alguém, não é nada de novo.
Bunun gerçekten önemsiz birşey olduğunu mu düşünüyorsun?
Achas mesmo que não foi nada de especial?
Az önce söylediğin şey.. Kesin birşey değil.
O que acabaste de dizer... não é certo.
Sende sana ait olmayan birşey var..
Tens algo que não te pertence.
Bu sadece bir mektup, başka birşey değil.
Isto é só uma carta, nada de especial.
Sana birşey yapıldı
Mas fizeram-lhe algo. Não.
Yapabileceğim birşey yok
Não está nas minhas mãos.
Yetkililer cesetllerin kimlikleri konusunda birşey söylemedi ama bu iki kadın Bloom un muhtemel kurbanları
As autoridades não revelaram a identidade das mulheres, mas sabemos que são consideradas vítimas de Jonathan Bloom.
Bilmeni istediğim birşey var
Há algo que deves saber.
Babanla birlikteyken, hiç birşey ya da hiç kimse sana zarar veremez.
O papá está contigo, nada nem ninguém te vai fazer mal.
Ya bebeğe birşey olursa?
E se acontece alguma coisa com a bebé?
Şu ana kadar iki dönem koltukta kaldınız Sayın Başkan... bu tarihi birşey.
Você teve um segundo mandato muito forte até agora... Sr. Presidente... histórico.
Bu birşey çağrıştırdı mı sana?
Diz-te alguma coisa?
Hayley'e birşey olursa sözlerime dikkat et! Kimse onu senden almayacak.
Se acontecer alguma coisa à Hayley, escreve o que te digo, ninguém terá de tomar Hope de ti.
Böyle birşey asla başınıza gelmez.
Nada assim lhes acontecerá.
Dışarıda bir yerlerde sizden daha vahşi olan birşey var.
Algures, há algo ainda mais selvagem do que vocês.
Bunu kendini tehlikeye atmak pahasına yap... ama başıma birşey gelirse... en hızlı süvarilerime, burada ki varlığınızı yaymasını emrederim.
Faça como entender. Mas se algum mal me acontecer, saiba que ordenei aos meus cavaleiros que divulgassem a vossa presença aqui.
Yani benden nazikçe birşey istemenin yolu sana göre bu.
Então, esta é a tua versão de me pedir algo com delicadeza.
Yani, korumaların olmamızı istiyorsun. Şu an sizin de bana tam olarak bayılmadığınızı biliyorum ama ölürsem o mumun büyüsü de yok olur ve sonra kurda dönüşmenizi hiç birşey engelleyemez. Bakın.
Queres que sejamos a tua escolta?
Birşey saklıyor da olabilir, ve şimdi onu bulmak için yardımına ihtiyacım var.
Mas pode estar a esconder algo e precisas da minha ajuda para descobri-lo.
Bu adam bir tutkal yığınından başka birşey olmamalı.
O tipo devia ser um monte de gosma.
Ben birşey üzerinde çalışıyorum. Gerçekten mi?
- Estou a trabalhar numa coisa.
- Benim hakkımda kime birşey anlattın?
- A quem falou sobre mim?
Başsavcılık'da çalışmaya başladığımda, bir arama başlattım, Bracken'ın bağlı olduğu suçlular için ve hiç birşey bulamadım.
Quando comecei na PGR, iniciei uma pesquisa para procurar atividade ilegal relacionada com o Bracken, e nunca obtive qualquer resultado.
Hiç birşey bulamadım, sonra... herşeyi Ajan McCord'a gönderdim ve hepsini unuttum.
Não consegui obter nada, por isso limitei-me a passar a informação à agente McCord e não pensei mais nisso.
Orada başka birşey daha yazıyor, ama okumak için çok kirli.
Há algo mais escrito depois, mas está demasiado borrado para se conseguir ler.
Havaalnına giderken komik birşey oldu.
Aconteceu uma coisa engraçada a caminho do aeroporto.
Benim için birşey yapman gerek Alex.
Preciso que faças algo por mim, Alex.
Kötü kahveden daha kötü birşey olamaz.
Não há nada pior que um mau café.
Evet. Muhtemelen istemsiz bir refleks veya başka birşey.
Pois, foi provavelmente um reflexo involuntário.
Olay yerindeki parmak izleri işe yaramaz ve balistikte birşey çıkmadı.
Não há impressões digitais que possamos usar na cena do crime, nem registos balísticos.
Çalmak istediğin birşey mi var?
Vais roubar mais alguma coisa?
Sadece sunu, evde iki tane ceset var ve ikiniz de birsey duymuyorsunuz...
Que foram mortas duas pessoas na casa, nessa noite, e que nenhum dos dois ouviu alguma coisa. Nem um som? Estranho.
Yatak odanizin duvarinin ardinda iki ceset vardi ve siz hic birsey duymuyorsunuz?
e dizem que lhe cortei a garganta. Ocorreram dois homicídios no quarto ao lado do vosso e não ouviram nada!
Bunca yildir birsey ogrenemedin mi?
- Sim? - O que é isto?
Birsey buldun mu?
Verifique.
Bu mevzuda yapabilecegim birsey olmadigini biliyorsunuz...
- Só preciso de uma descoberta!
Gercekten aralarinda birsey var miydi?
Sim. Conte-nos coisas sobre a Shruti e o Khempal.
Bunca yildir hala birsey ogrenemedin mi?
Que diabo, Kanhaiya!
Üzgunum Ashwin... Gercekten yapabilecegim birsey yok. Bunu hemen kesmemiz lazim.
Vai demorar semanas a obtermos a autorização do tribunal e depois...
- Ben birsey yapmadim. -
Torna-te numa testemunha e serás salvo.
Birsey oldugu yok!
Acorda.
Soyle birsey yapalim... ikinci ekip yeni onemli kanitlari ya da tanikliklari varsa arz etsin
É assim tão simples? Sim é. - Foi isso que aconteceu.
Birsey cikti mi? Ilk ekibin Narco testi uydurma...
Nos testes Narco, os empregados deram uma descrição pormenorizada dos homicídios.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]