English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Birşeyler

Birşeyler traduction Portugais

9,177 traduction parallèle
Birşeyler satacağım.
Eu vou vender alguma coisa.
Burda birşeyler olmalı.
Tem que ser alguma coisa.
Birşeyler yapmazsanız iblis dolunayda, gücünün zirvesinde olacak ve bu da sonumuz olur.
Se o deixarmos ir agora, ele ficará mais forte sob a lua cheia. E depois acabará com as nossas vidas.
Yakışıklı birbirimizi daha iyi tanımak için, gidip birşeyler içelim mi?
Bonitão... Queres ir tomar uma bebida, para que possamos conhecer melhor?
Bugün gerçekten sıkıcıydı, sadece eğlenceli birşeyler yapmak istiyorum.
Não sei, quero divertir-me. Estou aborrecida.
Birşeyler olacaktır, herhalde.
Alguma coisa tem que acontecer.
O çocuk hakkında birşeyler doğru değil.
Algo não bate bem com aquele tipo.
Üzerime birşeyler giyebilir miyim?
Posso vestir alguma coisa?
- Üzerine birşeyler giy.
- Veste alguma coisa.
- İçecek birşeyler bakıyorum.
- À procura de uma bebida.
Yatağa geldiğinde, ellerindeki toprak kokusunu alabiliyordum, ve düşündüm... saksıklara birşeyler sakladığını düşündüm.
Quando ele veio para a cama, cheirei terra nas mãos dele, e penso... penso que ele escondeu alguma coisa nos vasos.
Ayrıca birşeyler yapmalıyım ve hukuk okulu, birşey.
E aliás, eu tenho que fazer alguma coisa, e o curso de Direito é alguma coisa.
Harika hikaye! İyi hikayelerle ilgili birşeyler biliyorum galiba.
É uma grande história, e eu acho que sei um pouco sobre grandes histórias.
O çok açık, birşeyler hissediyor, tutmuyor.
Ela é aberta, ela realmente sente as coisas, ela não consegue reprimir-se.
Akşam yemek için birşeyler al.
Vai jantar qualquer coisa.
Size birşeyler getirmek istiyorum.
Eu quero trazer-te umas coisas.
Ve biri insanlar hakkında birşeyler bilmeli.
E temos que conhecer as pessoas.
Biraz hassas birşeyler.
Algo muito delicado.
Birileri birşeyler hatırlar.
E alguém se lembrará de alguma coisa.
Vicdan hakkında birşeyler söylemişti.
Disse algo sobre os dictames da sua consciência.
Bana daha fazla söyleyeceğiniz başka birşeyler yok mu, Mademoiselle Rouxelle?
Então, não há mais nada que me possa contar, Mlle. Rouxelle?
Ben Celia Ravenscroft. Komik birşeyler olduğunu düşünüyorum.
- Acho que ocorreu algo estranho.
Endişeleniyorum.Eastbourne gitmek konusunda birşeyler diyordu.
Estou preocupado. Disse algo sobre ir a Eastbourne.
HErkez birşeyler bilir.
Todos se lembram de alguma coisa.
Margaret'e birşeyler oldu.
Aconteceu alguma coisa à Margaret.
Yemek için güzel birşeyler var mı?
Temos alguma coisa boa para o almoço?
Elliot'da yolunda gitmeyen birşeyler var.
Passa-se algo de errado com o Elliot.
Biz birşeyler yemeye gidiyoruz, çünkü buradakinin rengi solmaya başladı.
- Nós vamos comer qualquer coisa, porque esta parece que está prestes a desmaiar.
Burada... burada birşeyler oluyor.
Há... há qualquer coisa a passar-se aqui.
Ama eğer gelmezsen, birşeyler olacak.
Mas se não vieres, algo vai acontecer.
Birşeyler yanlış gidiyor.
Algo não está certo.
Birşeyler hissediyorum.
Estou a sentir alguma coisa.
Dünya'ya gidersek birşeyler öğrenebilir miyiz?
Será que poderíamos encontrar uma pista se formos à Terra?
Yukarıda. İnsanların arasındaki mesafeyi görürsün. Ve birkaç dakikalığına kendimizi aşık olduğumuza önemli olduğumuza, arkamızda birşeyler bıraktığımıza inandırırız.
Aqui em cima, vês a distância entre as pessoas, e durante alguns minutos, nos convencemos que estamos apaixonados, que importamos, que deixamos algo para trás... uma construção ou um filho.
Buna karşı birşeyler yapmadığım için kendimi lanetledim. Kendimi bir ödlek olarak görmeye ve kendi varlığımı aşağılamaya başladım.
E amaldiçoei a minha branda vontade, comecei a considerar-me um cobarde, e a desprezar a minha própria existência.
Yüzbaşı McGowan'a döndüm. O adamın davranışları hakkında birşeyler söylemeye niyetlendim.
Virei-me para o Capitão McGowan, com a intenção de dizer algo referente às maneiras deste homem.
Sahneye çıktığında birşeyler söyledi.
Ele disse uma frase quando atravessou o palco.
Bende değişik birşeyler fark ettin mi?
Estou livre de todas as regras. Notas algo diferente em mim?
Traş olup, uzun kollu birşeyler giymem gerek.
Tenho de fazer a barba e vestir umas mangas.
Şey sanırım sen ve Mark'ın aranızda birşeyler olmaması en iyisi oldu.
Acho que foi melhor não ter resultado entre ti e o Mark. Parece que não estava destinado.
Pekâlâ şey... birşeyler söyledin sandım...
Pronto, é que... Pensava que tinhas dito...
Senden köklerin ile ilgili birşeyler öğrenesin diye bu yaşlı adama gönderdi Bütün mesele bu değil mi?
Queria que você viesse de volta às suas raízes, conhecer o velho. É isso?
Ama yine de şapkanla ilgili birşeyler söylerdim. Mesela giydiğin şu demode kırmızı çizmelerine çok uymuş.
Eu diria que combina o chapéu com as botas vermelhas que usa.
Evet ama önce birşeyler atıştıralım değil mi?
Sim, vamos ter que comer alguma coisa primeiro, certo?
Masaya birşeyler koy bakalım
Coloque alguma coisa em cima da mesa?
Kendi için birşeyler yapması lazım.
Ela tem de fazer alguma coisa na vida.
Jasmine birşeyler bilmek istemediği zaman başka yollar aramak gibi bir alışkanlığı var
Quando a Jasmine não quer saber uma coisa, costuma virar a cara.
Belki moda için birşeyler yapabilirsin. veya dizayn. Evet!
Se calhar, podias fazer algo na moda, ou estilismo, não?
İtiraf edeceğim, çok yorucuydu fakat kendim için birşeyler yapmakta kararlıyım.
Não. Eu admito que tem sido muito fatigante, mas estou determinada a fazer algo da minha vida.
Neden birşeyler almıyorsun?
Porque não escolhe outra coisa?
Evet, zaten bir başkası için birşeyler hissettiği duygusuna kapıldım.
Certo. Vamos lá.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]