Büyükelçi g traduction Portugais
86 traduction parallèle
Rusya adına büyükelçi Gromyko, dünyanın umutlarını bağladığı dört ana aktörün günler ve geceler boyu sürdürdükleri anlaşma ve işbirliği sonucu karara bağlanan kabullere ve hedeflere ülkesinin katkısını ekliyor.
Depois, em nome da Rússia, o embaixador Gromyko compromete o seu país a respeitar os acordos e objectivos decididos depois de dias e noites de compromisso e cooperação. Quatro pilares principais sobre os quais o mundo deposita a sua esperança.
- Kuralları biliyorsunuz, Büyükelçi G'Kar.
Tinha pouco valor estratégico e militar.
Büyükelçi G'Kar, açılışı yapmak ister misiniz?
Algum contacto de rádio mais? Negativo. Ainda está silencioso.
Büyükelçi G'Kar.
Os sistemas de mira dos Minbari a localizar-nos. Se eu vou morrer, vou levar aqueles bastardos comigo!
Büyükelçi G'Kar!
Embaixador G ´ Kar!
Büyükelçi G'Kar.
Embaixador G ´ Kar.
- Büyükelçi G'Kar?
- Embaixador G ´ Kar?
Büyükelçi G'Kar?
Embaixador G'Kar?
Büyükelçi G'Kar'dan Narn Başkomutanlığı'na iletilmek üzere.
Embaixador G'Kar do terceiro circulo a requisitar um canal livre para o quartel militar Narn.
Üçüncü Halka üyesi Büyükelçi G'Kar.
Pelo Embaixador G'Kar, 3º circulo.
Acaba Büyükelçi G'Kar'ın ne zaman meclisi şereflendireceği konusunda bilgin var mı?
Tem alguma ideia... de quando o Embaixador G ´ Kar vai decidir agraciar-nos com a presença dele?
Büyükelçi G'Kar nerede?
Onde está o Embaixador G ´ Kar?
Büyükelçi G'Kar kendisine bakabilir.
O Embaixador G ´ Kar é mais do que capaz de tomar conta de ele mesmo.
Büyükelçi G'Kar, bakıyorum da küçük keşif gezinden dönmüşsün.
Embaixador G ´ Kar, de volta da sua pequena expedição, pelo que vejo.
Büyükelçi G'Kar'ın saldırıyı haklı göstermek için yaptığı Centauri gemisinin silah taşıdığıyla ilgili iddiaların doğruluğunu araştırıyoruz.
Estou a investigar as alegações do Embaixador G ´ Kar de que o transporte... estava a carregar armas, o que justificava o ataque do seu governo.
Bu ne anlama geliyor, Büyükelçi G'Kar?
Bem, o que isso significa? Embaixador G ´ Kar?
Narn Anavatanı'ndan Büyükelçi G'Kar'a gönderilen bir mesajı yakaladık.
Nós interceptamos uma mensagem do planeta natal Narn para o Embaixador G ´ Kar.
Büyükelçi G'Kar?
Embaixador G ´ Kar?
Büyükelçi G'Kar'dan mesajınız var.
Mensagem em espera do Embaixador G ´ Kar.
Büyükelçi Sarek, buranın konsey salonu olmadığını söylemekte haklı.
Cavalheiros. O Embaixador Sarek está correcto. Esta não é a Câmara do Conselho de Babel.
Büyükelçi Sarek, buranın konsey salonu olmadığını söylemekte haklı.
O Embaixador Sarek está certo, ao dizer que isto não é a câmara de Babel.
Büyükelçi Thorn, talihsiz kurbanla kendisi arasında.. bir bağlantı olmadığını beyan etmiş. "
O Embaixador Thorn diz que não há conexão entre ele e a vítima.
Büyükelçi, Vulkan'a gelip size başsağlığı dileklerimi bizzat iletecektim.
Embaixador, tencionava ir a Vulcano apresentar-lhe condolências.
Büyükelçi'nin Mozart'tan hoşlandığına inanıyorum.
Creio que o Embaixador é um apaixonado de Mozart.
- Size şeref sözü veriyorum. Büyükelçi'nin sağlığı kusursuz.
- Dou-lhe a minha palavra de honra que o Embaixador está em perfeito estado de saúde.
Kaptan Picard, Büyükelçi'nin sağlığı hakkında... Ki Mendrossen'in güvencelerinden tatmin olmadı.
O Capitão Picard não está satisfeito com as garantias do Ki Mendrossen quanto à boa saúde do Embaixador.
İyi yanın bende kaldığına inanıyorum Büyükelçi.
Acho que eu levo a melhor parte dessa fusão, Embaixador.
Buna minnettar oluruz Data, ama Büyükelçi ve ben bu süreyi... ay sakinlerinde akciğer hastalığı görülme sıklığını incelemeye ayırdık.
O agradecemos muito, Data, Mas o embaixador e eu queremos aproveitar o tempo para Analisar a incidência de afecções pulmonares na lua.
Gemisi sekiz gün önce Vorlon'dan ayrıldığından beri Büyükelçi Kosh'la bağlantımız kesildi.
Eles têm uma casta de guerreiros. Não exactamente a mesma coisa? Semântica.
Büyükelçi üzerinde yaptığım tahlilleri tamamladım.
Navegação, preparar o salto. Entendido, ponte. Motores de salto à espera pelo seu comando.
Bir büyükelçi olarak diplomatik dokunulmazlığım var.
Estão eles a localizar-nos. Os scaneres são muito poderosos. Nem podia distinguir se eles estavam ali.
Vorlonlara Büyükelçi Kosh'un hayati tehlikeyi atlattığını söyleyebilirsiniz.
Esperem. Alfa 7! Foi-se.
Beni bagaj vagonunda bulduğunda Büyükelçi Morleyin çaldığı Kutsal mühür ü almaya çalışıyordum.
Quando me surpreendeu no vagão de bagagem... estava a tentar recuperar o selo de Jade que o Embaixador Morley roubou.
Zaman ayırdığınız için teşekkürler, büyükelçi.
Obrigado pelo tempo, Embaixador.
Beni aradığınızı duydum, büyükelçi.
Soube que andava à minha procura, Embaixador.
Büyükelçi Delenn'in sağlığı konusunda endişelerim var.
Eu penso que algo pode estar errado com a Embaixadora Delenn.
Büyükelçi, G'Kar, söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Embaixador G ´ Kar, tem alguma coisa a dizer?
Anladığım kadarıyla Büyükelçi Kosh ve Vorlonlar, yakalaşan savaşa büyük önem veriyorlar.
Como eu compreendo isso o Embaixador Kosh e os varlons são cruciais para a grande guerra que aí vem
- Büyükelçi Kosh'un ayrıldığını bilmiyordum.
- Não sabia que o embaixador kosh tinha ido embora.
Bu yüzden Büyükelçi Krajensky'nin bize anlattığı her şey yalan olabilir.
Então tudo o que o Embaixador Krajensky nos disse podia ser mentira.
Raporun bazı bölümleri Büyükelçi Mollari tarafından yazılmış gibi görünse de çalışkanlığından dolayı seni tebrik etmemi istedi.
Ele pediu-me para te agradecer pelo teu duro trabalho mesmo que algumas partes pareçam ter sido escritas pelo Embaixador Mollari.
Büyükelçi Mollari ise Centauri Başgezegeni'ne döndü ve güvenlik danışmanlığı olan yeni görevine başladı.
O Embaixador Mollari regressou a Centauri Prime... para ocupar a sua posição como consultor na segurança planetária.
Sayın Büyükelçi içimden bir ses bu astroidlerin gezegeninize şans eseri çarpmadığını söylüyor.
Embaixador, acredito que estes asteróides não atingem o seu planeta ao acaso.
İçimde hâlâ biraz biraz ahlak kaldı, büyükelçi.
Ainda há um pouco de decência em mim, G ´ Kar.
Büyükelçi Spock der ki : "Çoğunluğun ihtiyacı, azınlığın ihtiyacına ağır basar."
Para citar o Embaixador Spock As necessidades de muitos superam as necessidades de poucos.
Büyükelçi mürettebatın çoğunun Ana Güç Tesisi'nde çalıştığını söyledi.
Aquele embaixador disse, que a maioria do nosso pessoal, estava trabalhando na Central de Força principal.
Sayın Büyükelçi, Işığı korursak Dünya'yı tehlikeye atarız.
Se damos protecção à luz para além da terra pomos a terra em risco. Temos de ser neutros.
Başbakan, Büyükelçi'nin yaptığı işbirliğinden memnun olmayabilir.
O primeiro ministro talvez não tenha gostado que o embaixador tenha cooperado connosco.
Büyükelçi onun çipi taşıdığını bilmiyordu.
Como o embaixador não sabia que ele tinha o micro-chip,
Büyükelçi... Vulcan Yüksek Komutanlığının isteği üzerine buradayız.
Embaixadora estamos aqui a pedido do alto comando vulcano.
Büyükelçi, Archer'ı iyi tanımadığınızı biliyorum ama, onun Vulcan kaçırma alışkanlığı yoktur!
Eu sei que não aprecia muito o Archer, Embaixador. Mas ele não tem por hábito raptar vulcanos.