Calısma traduction Portugais
9,012 traduction parallèle
Beni korkutmaya çalışma Nico.
Pára de tentar assustar-me, Nico.
Bir şey denemeye çalışma.
Nem penses em tentar alguma coisa.
Ne yazık ki, perakendecilerin onlarca satılan ve çevrimiçi hepsi ortak çalışma botları vardır.
Infelizmente, são botas de trabalho comuns, vendidas em dezenas de lojas e online.
Üzerinde çalışma.
- Estou a trabalhar nisso.
- Çünkü çalışma olmadan ne kretin ne de nitrik oksit bir boka yaramaz.
Porque sem trabalho, a creatina ou oxido nítrico não vai resultar.
Ellerine fırsat geçerse, çalışma kampında çürümeye terk etmeyeceklerdir.
Não a deixarão apodrecer no gulag se puderem evitar.
Sakın beni kızdırmaya çalışma.
Não te atrevas a provocar-me.
- Çalışma ve disiplin mi ister?
- Treino e disciplina?
Eğer görüntüleri yukarı çekin bildiniz? Bu kamera çalışma değildi.
Essa câmara não estava funcionar.
Hey, Nick Bu bir çalışma olduğunu düşündüm.
Olá, pensei que o Nick estava a trabalhar nele.
Çalışma hafta sonları ve akşamları.
Fins de semana e noites de trabalho.
Bir özel dedektifin düzenli çalışma saatleri olmalıdır.
Um detective privado deve ter um horário de expediente normal.
Evan'ın kendi başına çalışma durumu olabilir.
O Evan pode estar a fazer "freelancing".
Çalışma saatlerim açıkça belirtilmişti.
O meu horário no escritório está claramente afixado.
Adamları çalışma alanına götürelim Bay Tao.
Sr. Tao, vamos levar os homens para o local de trabalho.
Çalışma koşulları zor, ve güvenlikleri olmadığını söylüyorlar.
Alegam que as condições de trabalho são demasiado duras. Não é dada a devida atenção à sua segurança.
Mikhail'in McGregor-Aldrich kimliğini almaya çalışmasının sebebini yumurtayı onların çalışma alanlarının birine saklamak istemesi olduğunu fark ettim.
Conclui que o Mikhail procurou uma identidade na McGregor-Aldrich, para esconder o "Ovo" num dos locais de construção dele.
Oyalamaya çalışma.
Estás a empatar.
Çalışma masamı ne yaptın?
Onde puseste a secretária? Está na entrada.
Hubbard'la çalışma fırsatı elde etmiştim. "Evet!" diye imzalamıştım.
Tinha ali oportunidade de trabalhar com o Hubbard e disse logo que sim.
Arıza yok ama Sibirya'daki bir çalışma kampındaki prangalı mahkumlara daha çok yakışır kendisi.
Não há defeito algum. Excepto que ela servirá melhor para vigiar grupo de prisioneiros num "gulag" siberiano.
Ona bağlamaya çalışma.
Pára de tentar tornar isto sobre ela.
Bir çalışma ekibine ve şu binaya ihtiyacım var.
Vou precisar de trabalhadores e deste prédio. - Tenho muitos prédios.
Ayrılık acını benden çıkarmaya çalışma, sadece dikkatini dağıtmaya çalışıyorum.
Não fiques stressado comigo, tentei distrair-te.
Bu yer için bir tane bile iş emri ya da çalışma izni bulamadım.
Nenhuma ordem de serviço ou licença da cidade para esse local.
- Hadi ama,... Eli, oğlunu, kızımın birikimleriyle kurtarmaya çalışma.
Pára, Eli! Não tentes salvá-lo às custas da minha candidata.
Çalışma bu.
O trabalho.
Çalışma, değil mi?
Estudo, não é?
Çalışma artık bir kitap oldu.
Um estudo que agora está em livro.
Partnerinizle yaptığınız şeyin etkileyici bir çalışma olduğu kesin, Dr. Masters.
Bem, é certamente um trabalho impressionante, que você e a sua parceira fizeram, Dr. Masters.
Bill'in çalışma saatlerinden şikayetçiyim diye mi?
Porque me queixo do horário do Bill?
Tanrım, Mary Virginia, Tessa'nın çalışma saatlerini abarttığını düşünüyordum ama belli ki abartmıyormuş.
Nossa senhora, Mary Virginia, a que horas chegas. Pensava que a Tessie exagerava, mas parece que não.
Yaptığımız işin, yaptığım işin çalışma anlayışının bilime nasıl bir katkı sağlayacağını anlayabilecek yeterliliktesin.
Assim ficaste com uma ideia do nosso trabalho, e que tipo de contributo para a ciência fazemos... Eu faço.
Konuyu değiştirmeye çalışma.
Não tentes mudar de assunto.
Beraber çalışma olayı benim elimde olan bir şey değildi, biliyorsun.
Sabes que, se fosse por mim, iríamos trabalhar juntos, certo?
Burası Emery'nin evde saklanması için panik odası olarak güçlendirilmiş çalışma odası.
Este é o escritório, que funciona como um quarto de pânico fortificado, quando o Emery precisa de se esconder dentro da casa.
Bizden saklamaya çalışma.
Não fiques calado.
Bizden saklamaya çalışma.
- Pára de empatar.
Maalesef sihir değil. Sadece sıkı çalışma ve rutin.
Receio que não seja magia, apenas muito trabalho e rotina.
Konuşmaya çalışma.
Não tentes falar.
Johnny, avukatın olarak çalışma saatimin artmasından çok istediğim şey yok.
Johnny, como sua advogada, não quero mais nada além de cobrar horas de trabalho.
Bira içip beysbol dinlemeye çalışma derseniz...
Se chama de trabalho, ouvir o jogo dos Cubs e beber cerveja, então...
Son zamanda takımın oyununa bakılırsa, ağır bir çalışma olmuş da denebilir.
Tendo em conta a forma como têm jogado ultimamente, é um trabalho.
Bu gece çalışma saatlerimiz vardı, değil mi?
Tínhamos uma sessão marcada para hoje à noite, não tínhamos? - Sim.
Beklettiğim için gerçekten üzgünüm, ama bir süreliğine ders çalışma saatlerini durdursak mı?
Eu sinto-me péssima por me ter esquecido, mas... Podemos dar uma pausa às sessões de estudo?
- Mükemmel çalışma.
Excelente trabalho.
- Saklamaya çalışma. - Şüphe çekici.
Ela volta a ligar
Hayır, çalışma odasında bir şey yok.
Não, nada no escritório!
Benim oraya gitmemle, onun kendisini çalışma odasına kapatması bir olurdu.
Assim que eu chegava, ele trancava-se no escritório.
Ben küçük bir silahım. Küçük silah için çalışma zamanı.
Eu sou a pequena arma, então, deixem a pequena arma, trabalhar.
Bir aylık çalışma o!
Isto vale um mês de trabalho!
çalışma 18
çalışmak 46
çalışmaya 17
çalışmaya devam 20
çalışmaya devam et 39
çalışmam lazım 34
çalışmalıyım 36
çalışmam gerek 30
çalışmak mı 35
çalışma odasında 32
çalışmak 46
çalışmaya 17
çalışmaya devam 20
çalışmaya devam et 39
çalışmam lazım 34
çalışmalıyım 36
çalışmam gerek 30
çalışmak mı 35
çalışma odasında 32
çalışmaya devam edin 21
çalışıyorum 310
çalışıyor 250
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışmıyor 158
çalışıyordum 70
çalışıyor musun 55
çalıştı 29
çalışıyorum 310
çalışıyor 250
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışmıyor 158
çalışıyordum 70
çalışıyor musun 55
çalıştı 29
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18
çalıştırın 19
çalışıyor mu 68
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışırım 44
çalışın 67
çalışmıyorum 33
çalışıyor musunuz 18
çalıştırın 19
çalışıyor mu 68