De öldü traduction Portugais
5,593 traduction parallèle
Ben ailenin tek çocuğuyum ve annem ile babam 11 Eylül'de öldü.
Sou filha única. E os meus pais morreram no 11 de Setembro.
Wilhelm Reich insan orgazmı teorileri yüzünden hapishane hücresinde öldü.
O Wilhelm Reich morreu numa cela de prisão por causa das suas teorias sobre orgasmo humano.
Şimdi de öldü.
Agora, está morta.
Yolcu treninde bomba patlattı. 30 kişi öldü.
Ele fez explodir uma bomba dentro de um comboio. Matou 30.
Fransız kargo gemisini sabote etti. 15 kişi öldü.
Sabotou um navio de carga francês... 15 mortos.
O benim yüzümden öldü.
Morreu por causa de mim.
Maya kalp krizinden öldü. - Bu virüsün bir belirtisi değil.
A Maya morreu de um ataque cardíaco, o que que não é um sintoma do vírus.
Sana söylüyorum Burt. Eğer tersten çalarsan açıkça "Paul öldü" diyor.
Estou-te a dizer, Burt, se tocares de trás para frente, claramente diz "Paul está morto"
En az 12 adamımız öldü.
Pelo menos, uma dúzia de mortos.
Birkaç bilimci öldü çok miktarda veri kayboldu. Asıl gen de yok oldu.
Muitos cientistas morreram, vários dados se perderam, e o genoma original foi destruído.
Öldü ve senden de artık onun peşini bırakmanı ve bu yola bir daha girmemeni istiyor.
Foi-se e quereria que a deixasses ir e não voltasses a este caminho.
Majestelerinin Ordusu'ndan bir subay öldü.
Um oficial do Exército de Sua Majestade morreu.
Benim annem de ben 8 yaşındayken öldü.
A minha mãe também... Faleceu, quando eu tinha oito anos.
Kimseye söylemedi, sancıları bir ay erken geldi ve yatak odasında kan kaybından öldü.
Não contou a ninguém, entrou em trabalho de parto um mês antes e esvaiu-se em sangue no quarto.
Majestelerinin Ordusu'ndan bir memur kocanız ve Bay Woodhull'la tartıştıktan sonra öldü.
Um oficial do Exército de Sua Majestade morreu depois de uma altercação com o seu marido e com o Sr. Woodhull.
Eski mavi bir Impala adamlarımı yolun dışına itmiş. Adamlarımdan biri öldü diğer ikisi de yoğun bakımda.
Tenho um homem morto, e dois em estado crítico porque alguém os empurrou para fora da estrada com um Impala azul.
Kız kardeşim bunu değiştirebileceğini düşündü ve öldü.
A minha irmã pensou que podia mudar o facto de estar morta.
Ailem dediğim sadece annem ve babam ve babam bir kalp krizi sonucu öldü.
A minha família eram apenas os meus pais. O meu pai morreu de enfarte fulminante.
Derek az önce virüsten öldü.
O Derek acabou de morrer por causa disso.
Ama sadece senden şüphelenenler öldü.
Mas, só aqueles que duvidaram de ti, morreram.
Yaşlılıktan öldü onlar.
De velhice!
The Strain'de daha önce... 206 yolcu öldü. Ve nedenini bilmiyoruz.
Anteriormente em The Strain 206 passageiros estão mortos e não sabemos porquê.
On sene önce Afganistan'da öldü.
Morto no Afeganistão há mais de uma década.
Sonra model trenlere sardı ve sonra uzun ve üzücü bir bunama dönemi geçirdi ve de sonunda öldü.
Depois interessou-se em comboios, e depois foi uma longa e triste queda na demência, e finalmente na morte.
Evet ama bu hafta Annie olayı oldu ve 25 dakika önce de Khalid öldü.
Sim, mas a Annie apareceu esta semana, e agora o Khalid há 25 minutos.
Baban kendi yasası gereği öldü.
O teu pai morreu segundo o seu próprio código de honra.
Arkadaşımız, biraz önce ölümcül bir güneş ışığı kazasında öldü.
O nosso amigo acabou de ser morto num acidente solar fatal.
New York Times'ın "Tanrı öldü, savaş başlasın" dediği zaman Christmas günü bir fakir olarak piyon olmak için doğmuştun.
Tu nasceste muito pobre, no dia de Natal, quando o The New York Times anunciou : - "Deus morreu..." - Cala-te.
Adamlarımdan bir tanesi bu yaşam ve ölüm problemini çözemediği için öldü.
Um dos meus homens morreu porque não consegui-o resolver esta questão de vida ou morte.
Ve aramızdan biri öldü.
E uma de nós morreu.
Nick Ford öldü. Az önce öldürdüm.
Acabei de matar o Nick Ford.
Sen hiç bir şey yapmadığın için de, arkadaşın öldü.
E o teu amigo está morto, porque não fizeste nada.
Joff Soika bu eşi bulunmayan ecstasy'nin etkisindeyken öldü. Bu da bize uçan adamı işaret ediyor.
Esse rapaz o Joff Soika, morre ao consumir esse tipo de Ecstasy tão especial, que nos leva ao "Cowboy do Espaço".
20 yaşlarında iki genç, patlayan bir araçta yanarak öldü ve uyuşturucu satıcısı bir çocuk paramparça edildi.
Um casal de 20 e poucos anos queimados depois da carrinha ter explodido, e um puto traficante cortado aos bocadinhos.
Bakın, kardeşim ve karısı bir trafik kazasında öldü ve ben de Jordan'ı yanıma aldım.
Olhe, o meu irmão e a esposa morreram num acidente de carro e eu acolhi a Jordan. É o que se faz.
Sekiz yıl önce, bir ailenin neredeyse tamamı bir trafik kazasında öldü.
Há oito anos atrás quase uma familia inteira morreu num acidente de carro.
- Danny'i de mi? Allison öldü.
- A Allison está morta.
Biz Lex Luthor'u öldü sanırken o geri döndü, üstelik Hades'ten değil gelecekten.
Agora que pensavamos que o Lex Luthor estava morto, ele volta, mas não de Hades, do futuro.
Güneşe çok yakın uçtuğu için balmumu kanatları eridi ve öldü.
Voou demasiado perto do sol, as asas de cera derreteram e morreu.
Çıkardıktan sonra öldü.
Ele morreu depois de eu lhe retirar o chip.
On yıldan fazla süredir öldü bilinen savaş kahramanının hayatta olduğu ortaya çıktı. Ayrıca göze çok hoş gelen birisi.
Um herói de guerra supostamente morto durante dez anos mas que afinal está vivo, e em grande forma.
Sevgilisi daha yeni öldü.
A sua namorada acabou de morrer.
Eğer onu hemen bulamazsak, her türlü öldü demektir.
De qualquer modo, ela morrerá se não a encontrarmos imediatamente.
- Bu sabah kalp krizinden öldü.
Ele morreu de ataque cardíaco esta manhã.
Sarı şerit niye? Yine biri mi öldü?
Alguém morreu de novo?
O aşırı dozdan öldü. Kokain bir doz.
Ela morreu de overdose, uma overdose de cocaína.
- Tara senin yüzünden öldü!
- Ela morreu por causa de ti!
- Kaç çalışan var demiştiniz? Bir tanesi ön tarafta öldü 2 tanesi burada, 2 tanesi de acile götürüldü. - 5.
Quantos funcionários é que disseste?
Sanderson Kimya'nın yeni tesisine ruhsat vermeyi reddettikten birkaç gün sonra da öldü.
E ele morre dias depois de negar uma licença à Sanderson Chemical para a construção de uma nova fábrica.
Bir anlamda öldü de. O...
De certa forma, foi o que aconteceu.
Dört yıl önce, patlamada iki ekonomist öldü sanılıyordu.
Há 4 anos atrás, uma explosão matou 2 pessoas numa conferência de economistas.
de oldu 19
de olduğu gibi 21
oldu 1287
öldü 1127
oldu mu 547
öldü mü 447
öldüm 57
oldum 49
oldukça 284
öldün 58
de olduğu gibi 21
oldu 1287
öldü 1127
oldu mu 547
öldü mü 447
öldüm 57
oldum 49
oldukça 284
öldün 58
öldürdü 16
öldürdün 19
öldür 344
öldürecek 16
olduğunu biliyorum 33
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürdün 19
öldür 344
öldürecek 16
olduğunu biliyorum 33
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
oldu o zaman 19
öldük 27
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürecekler 16
öldün mü 25
öldürüldü 143
öldür beni 219
öldürülmüş 50
oldu o zaman 19
öldük 27
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürecekler 16
öldün mü 25
öldürüldü 143
öldür beni 219