English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ D ] / Demek geldin

Demek geldin traduction Portugais

770 traduction parallèle
- Ah, demek geldin.
- Cá estás tu.
Demek geldin!
Você veio!
Demek geldin.
Já chegaste.
Demek geldin.
Aí está ela.
- Demek geldin. - Burayı satın mı aldın? Evet.
- Comprou este lugar?
Demek geldin Sybil.
- Estás aí, Sybil.
Demek geldin.
- Qué? Estás aí.
Demek geldin!
Tinha de acontecer.
Demek geldin.
Então sempre vieste?
Demek bunun için geldin.
Foi por isso que veio.
- Demek bu yüzden bu odaya geldin.
- Então foi por isto que entraste nesta sala.
Demek bunun için buraya geldin.
É tudo! Estou a perceber.
Demek tavsiyemi tutup, Butch'a geldin?
Sempre seguiste o meu conselho e veio ao bar do Butch?
- Demek sağ salim geldin Bay Pip.
Então, chegou são e salvo, Sr. Pip.
Oldukça iyi durumda geldin,... demek ki sen de ona vurdun.
- Ernie qualquer coisa. - Está em boa forma. - Deve tê-lo atingido também.
Essie, demek benden önce geldin buraya?
Bom, Essie, vejo que chegaste antes de mim.
Geldin demek.
Entao, vieste aqui.
Demek beni görmeye geldin.
Então vieste ver-me.
Demek istiyorsun ki ; birinin peşinden buraya kadar geldin... ve kasabada olduğunu biliyorsun, ama kim olduğunu bilmiyorsun.
Quer dizer que veio até aqui atrás de alguém que sabe que está aqui, mas não sabe quem é.
Geldin demek.
Aí estás tu.
Eve hoş geldin demek için partiye davet ettim.
Pensei que seria divertido convidá-la para lhe dar as boas vindas.
Demek buraya birini bulup öldürmeye geldin.
Então está aqui para apanhar um homem e matá-lo.
Bu arada ben de aziz kuzenim Buckingham'la annenize gidip size hoş geldin demek üzere Kale'ye uğramasını isteyeceğiz.
Eu e o meu bom primo Buckingham vamos ao encontro de vossa mãe para assim lhe pedir que vos procure na Torre e vos saúde.
Paranla neler yaptığımı en sonunda görmeye geldin demek.
Vens finalmente ver o que ando a fazer com o teu dinheiro.
Demek geldin.
Estás aí.
Demek, hasta birini neşelendirmek için geldin, değil mi?
Vieram animar um homem doente?
Alfred Hitchcock Presents'e geç kalanlarınıza hoş geldin demek için bu fırsatı kullanmak istiyorum.
Gostaria de aproveitar esta oportunidade para dar as boas vindas aos retardatários a "Alfred Hitchcock Apresenta".
Geldin demek!
Aqui está.
Evet Dolly, Geldin demek.
Sim, Dolly, aqui tem.
Geldin demek İndian.
Aí tens, Índio.
Demek buraya geldin.
Não tinha reparado. Veio me consultar sobre seu caso.
- Demek Annie'yi görmeye geldin?
- Então veio ver a Annie? - Vim.
- Demek yine geldin...
- Com que entäo voltaste.
Bugün burada McLintock'da dünyaya gelmiş en güzel kıza hoş geldin demek için bulunuyoruz.
Estamos aqui para dar as boas-vindas à rapariga mais bonita que já nasceu em McLintock, ou em qualquer parte do território.
Doğum günüm için geldin demek?
Vejo que não esqueceu de meu aniversário.
Demek buraya onu ölümden daha beter olan şeyden kurtarmaya geldin ha?
Entäo veio aqui para a salvar de algo pior que a morte, eh?
Demek sonunda geldin.
Assim vieste.
Hoş geldin demek sana düşmez.
Não cabe a si dar-nos as boas-vindas, camarada.
Demek bu yüzden Tuco'ya geldin.
Então foi por isso que vieste ter com o Tuco?
Hey, oğlum, sonunda doğum günün için eve geldin demek!
Então, filhote, vieste para casa finalmente, para o teu aniversário!
Teğmen McGivers'ın fikri, Khan'a hoş geldin demek için.
Foi ideia da Tenente McGivers dar as boas-vindas ao Khan.
Geldin demek.
Vieste!
Geldin demek, Shurayuki!
Então vieste, Shurayuki!
Demek geri geldin?
- Então você voltou?
Nihayet geldin demek.
Finalmente chegaste.
Geldin demek.
Você está aqui.
Sonunda buraya da geldin demek.
Finalmente chegou.
- Ben de bir zamanlar korucuydum. Demek bize katılmak için geldin.
Então veio juntar-se a nós.
Demek babanı defnetmeye geldin?
Então vieste enterrar o teu pai.
- Kimle geldin? - Bir çocukla. Çocuk demek.
Um rapaz.
Budala geldin budala gidiyorsun! Budala, aptal demek.
Vais morrer parolo, e um parolo é um parvo

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]