Demek istediğim bu traduction Portugais
2,026 traduction parallèle
Dikkatli ol yani. Demek istediğim bu.
Tem cuidado... é o que estou a tentar dizer.
Demek istediğim bu değil.
Não foi isso que quis dizer.
Demek istediğim bu yalnız başına burada kalsa olmaz mı?
Quero dizer. Porque não a podemos deixar aqui por sua conta?
Demek istediğim bu harika, ama...
O que é óptimo, mas...
Demek istediğim bu değildi.
Não era o que eu queria dizer.
Demek istediğim bu olabilecek bir şey.
Acho que faz sentido.
Demek istediğim bu çılgınca. Tümüyle çılgınca.
Tipo... isto é do caralho.
İşte demek istediğim bu!
É isso que significa!
Bak,... demek istediğim bu konuya bakış açının pek de mantıklı olmadığı.
Olha, tudo o que estou a dizer, é que não pareces inteiramente racional em relação a isto...
- Demek istediğim bu değil.
- Mas a questão não é essa.
Tek demek istediğim bu dosyada çok çürüğünüz var eğer iddianamelere kadar bekleyecek olursanız bu çürükleri ezmekten çekinmem.
O que estou a dizer é que o vosso caso está sujo, e se esperarem até isto chegar a acusação, vou fazer o que for preciso para o provar.
Ama, demek istediğim bu...
Mas, quero dizer, é...
Demek istediğim, öğretmen olduğu gün hayatının en mutlu günüydü. Ve galiba, ben sadece... hala onu bu şekilde görüyorum.
Ficou tão feliz quando se formou em ensino, acho que ainda o vejo assim.
Demek istediğim, mutlaka bu fotoğrafları çekmenin bir nedeni vardır.
Por alguma razão tiraste as fotos!
Nereye doğru gidiyoruz? Demek istediğim, nerede işte bu limittir diyebiliriz?
Em que ponto devemos dizer que esse é o limite da evolução?
Demek istediğim, bu her şeyi açıklığa kavuşturur.
Digo, seria compreensível.
Demek istediğim, bu konu hakkında endişelenmene gerek yok.
Eu não quero que te preocupes com isso.
Demek istediğim, ben kliniğin bir parçacıyım, konu bu değil mi?
Faço parte da clínica. Foi esse o acordo, certo?
- Demek istediğim de bu zaten.
Bem, esse é o meu ponto de vista.
Demek istediğim de bu.
É essa a questão.
Demek istediğim, bu kadar insanı hayalinde canlandırabiliyor musun?
Podes imaginar tantas pessoas?
Demek istediğim, bu Azmenistan, bu cıvık durum sence haber yapmaya değer mi?
Eu quero dizer, este Azmenistani, uh, malfeito, coisa de chão é todos bem e bom, direito?
- Demek istediğim de bu.
- É essa a minha opinião.
Demek istediğim çok resmisiniz fakat- -... bu etkileyici.
Eu quero dizer você é muito formal, mas... é encantadora.
Bu durumla ilgili yani demek istediğim beni hasta ediyor.
E é isso, essa posíção a que me encontro seja... me sinto enojado.
Demek istediğim, bu muhteşem bir şey, kendi kendini yoketmek.
- É uma coisa incrível. - É auto-destruição.
Demek istediğim Madrid'de işler onun istediği gibi gitmedi bu gece otobüsle tek başına geri döndü.
As coisas em Madrid correram mal para ela... E voltou para cá sozinha, de camioneta, esta noite.
Simdi bunu biliyoruz. Benim demek istedigim, Musa bu fikirle ortaya ciktigi zaman biri cikip da benim ki boyle kalsa olmaz mi demedi mi?
Agora, estamos habituados, mas quando Moisés teve essa ideia, aposto que houve um tipo que disse :
Demek istedigim, senin sucladigin bu insanlar escinsel degil.
Muitas vezes, os homossexuais são aqueles que menos aparentam.
Benim de demek istedigim bu. O Yahudi bir kadindan dogdu. Ama o kadina hicbir erkegin eli degmedi.
Nasceu de uma mulher judia, mas ela era imaculada.
Demek istedigim bu pek ekumenik bir ifade degil. Yani bazen oyle seylerden bahsediliyor ki sanirim bir noktada da bazi seyler anlamsizlasiyor.
Estamos a falar de coisas que pressentimos que não fazem sentido.
Hayir, hayir benim demek istedigim bu degil.
- Não, quero dizer...
Şey, bu çok enteresan... ama demek istediğim, takım olarak nasıl bir savunma...
Impressionante... Mas defensivamente, como equipa, como...
Ama, demek istediğim, bu bir hikâye değil bu gerçek.
Mas isto não é uma história. É real.
- Yani demek istediğim sadece bu seferlik.
- Só que desta vez, falei sério.
Demek istediğim, bu şeyler asla birkaç saatten fazla durmaz.
Quero dizer, isso tudo nunca fica mais que alguns horas.
Demek istediğim, Bu çok ucuz bir numara.
Digo, é jogo sujo de se fazer.
Demek istediğim, bu bir yolculuk.
O que quero dizer é... Quero dizer que é uma jornada.
Demek istediğim, bu yolu ben seçtim...
Este é o caminho que eu escolhi. Não é...
Demek istediğim, bu sadece ailen, dostların ve seni terk eden insanlarla ilgili değil.
- Estou só dizendo, que não é somente sobre sua família, seus amigos. As pessoas que deixa para trás.
Demek istediğim, Abe'nin dediği gibi ; "bu bir aile işi".
Quer dizer, como disse Abe, Esta é uma empresa familiar.
Hayır halimden şikayetçi değilim ama ama, bilirsiniz, bu şekil verilmiş sert içkilerin demek istediğim biraz tuhaflaşmaya başladı Annem nerde?
Não que eu estou reclamando... Mas, como sabem, a probabilidade de De ser jogado em cima... Por um endurecidos alcoólicas Caíram significativamente.
Demek istediğim başkaları ne derse desin umrumda bile değil, bunu anlatmaya çalışıyorum Bir daha ki sefer için tek düşünebildiğim gözlerine saatlerce bakmak hayatımın geri kalanı için hergün gözlerine bakmak için bir şans bulabilmek bu kulağa harika bir anlaşma gibi geliyor.
O que eu quero dizer é isto. O que tenho a dizer é que a subordinação não importando Que ninguém me diz... Tudo o que posso pensar é na próxima vez I get a stare em seus olhos.
Demek istediğim, bu adamlar gerçekten çim işine bağlı değiller.
Esta malta não está exactamente dedicada em cuidar da relva.
Demek istediğim, bu ne boktan şey, dostum?
Que merda é esta, meu?
Demek istediğim, elimizde olanın hepsi bu.
É tudo o que temos.
Demek istediğim, bu ne sikim şey, adamım?
Que merda é essa, meu?
Demek istediğim bir iki yere telefon etsen, bu işi örtmek için bir yerlerden baskı gördüklerini kendin de öğrenebilirsin. Hem de bu adamların üç cinayetlerini kanıtlamamıza rağmen.
Tudo o que estou a dizer é que com 1 ou 2 telefonemas, vai descobrir que estão a ser pressionados por alguém, para esquecerem este assunto, mesmo tendo ligado 3 mortes a este grupo.
Hayır, demek istediğim şey bu değildi.
Não é isso que é preocupante. Como aguentas?
Her neyse, demek istediğim, Anastasia kural değil bir istisnaydı. Bu hikayeleri dinlemeye bir son vermeliyiz. Kurala göre aldatan erkekler seni pek umursamazlar.
O que quero dizer é, a Anastasia é a excepção, não a regra, e temos que parar de ouvir estas histórias, porque a regra é os homens que nos traem não querem saber de nós.
Demek istediğim, bize olayları anlattın ve Ayanna'nın kardeşin olduğunu bilmemiz için sonuna kadar bekledin, bu da çok dramatikti.
Quero dizer, tu deste-nos os factos. E esperaste pelo fim para nos dizeres que Ayanna era tua irmã o que foi muito dramático.
demek istediğim bu değil 27
demek istediğim bu değildi 38
demek istediğim 2063
demek istediğim şu 35
demek istediğim şu ki 19
demek istediğimi anladın mı 56
demek istediğim o değil 18
demek istediğimi anladın 18
demek istediğimi anlıyor musun 62
demek istediğimi anladınız mı 16
demek istediğim bu değildi 38
demek istediğim 2063
demek istediğim şu 35
demek istediğim şu ki 19
demek istediğimi anladın mı 56
demek istediğim o değil 18
demek istediğimi anladın 18
demek istediğimi anlıyor musun 62
demek istediğimi anladınız mı 16
demek istediğim de bu 21
istediğim bu 49
istediğim bu değil 16
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148
istediğim bu 49
istediğim bu değil 16
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148