Denemek istiyorum traduction Portugais
501 traduction parallèle
Vurana kadar denemek istiyorum.
Quero continuar a tentar até lhe acertar.
- Dur da bir deneyeyim. - Hayır, ben denemek istiyorum.
- Deixa-me experimentá-lo.
Şimdi de bilimsel, küçük bir tecrübeyi denemek istiyorum.
E agora gostava de fazer outra experiência científica.
Bir şey denemek istiyorum.
Vá andando. Quero ver uma coisa.
Hayır, bir kez daha denemek istiyorum.
Vou testar só mais uma vez.
Bunu denemek istiyorum, hazırım.
Se quiserem tentar, eu estou pronto. - Muito bem.
Bir şey denemek istiyorum.
Quero experimentar uma coisa.
Yarın Bayan Venable'ın evinde bir şey denemek istiyorum.
Quero experimentar algo amanhä, em casa de Mrs. Venable.
Önce bir kez şansımı denemek istiyorum.
Isso foi para quem teve a 1ª oportunidade.
Denemek istiyorum.
Quero experimentar esta, posso?
Şimdi ona ne öğrettiğinizi bir kez daha denemek istiyorum.
Vou manter o que ela aprendeu. Tem razão.
- Şansımı denemek istiyorum.
E se tentássemos?
Yine de denemek istiyorum, Papa cenapları.
Mesmo assim, gostaria de tentar, Santidade.
Denemek istiyorum.
Quero experimentá-lo.
Başka bir şey denemek istiyorum. Başka bir yere gitmek.
Gostaria de experimentar outra coisa, ir para qualquer lado.
Zamanlamayı ıskalarsam hava tanklarını patlatabiliriz, ama... Denemek istiyorum.
Se eu errar o tempo podemos explodir os tanques de ar, mas... estou disposto a tentar.
Dediğim gibi, son kez şansımı denemek istiyorum.
Como eu disse, quero tentar mais uma vez.
- Bir şey denemek istiyorum.
- Quero experimentar uma coisa.
Senin canavarı denemek istiyorum hem.
Gostava de experimentar o teu carro.
- Motorunu denemek istiyorum.
Quero testar os motores.
- Evin çevresini dolaşıp bir şey denemek istiyorum.
Eu vou dar a volta à casa e fazer uma experiência.
Japon savaş sanatınızı denemek istiyorum.
Quando estiverem prontos lutarei com qualquer japonês.
Yeni arabamı denemek istiyorum da.
Quero experimentar a caranga.
Denemek istiyorum.
Quero tentar.
- Birşey denemek istiyorum.
Para que o quer? - Quero experimentar algo.
Bu dağı bir kez daha denemek istiyorum.
Sabes que quero outra oportunidade neste monte.
Ben de denemek istiyorum.
Também quero experimentar.
Tatlım, bunu denemek istiyorum.
Querido, gostava de experimentar este.
Makineyi denemek istiyorum.
Afinal, gostava de experimentar a tal máquina.
Öyle mi? Pekala, Şansımı denemek istiyorum.
Se estás tão determinado a lutar, vamos lutar.
Elimi sık. Bir şey denemek istiyorum.
Aperta a minha mão Quero tentar algo aqui.
- Denemek istiyorum.
- Quero testar-te.
Arthur, haftaya bunu tekrar denemek istiyorum.
Quero tentar de novo para a semana.
O çocuğu bir saat içinde buraya getir. Onu boğada bir daha denemek istiyorum.
Traga-o de volta em uma hora - Quero testá-lo de novo.
Denemek istiyorum
Eu quero experimentar.
Denemek istiyorum
Só quero experimentar.
- Elimin tersini denemek istiyorum!
- Não! É para praticar tiro-ao-alvo.
Sadece bir kez daha denemek istiyorum, baba.
- Só quero tentar outra vez, papá.
Onu biraz yukarı çıkarıp denemek istiyorum.
Vou levá-lo para o soltar um pouco.
Şey... Butler'ın rolünü denemek istiyorum.
Quero ensaiar o papel do Butler.
Herşeyi denemek istiyorum.
Na verdade, estou disposto a tentar qualquer coisa.
Sabitlemek için vidalamadan önce denemek istiyorum.
Vou testá-la, antes de aparafusarmos a base.
Yeni bir Visa kartım var, denemek istiyorum.
Tenho um cartão Visa novo e quero usá-lo.
- Denemek istiyorum onları.
Quero experimentá-las.
Ben bir şeyler yapmak bir şeyler icat etmek, daha önce kimsenin denemediği şeyler denemek istiyorum.
Quero fazer coisas e inventar coisas. Quero experimentar coisas que ninguém experimentou antes.
Orgazm'ı denemek istiyorum lütfen.
Gostaria de experimentar o "Orgasmo", por favor.
- Denemek istiyorum.
- Eu gostaria de tentar.
- Evet. Tekrar denemek istiyorum.
- Gostava de tentar de novo.
Ben konuşmakla denemek istiyorum.
Por isso vim tentar falar consigo.
Ve şimdi şansımı denemek istiyorum. Tek el... Daha önce hiç bu kadar şanslı olmamıştım.
Lembro-me de cada jogada de cada jogo... e agora quero uma oportunidade... num jogo com apostas à grande... com jogadores que nem pensam em quanto estão a apostar.
- ve bunu da denemek istiyorum. - ee, Beth? - Neden gardrobu boşalmadan bunu bitir miyorsun.
Beth, enquanto acabas de escolher o teu guarda-roupa, eu vou voltar para o escritório.