English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ D ] / Değiller

Değiller traduction Portugais

7,594 traduction parallèle
Senden çok da büyük değiller.
Não são muito mais velhos do que tu.
Ama burada değiller.
Mas não estão aqui.
Rick ve grubu iyi insanlar değiller.
Rick... e o seu grupo... Não são boas pessoas.
Ne kral ne de uşağı bu tehditten hoşnut değiller.
Creio que nem o rei nem o seu camareiro entendem o alcance desta ameaça.
Ayırt edilecek gibi değiller ki.
Quem consegue diferenciá-las?
Yüzde yüz kurt değiller yani.
Não são totalmente lobos.
Ayrıca aramızda kalsın karar alma süreçlerinde pek başarılı değiller.
E cá para nós, eles são muito precipitados quando tomam decisões.
Öyle değiller biliyorum ama bu klasik "erkek adam ağlamaz" saçmalığı gibi değildi.
Não. Mas aquilo não era a treta típica de "os tipos duros não choram".
Şunu anlaman gerekiyor. Özdeş ikiz değiller.
Tens de perceber, elas não são gémeas idênticas.
- Hayır, değiller.
- Não, não estão.
- Burada değiller.
- Não estão aqui.
Biliyorum asla müvekkillerimizin suçunu kabul etmememiz gerekir ama artık müvekkilim değiller nasılsa.
Não se diz que os clientes são culpados, mas já não são meus.
Gizli operasyonları eleştirecek güvenlik istihbaratına sahip değiller.
Simplesmente, não têm as informações de segurança para suspeitar de operações secretas.
Memnun değiller.
Eles não estão contentes.
- Zaten hoşnut değiller.
Eles já não estão contentes.
Daha beş aylık bile değiller.
Nem sequer tem 5 meses.
Pis değiller.
Eles não estão assim tão sujos. Estas a brincar?
O halde neden bir zil sesiyle oldukları yerden yukarı.. .. çıkmayı beklemek yerine burada bizimle beraber değiller?
Então, porque não podem eles sentar-se aqui connosco, em vez de terem de ficar por baixo da casa, à espera que soe uma sineta?
- Zombiler edebiyata dahil değiller Jake.
Os zombies não são literatura, Jake.
Cemaatimizin üyesi değiller.
Não pertenciam à congregação.
Benim ailem gibi değiller.
Ao contrário dos meus pais.
Yalnızca vitamin. Benim bile değiller.
Nem sequer são minhas.
Ama cesetler sıradan cesetler değiller.
Mas os corpos não são apenas corpos.
Tamamen insan değiller.
Não inteiramente humanos.
Belki kusursuz değiller.
Eles podem não ter sido perfeitos.
Bence birlikte değiller.
Acho que não estão juntos.
- Hayır Peder, henüz değiller.
- Não estão, padre.
DGİ şiddet yoluyla meşruiyet talep ediyor. Bunu başka bir şekilde hak etmiş değiller.
O OPA procura legitimação pela violência.
Korkulacak şeyler değiller biliyorsun.
Não são nada para teres medo, sabes.
Her zaman çok küçük değiller.
Nem sempre são tão pequenas.
Büyümeyi bırakıyorlar, denemeyi bırakıyorlar çünkü yapmak zorunda değiller.
Eles param de crescer, param de tentar porque não precisam.
Bu insanlar, yeni fikirlere açık insanlar değiller.
Estas não são pessoas abertas para novas ideias.
O dağın için koca bir ordu var ve bunun farkında değiller.
Há um exército inteiro dentro dessa montanha, e eles nem se aperceberam disso.
Artık sadece kadınlar için değiller, biliyor musunuz?
Já não são só para mulheres, sabe?
- Artık sadece kadınlar için değiller mi?
Já não são só para mulheres?
- Onlar Amerikan vatandaşı değiller.
Não são cidadãos americanos.
Hazır değiller. Daha... Lanet olsun!
Eles não estão prontos, eles não têm nenhum...
Bu tarz ortama alışkın değiller.
Não irão falar neste ambiente.
Rahat makosenler aslında rahat değiller.
Mocassins confortáveis, não do tipo desconfortável.
Dedikleri insanlar değiller.
Esta gente não é quem diz ser.
Burada değiller.
Eles não estão aqui.
Bir tane göz var, iki de olabilir ama biraz dostça değiller mi?
É que só tem um olho. Talvez se tivesse dois, seriam mais amigáveis, não era?
Kusura bakma Maurice ancak tecrübelerime göre ki önemsiz değiller, medyumlar çok ama çok faydalıdır.
Desculpe, mas pela minha experiência, que é considerável, eles têm sido muito, muito úteis. Não toquei nela.
Motosikletlerden nefret ediyorum çünkü güvenli değiller!
Odeio motociclistas, porque são perigosos!
Pek dengeli tipler değiller.
Elas não batiam muito bem.
Bunu yapmak zorunda değiller.
Eles não têm que fazer isto.
Ranskahov'lar artık bu organizasyonun bir parçası değiller.
Os Ranskahovs não fazem mais parte desta organização.
Sağcılar ya da aşırı solcular ama fazla bağlı değiller.
São de direita, ou tecnicamente ultra-esquerda, mas não afiliados.
Hepsi Fisk için çalışıyor, muhtemelen gerçek polis değiller bile.
Todos do Fisk, nem devem ser polícias a sério.
Ne. Gay insanlardan söz ediliyor olmalı, iyi, gay, değiller mi?
Os gays deviam ser, bom, gays, não?
RSK hâlâ agresif takılıyor. Hâlâ yanımızda değiller.
Os RSK estão a fazer-se difíceis, ainda não alinharam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]