Dostlar traduction Portugais
10,842 traduction parallèle
Cenazem için ne planladığınızı öğrenmek için dostlarımı ziyarete geldim.
O quê? Fui só visitar uns amigos, e tentar descobrir o que planeavam para o meu funeral.
Ailelerini ve dostlarını kaybeden cesur insanların gemisinden.
Valentes homens e mulheres que perderam as suas famílias e amigos.
- Selam dostlar.
- Olá, amigos.
# Fakat dostlar, yalnız olduğunuz zaman #
Mas amigos quando estão sós
Bill Murray ve ünlü dostları toplandı...
Bill Murray e os seus amigos famosos reúnem-se...
Burası ısınmalı, dostlar.
O aquecimento está desligado.
Çünkü ailemizden, dostlarımızdan ya da misafirlerden hiçbiri teşrif etmedi.
Nenhum dos nossos familiares, amigos ou convidados conseguiu vir.
# Dışarda lapa lapa kar yağıyor, dostlar "Yoo-hoo" diye bağırıyor #
Lá fora a neve cai E os amigos chamam...
# Dostlar "Yoo-hoo" diye bağırıyor #
E os amigos chamam...
FBI'dan dostlarıyla birlikte yeraltı dünyasının sorununu çözüyor.
- Ela e uns colegas do FBI foram à procura de um mandarim do submundo.
Ama buradaki dostlarımız için aynısını söyleyemem.
Não posso dizer o mesmo dos nossos amigos aqui.
Söylesene, Elias ve dostları hep bizden bir adım önde olmayı nasıl başarıyor?
Diz-me, como o Elias e os seus parceiros ficavam sempre um passo à frente?
Cosa Nostra mı yoksa mavili dostlarımız mı?
O Cosa Nostra ou os nossos polícias?
Dostlarımız aralarında bir hain olduğunu öğrendikleri için biraz sinirliler.
Os meus amigos estão chateados por ter um traidor entre eles.
FBI'yı arayıp Natalie'nin adada yardım isteyebileceği dostları olup olmadığını öğreneyim.
Vou contactar o FBI e ver se sabem de algum cúmplice dela na ilha,
- Ben orada gizem yazarı dostlarımla... - Aslında benim bu akşam için planım var.
Na verdade, já fiz planos para esta noite.
Baba, seni eski dostlarına konuşma yaparken izlemek pek de baba-kız zamanı olmuyor.
Pai, ver-te a falar com os teus amigos não é exactamente tempo de pai e filha.
Ama New York'taki dostlarım birkaç görüşme yaptı.
No entanto, os meus amigos em Nova Iorque fizeram algumas chamadas.
Dostlarına dikkat etmelisin.
É com os amigos que temos de ter cuidado.
Ama güzel günler yakında dostlarım.
Mas o degelo vem aí, meus amigos.
Etrafınıza bakın dostlarım.
Olhem à volta, amigos.
Evet, dostlarım, Halife Allah'ın merhametinin gücünü bilir.
Sim, meus amigos, o Califado conhece a misericórdia de Deus.
Liderimiz söz verdiği şeyi yapana kadar dostlarımı öldürürlerdi.
Mataram os meus amigos até o nosso líder ter feito o que prometeu.
Hoşgeldiniz, Dostlarım.
Bem-vindos, meus amigos.
Bunca şeyden sonra Claire ve Arika, kulemizi aldı, varlıklarını dondurdu, dostlarını çaldı ve soy adımızı dağıttı.
Quer dizer, afinal de contas, a Claire e a Arika ficaram com a nossa torre, congelaram os teus activos, sequestraram os teus aliados, arruinaram o nosso nome de família.
Vegadaki dostların sığınağımı bombaladı.
- Os teus amigos de Vega bombardearam o meu ninho.
İsyancı dostlarımız sessizce gitti.
- Não. Os nossos amigos rebeldes estão silenciosos.
Buna siz ve ajan dostlarınız dahil.
Isso inclui-a a si e aos seus colegas agentes.
Evet. Ama sen dostlar ediniyorsun.
Sim, mas tu fazes amigos.
Eski dostlarıyla selamlaşacak vakti yokmuş demek ki.
Não tem tempo para cumprimentar os velhos amigos?
Ortak dostlarımız var.
Temos amigos mútuos.
- Merhaba dostlarım.
- Olá, malta.
Dostların kim senin, Gabriel?
Quem são os teus amigos, Gabriel?
ATF dostların fazla konuşkan değildi.
É que os teus amigos da ATF foram muito pouco cooperativos.
Eski dostlarımla iletişime geçip oyuna geri dönebileceğimi düşündüm.
Pensei que podia rever velhos conhecidos, voltar ao jogo.
Dostlarım beni gemi yolculuğuna çıkarmak istiyor.
O meu "amigo" quer levar-me num cruzeiro.
Bay Mason'ın yeni dostlar edinmesine kızmamalısın Daisy. Artık o da bizden biri.
Não se deve aborrecer pelo Sr. Mason fazer novos amigos, Daisy, agora que ele está aqui, entre nós.
Dostlar her zaman arkanı kollar.
Amigos, sempre dão cobertura uns aos outros...
Dostlarımı gördüğüme hep sevinirim ama içimden bir ses bunun tesadüf olmadığını söylüyor.
Fico sempre feliz em ver os meus rapazes. Mas alguma coisa me diz que este encontro não foi por acaso.
Sen ve dostlarının tekrar yoluma çıkması an meselesi.
É uma questão de tempo até tu e os teus amigos se atravessarem outra vez no meu caminho.
Ama eminim sizi bekleyen dostlarınız var ve yeni bir evde yeni bir iş onları bulmanıza yardımcı olabilir.
Mas a tenho certeza que há amigos que esperam por si, e um novo trabalho numa nova casa pode ajudá-lo a encontrá-los.
Oğluma adını verdiğim babam Carl ve dostlarımız Aiden ile Ben.
E o meu pai, o Carl Sénior e os nossos amigos, Aiden e Ben.
Ve tüm dostlarımın bana güzelce fırça atmasını istiyorum.
E quero que todos os meus amigos me digam das boas.
Babamın hikayesini bitireceğim, seni ve dostlarını alevler içine atacağım.
Vou terminar o artigo do meu pai. E vou atirá-lo a si e aos seus boys para as chamas.
Sona yaklaşıyoruz dostlarım.
A jornada final está a chegar, meus amigos.
- Hipotermi oluşturacaksın. Travma dostlarınızla tartıştığınız bir konuyu kanıtlamak için bu çocuğu göz göre göre öldürmeyeceğiz. Durun bakalım.
- Hipotermia induzida.
Tüm dostlar bir arada.
E junto com todos os miudos.
Seni FBI'daki güzel dostlarının yanına göndereceğiz.
Vamos mandá-la de volta para os seus amigos do FBI.
Dostlarını ağırlamak için kullanabileceğini söylemiş.
Ela leva para lá os amigos.
Dostlarım bana Thirsty der.
Os amigos chamam-me Thirsty.
- Dostlar.
Amigos.